Abdominoplasti Nasıl Yapılıyor

Karın Germe Ameliyatı Nasıl Yapılıyor

Vücut güzelliğini sağlamanın en etkin yöntemlerinden biri olan karın germe ameliyatı tıp dilinde abdominoplasti olarak adlandırılır.

Abdominoplasti hangi durumda yapılır

Düzgün bir karın görüntüsü vücut güzelliğinin olmazsa olmazlarından biridir. Ancak bu görüntüyü bozan çeşitli durumlar mevcuttur. Bunların başlıcalarını söyle özetleyebiliriz:

  • Doğum(lar) Gebelikte karın derisinin ciddi ölçüde gerilmesi deri altında yırtıklara neden olur. Bu yırtıkların iyileşmesi deri altında kalıcı yara izlerine yol açar. Ayni şekilde genişleyen karın derisi doğum sonrasında eski gerginliğine ulaşamayabilir ve altta bir sarkıklığa neden olabilir. Özellikle çoğul doğumlarda aşırı genişlemeye bağlı olarak karın ön duvarını oluşturan adeleler yırtılarak birbirinden ayrılabilir. Bu durum da karın duvarında deri gevşekliği olmasa bile dışarı doğru bombeli bir görünüme yol açabilir.
  • Aşırı kilo değişiklikleri Obezite veya fazla kilolu olmak da yağların ağırlığına bağlı olarak karın derisinde çatlaklar ve sarkmaya yol açar. Bunun üzerine kilo verme eklendiğinde karındaki sarkıklık daha da belirgin hale gelir.
  • Yaşlılık Zamanla derinin esneklik ve gerginliği azalır. Bunun üzerine hafif de olsa kilo fazlalığı veya zayıflama eklenirse karın derisindeki sarkma çok daha belirginleşir.

Karın germe hangi bozuklukları düzeltir

Karın görüntüsünde değişiklik yapan nedenleri yukarıda sıralamıştık. Karında estetik görüntüyü bozan faktörler ise:

  • Deri çatlakları (stria) Gerginliğe bağlı deri altı yırtılması ve deri altında yara izi kalması
  • Deri sarkıklığı Gevşemiş derinin karın altı tarafında katlanması ve kendi üzerine katlanması. Bu durum görüntü bozukluğu dışında katlanma bölgesinde kötü koku pişik kaşıntı ve ağrı gibi rahatsızlıklara yol açar.
  • Bombelik Kişi zayıf bile olsa karın bombe durduğundan “göbekli” görüntüsü ile dolaşır. Bunun nedeni karın ön duvarı kaslarında oluşan bir nevi fıtıktır.
  • Göbek deliğinin aşağıya kayması Göbek deliği normalde kalça kemiği üst kenarının daha yukarısında olmalıdır. Karın derisindeki gevşeme göbeği de aşağı çeker ve bu durum da estetik görüntü açısından bir dezavantajdır.

Abdominoplasti ameliyatının ana hatları

Günümüzde ciddi ölçüde hasara uğramış karın derisinin herhangi bir cerrahi işlem yapmadan eski haline döndürülmesinin imkanı yoktur. Ancak bozukluk incelendiğinde deri hasarının önemli bir kısmının göbek civarı ve altında olduğu görülür. Sarkıklık ve çatlaklar göbek üstü bölgesinde çok daha azdır. Göbek altı deri bol ve gevşektir. Tamamı çıkarılsa bile ortaya çıkan eksiklik yukarıdaki deri aşağı çekilerek kapatılabilir. Karın duvarındaki gevşeklik ise ancak deri altında çalışarak düzeltilebilir. Herkesin anlayabileceği gibi bir fazlalığı ortadan kaldırmak için genellikle onu kesip çıkartmak gerekir. Karın derisinde de fazlalığı almak için bir kesi yapmak zorundayız. Ancak bu kesiyi en kolak saklanacak yer olan kasık bölgesinde yapmak mümkündür. Karın kaslarındaki fıtık ve gevşekliği onarmak için ise bu kasları görünür kale getirmeliyiz. Bunu da karın duvarı altında yapacağımız bir tünelin içinden gerçekleştirebiliriz. Bu tünelin uzunluğunun karın üst kenarına diğer bir deyişle göğüs tahtası kemiğinin alt kenarına kadar uzanması gerekir çünkü karın kasları buraya kadar ilerler. Tüneli açarken karşılaşılan bir engel göbek deliğidir. Burada derinin etrafı çepeçevre kesilerek göbeğin karın duvarına yapışık kalması sağlanır. Fazla deri çıkarıldıktan sonra geride kalan düzgün deride uygun yere yeni bir göbek deliği açılıp karın duvarında duran göbek bu delikten dışarı uzatılıp karın derisine dikilir. İşlem tamamlandığında kasık üzerindeki dikiş izinin uzunluğu kişiden kişiye değişir. Sarkıklık ne kadar fazla ise kalacak izin kenarlara ve arkaya doğru uzanması o kadar fazla olur. Ancak külot veya bikini altı modeline göre bu iz içeride kalacak şekilde ayarlanabilir.


Sosyal medyadaki paylaşımlarımızı izlemek için aşağıdaki logolardan uygun gördüklerinize tıklayabilirsiniz:


Uyanık Ameliyat

Uyutmadan Ameliyat Etme

Ameliyat denilince aklımıza gelen ilk çağrışım anestezi veya narkoz kavramlarıdır. Anestezi her türlü ameliyatın yapılmasına olanak sağlayarak cerrahide çok önemli bir mesafe alınmasına yol açmıştır. Her ne kadar günümüzde genel anestezi çok güvenli bir hale gelmiş ise de geçmişte yaşanan anesteziye bağlı ölümler nedeni ile hala insanlarda bu konuda yerleşmiş bir korku mevcuttur.

Anestezi tipleri

Ana hatları ile iki tür anestezi vardır:

  • Genel anestezi: Burada hasta tam ve derin bir uykudadır. Bilinç kapalıdır. Ağrı duymaz ve yapılanları hatırlamaz. Ancak nefes alma yeteneği kaybolmuştur ve solunumu bir makine tarafından sağlanır. Yani hayatta kalması tamamen anestezi doktorunun elindedir. Ameliyat sonunda normal nefes almaya dönebilmesi ve bilincinin geri gelmesi için uyandırılması gerekir. Genel anestezi saatler hatta günlerce verilebilir. Ancak hasta uyandıktan sonra bazı istenmeyen etkiler sık olarak görülür. Bunların başında bulantı, kusma, üşüme ve titreme nöbetleri, geç uyanma ve bilincin yavaş açılması gibi bulguları sayabiliriz.
  • Lokal anestezi: Sıvı şeklinde enjekte edilebilen ve yapıldığı bölgeyi uyuşturan ilaçlar mevcuttur. Bunlara lokal anestezikler denilir. En çok kullanıldıkları alan diş hekimliği dir. Ayrıca küçük alanlardaki kısa süreli ameliyatlarda da kullanılırlar. Bunların en büyük avantajları bilinci ve solunumu etkilemeden yalnızca yapıldıkları bölgeyi uyuşturmalarıdır. Cerrahi işlem bittikten sonra hasta hemen normal yaşamına geri dönebilir. Genel anesteziden sonra görülen bulantı, kusma, zihin bulanıklığı ve nefes alma zorluğu gibi istenmeyen yan etkileri yoktur. Ancak bazı dezavantajları da vardır. Bunların başında etki süresinin nisbeten kısa olması gelir. Ayrıca ilk yapılışları bir iğnenin batırılması ile olur ve bir miktar ağrıya yol açar. Küçük bölgelerin uyuşturulmasında bu ciddi bir sorun oluşturmaz çünkü iğne genellikle bir kez batırılır. Buna karşılık geniş bölgelerin uyuşturulmasında iğnenin defalarca batırılması gerekir ki bu da başlangıçta rahatsız edici bir ağrıya neden olur. Bir başka dezavantaj ise verilebilecek en fazla dozun sınırlı olmasıdır. Genel anestezide olduğu gibi sürekli olarak verilmeleri uygun değildir. Çünkü bunların vücuttan atılmaları zaman alır ve ardarda verilen dozlar birikerek tehlikeli yan etkiler yaratabilir.

Neden uyanık ameliyat

Her ne kadar günümüzde genel anestezi altın standart ise de sedasyon denilen bir anestezi tipi daha vardır. Burada hastanın solunumu durdurulmaz ve bilinci tamamen kapatılmaz. Kuvvetli ağrı kesiciler ve yarı uyutucu ilaçlar ile hasta yarı uyur hale getirilir. Genellikle ağrı duymaz ve/veya duyduğu hafif ağrıları hatırlamaz. Ameliyat bittikten sonra kendine gelmesi genellikle kısa sürede olur. Ancak burada da tam uyanma ve fonksiyonların geri gelmesi bir süre alır. Bunu sarhoş bir insanın ayılması gibi düşünebiliriz. Genel anesteziden biraz daha güvenli olmasına karşın sedasyon anestezisinin de bazı istenmeyen sonuçları görülebilir. Genel anestezi ve sedasyon anestezisinin mutlaka bir anestezi doktoru tarafından verilmesi gerekir. Ayrıca bu anestezi her türlü anestezi malzemesinin bulunduğu tam donanımlı bir ameliyathanede verilebilir. Günümüz ameliyatlarında anestezi önemli bir gider oluşturmaktadır. Bunun nedeni işlemin genellikle bir anestezi uzmanı ve anestezi teknisyeni ile birlikte yapılması ve kullanılan ilaçların pahalı olmasıdır. Oysa lokal anestezi ile yapılan ameliyatlarda hasta tamamen uyanıktır, genellikle anestezi hekimine ve anestezi makinesi kullanmaya gerek yoktur. Ameliyat bittiğinde hasta rahatlıkla ve hemen normal yaşamına geri döner. Aldığı ilaçlara bağlı yan etkilerle karşılaşmaz ve bir uyanma ve istirahat dönemi geçirmez. Bütün bu etkiler hastada uyanık ameliyat olmanın daha güvenli olduğu inancını yaratır. Bu inanç bir dereceye kadar doğrudur.

Estetik cerrahi ve uyanık ameliyat

Günümüzde estetik ameliyatlarda mümkün olan en küçük işlemler ile düzeltme yapılması eğilimi giderek artmaktadır. Bunun en önemli nedenlerinden birisi plastik cerrahi uzmanı olmayan bazı tıp mensuplarının da estetik işlemler yapma arzusudur. Cerrah olmayan bu hekimler ameliyathane kullanamadıkları ve anestezi doktorları ile birlikte çalışamadıkları için işlemlerini lokal anestezi ile yani uyanık hastalarda yapmak zorundadırlar. Bunun tek yolu etkili lokal anestezi kullanabilmektir. Bunu iyi öğrenenler pek çok estetik işlemi anestezi doktoru olmaksızın yapabilmektedirler. Plastik cerrahi uzmanları genellikle ameliyathanede ve anestezi doktoru ile birlikte çalıştıklarından genel anestezi altında çalışmayı tercih etmektedirler. Bu da yapılan işlemin maliyetini arttırmaktadır. Cerrah olmayan ancak estetik işlem yapan hekimler hastalarını uyanık olarak tedavi etme dışında bir olanağa sahip olmadıklarından genel anesteziyi tehlikeli olarak ve kendi yaptıkları uyanık işlemleri çok daha güvenli olarak tanıtma eğilimindedirler.

Uyutularak veya uyanık ameliyat. Hangisi daha iyi?

Biz plastik ve estetik cerrahlar yaptığımız işi 3 boyutlu ve değişik açılardan görmek isteriz. Bir memenin ayakta ve yatarken görünümü birbirinden çok farklıdır. Bir dikleştirme ameliyatında sonuç en iyi hasta oturur pozisyonda iken anlaşılır. Genel anestezi altında uyuyan bir hastayı oturur pozisyona getirmek hem güç hem de oldukça risklidir. Hastanın ağzından soluk borusuna uzanan tüp bir şekilde yerinden çıkar ise istenmeyen sonuçlara yol açar. Oysa uyanık yapılan bir ameliyatta hiçbir sorun yaşanmadan hasta oturtulabilir. Ayni durum kulak estetiği

Sonuç olarak pek çok estetik ameliyatta hastanın tam uyanık olması avantajlıdır. Ancak bu uyutularak veya yarı uyutularak yapılan ameliyatların daha tehlikeli ve/veya pahalı olmasından dolayı değildir. Bu tamamen hastanın ameliyat sırasında çok daha kolay hareket ettirilmesinden ve pozisyon değiştirebilmesinden kaynaklanmaktadır. Uyutucu ve/veya sakinleştirici ilaçlar verilmese bile her ameliyatta bir anestezi doktorunun hastanın başında durması ve hastayı izleyerek olası bir istenmeyen durumda müdahale etmeye hazır olması çok önemli bir güvencedir. Küçük veya büyük her cerrahi müdahale ciddi bir işlemdir. Prof. Dr. Ege Özgentaş mümkün olduğu kadar ameliyatlarını tam uyanık hastalarda lokal anestezi ile yapmayı tercih etmektedir. Ancak uyanı veya uyutularak bütün ameliyatlarını tam teşekküllü bir ameliyathanede ve anestezi doktoru eşliğinde yapmaktadır. Hasta güvenliği her zaman cerrahın rahatlığından ve ekonomik kazançlardan önde gelir.


Sosyal medyadaki paylaşımlarımızı izlemek için aşağıdaki logolardan uygun gördüklerinize tıklayabilirsiniz: