Tedavinizi Yapan Doktora Güvenmek

Sağlıkta Hasta Doktor İlişkisi

Sağlık önemli bir konudur ve her zaman ciddiye alınmalıdır. Kişiler muayene olmaya karar verdiklerinde olanakları dahilinde ve şikayetlerinin ciddiyetine göre hekim seçerler.

Devlet Hastaneleri mi? Özel Hastaneler mi?

h

Basit sorunlar için aile hekimleri yeterlidir. Pek çok aile hekimi kendilerini aşan hastalıklarda hangi hastanenin hangi bölümüne başvurmaları gerektiğini hastalarına söylerler. SGK dan yararlanan hastaların tüm tedavileri ücretsizdir ve bazı hastanelerde hastalar hekimlerini seçme hakkına sahiptir. Buna karşılık özellikle sağlık sigortası olanlar özel hastaneleri seçme eğilimindedirler. Bunun en önemli nedeni özel hastanelerin binalarının ve iç dekorlarının daha gösterişli olması ve medyada etkin bir şekilde görülmeleridir. Ancak şu gerçeği unutmamak gereklidir: Özel hastanelerde çalışan doktorların çok önemli bir kısmı daha önce devlet veya üniversite hastanelerinde çalışıp daha sonra özel kurumlara geçen hekimlerdir. Bu hekimlerin kamuda çalışırken yaptıkları tedaviler ile özel sektörde çalışırken yaptıkları tedavilerin birbirinden farklı olmadığı bilinmelidir.

Hastalığınızı Tedavi Edecek Doktoru Seçmek

Hastaların pek çoğu kendilerini tedavi edecek doktoru araştırıp o doktora tedavi olmaya gayret ederler. Bunun bir yolu adı çok iyiye çıkmış bir özel hastaneye başvurmaktır. Nasıl olsa burada çalışan doktorların hepsi çok iyidir ve hangisi olsa beni en iyi şekilde tedavi eder diye düşünülür. Buna örnek olarak şu anımı aktarayım: Bir yakınım çocuğunun acil rahatsızlığı için özel hastaneye gitmiş ve ameliyata karar verilmiş. Beni arayıp bilgilendirdiler. Hangi doktor ameliyat edecek diye sorduğumda bilmediklerini söylediler. Ameliyat başarılı şekilse yapıldı ve hasta sorunsuz iyileşti. Devlet ve üniversite hastanelerinde durum biraz farklı. Özellikle cerrahi hastalıklarda eğer hasta doktorunu kendisi seçmedi ise ve hiç tanımadığı bir doktora ameliyat olacak ise tedirgin olmaktadır. Burada ameliyat öncesi doktor ile kurulan iletişim çok önemlidir. Hasta ameliyatın risklerini ve iyileşme süresini iyice sorup öğrenmelidir. Bu konuşmalar sonrası doktoruna güven duydu ise ameliyatı kabul etmelidir.

Ameliyat Sonrası Dönem

Sık olarak karşılaştığım bir olay var. Ameliyat olmuş bir hasta daha tedavisi tamamlanmadan bana sosyal medyadan ulaşıp bazı sorular soruyorlar. Bu sorular genellikle ameliyat sonrası ağrının veya şişliklerin normal olup olmadığı şeklinde oluyor. Bunu muhtemelen yalnız bana değil sosyal medyaca gördükleri diğer doktorlara da soruyorlar. Bu çok yanlış bir davranış. Hastanın durumunu en iyi onu ameliyat eden cerrah bilir. Eğer endişe edilecek bir durum varsa hastayı bilgilendirir. Her ameliyattan sonra istenmeyen bir durum ortaya çıkabilir. Bu durumu da en iyi düzeltecek kişi ameliyatı yapan doktordur. Bir kez kendinizi bir cerraha emanet etmiş iseniz sonuna kadar tedaviye devam etmelisiniz. Sizi hiç görmemiş olan hekimlerden görüş almaya çalışmak kafanızı karıştırmaktan başka hiçbir işe yaramaz.

Ameliyatın Sonucunu Beğenmemek

Her ameliyatın kendine göre zorlukları ve bir başarı oranı vardır. Özellikle burun ameliyatı gibi incelik isteyen ameliyatlarda en deneyimli hekimler bile en az %10 civarında başarısız sonuç alabilir. Bu normaldir. Ancak deneyimli bir hekim bir revizyon ameliyatı ile bu sorunu tamamen gidermelidir. Eğer revizyon ameliyatı sonrası da sonuç iyi olmamış ise hastanın bir karar vermesi gerekir. Birinci seçenek bu burunun olabileceği en iyi şekil budur ve daha fazla ısrar edilmemelidir. İkinci seçenek ise başka bir hekimin görüşünü almakdır. Ancak yeni hekimin bu durumu düzeltebileceği de garantili değildir. Böyle durumlara düşmemek için doğru hekimi seçmek çok önemlidir.

Doğru Hekimi Seçmek

Estetik ameliyatlar veya işlemler için kişilerin en sık başvurdukları yol internet üzerinden sosyal medya araştırması yapmaktır. Sosyal medyada da en çok dikkati çeken öncesi sonrası resimlerdir. Önce şunu belirtmekte yarar var. Devletin koyduğu kurallara göre doktorlar hiçbir şekilde hastalarının izni olmadan onların resimlerini sosyal medyada gösteremezler. Ama bu resimlere çok sık rastlıyoruz. İzin alınıp alınmadığını bilmek mümkün değil. Sosyal medyada gösterilen resimler en iyi sonuç alınmış resimlerdir. Her hastada böyle sonuç alınacağını göstermez. Ayrıca yapay zeka ve fotoğraf düzenleme programları ile her fotoğraf değiştirilip mükemmel sonuç alınmış bir görüntüye dönüştürülebilir. Peki cerrahınızı nasıl seçeceksiniz.

  • Çevrenizde araştırma yapabilir ve güvendiğiniz kişilerin görüşlerini öğrenebilirsiniz.
  • Belli bir hastanede ameliyat olacakdanız hastane çalışanlarının tavsiyelerini dinleyebilirsiniz.
  • Sosyal medyada ameliyat olmayı düşündüğünüz hekim hakkında araştırma yapıp hasta yorumlarını okuyabilirsiniz. Ancak burada da dikkat edilmesi gereken bir durum vardır. Hiçbir cerrahın her yaptığı ameliyat mükemmel olmaz. Mutlaka bazı mutsuz ve şikayetçi hastaların yorumları çıkabilir. Bu durum o hekimin güvenilmez olduğunu göstermez. Diğer bir durum da çok tavsiye edilen bir hekim hakkındaki yorumların gerçek olup olmadığını araştırmaktır ve bu kolay değildir.
  • Bir şekilde ameliyat olmayı düşündüğünüz hekim ile olan ilk karşılaşma ve muyenenizde size güven verip vermediğine bakmalısınız.
  • En önemli olan şey ise hiç utanmadan hekimin aldığı diplomaları incelemeniz gerektiğidir. Bunların muayene odasında herkesin göreceği bir yerde bulunması gerekir. Hangi kurumdan diploma aldığı, uzmanlığının ne olduğu gözle görülmelidir. Sağlık bakanlığının damgası olmayan belgeler ne kadar gösterişli olursa olsun fazla önem taşımazlar.

Bütün yukarıdaki kriterleri değerlendirip hekiminizi seçtikten sonra sonuna kadar ona güvenmek zorundasınız.

Sonuç

Ameliyat hele estetik ameliyat çok ciddi bir olaydır. Cerrahınızı iyi seçmelisiniz. Seçtikten sonra da ona sonuna kadar güvenmelisiniz. Ameliyat olduktan kısa süre sonra sonucu başka hekimlere danışarak sonucu değerlendirmek yanlıştır. Yapılan işlemde beklenmeyen bir sonuç çıkar ise bunu gene en iyi sizi ameliyat eden cerrah düzeltebilir.

Mikro Toksin Tedavisi

Mikro Botoks

Halk arasında “Botox” olarak bilinen maddenin asıl adı “Botulinum Toksini” dir. Botoks bu maddeyi ilk kez piyasaya süren firmanın ürününe verdiği ticari isimdir.

Botoks nedir, ne işe yarar?

Botulinum toksini bir mikrobun oluşturduğu çok güçlü bir zehirdir. Beyin tarafından gönderilen sinyalin adale tarafından algılanmasını engeller ve kasın kasılmasına engel olur. Yüz kaslarına enjekte edildiğinde bu kaslar oynamaz yani kişi miniklerini kullanamaz ve bu sayede belli bölgelerde oluşan çizgiler ortadan kaybolur. “Botoks mantığı nedir” sorusunun yanıtlarından bir tanesi ve en önemlisi şudur: Bazı kasları felç ederek bunların kasılmasını önlemek ve/veya bu kasların incelmesini sağlamak.

Botulinum toksini hangi isimler ile satılıyor?

Kaç çeşit botoks var sorusunun yanıtı ülkelere göre değişmektedir. Türkiye de ithal izni olan ve yasal olarak satılan 3 ayrı botulinum toksini preparatı vardır. Bunlar “Botox”, “Dysport” ve “Nabota” ticari isimleri ile satılmaktadırlar. Etki mekanizmaları bakımından aralarında fark yoktur. Bu preparatlardan ilk ikisinin ayni isim ile ABD de satılması ve kullanılması FDA tarafından onaylanmış ancak sonuncusunun henüz onaylanmamıştır.

Botoks vücutta nerelere yapılır?

Botulinum toksininin kasları felç etme dışında başka etkileri de vardır. Vücutta uygulandığı bölgeler hangi etkiyi arzuladığımıza göre değişir.

Yüz ve boyundaki kırışıklıkların azaltılması

Burada toksin derinin altına ve kasların içine enjekte edilir. İki kaş arasındaki öfke çizgilerinin, alındaki enlemesine çizgilerin ve gözlerin kenarlarındaki kaz ayakları denilen çizgilerin azaltılması veya kaybedilmesi için bu bölgelere yapılır.

Terlemenin azaltılması

En sık uygulandığı bölgeler koltuk altı, el ve ayaklardır. Ancak teorik olarak aşırı terleyen her bölgeye (kafa derisi dahil) uygulanabilir. Burada toksin deri altına ve ter bezlerinin bulunduğu bölgeye enjekte edilmelidir.

Kasların zayıflatılması

Mimik kaslarının kırışıklık giderme amacı ile felç edilmesi dışında kaslara botulinum toksini tedavisi en sık olarak alt çene kenarında bulunan masseter kasına uygulanır. “Masseter botoks ne ise yarar” sorusunun yanıtı şudur: Bu kas zayıflatıldığında çenedeki spazm (kasılma) ve ağrı azalır. Ayrıca kas küçüldüğü için çene alt kenarındaki çıkıntı da azalır. Yani hem fonksiyonel hem de estetik amaçlı olarak kullanılabilir. Kaslara botoks tedavisi veya işlemi kasın fonksiyonu azaldığı veya durduğunda tehlike yaratmayacak her bölgeye uygulanabilir. Boyundaki kas (platysma), baldır kasları ve gözü hareket ettiren kaslar buna örnektir. Platysma enjeksiyonu boyundaki çizgilere iyi gelir. Göz kaslarına enjeksiyon şaşılık tedavisi için kullanılır ve baldır kaslarına yapılan enjeksiyon ise bazıları tarafından daha ince çizmeler giyebilmek için arzulanmaktadır.

Ağrıların giderilmesi

Özellikle migren ağrılarının yüze botulinum toksini uygulaması sonrası azaldığı veya kaybolduğu bilinmektedir. Ancak migren dışı ağrıların giderilmesi konusunda toksinin yararları araştırma aşamasındadır ve umut vadeden sonuçlar görülmektedir.

Yüze botoks ne işe yarar?

Botulinum toksini ilk kullanım yıllarında yalnızca yüzdeki kırışıklıkların azaltılması için uygulanıyordu. Ancak sonradan yüz derisinde farklı etkileri olduğu da anlaşıldı.

Botoks yüzü gençleştirir mi?

Günümüzde toksinin yüz derisinde farklı şekilde kullanılmasının derinin kalitesini arttırdığı ve tazelenme sağladığı görüldü.

Mikro botox nedir?

Botulinum zehiri yüz derisinde farklı bölgelerde ve farklı yoğunlukta kullanıldığında deride tazelenme, gençleşme ve daha kaliteli bir görünüm ortaya çıkarır. Porlar azalır. Ancak bu uygulamanın kırışıklık tedavisine hiçbir yararı olmadığını da belirtmekte yarar vardır. Bu işleme “mikro toksin uygulaması” ve “baby botox uygulaması” gibi isimler de verilmektedir.

Botulinum toksininin etkisi ne zaman başlar ve ne kadar devam eder?

Klasik botulinum toksin uygulaması yani kırışıklık giderilmesi için kullanımda etki yaklaşık bir haftada görülür. Oysa mikro toksin uygulamasının etkisi ancak birkaç hafta sonra ortaya çıkar. “Botoks kaç ay kalıcıdır?” sorusunun yanıtı klasik uygulamadaki ile aynıdır. Yani mikro toksin uygulamasının etkisi de diğeri gibi geçicidir ve uygun (yani sulandırıldıktan hemen sonra bekletilmeden) kullanıldığında yaklaşık 8 aya kadar devam edebilir.

Botoks yararlı mı zararlı mı?

Sık sorulan bu soruya yanıt vermek kolay değildir. Uygun olmayan bölgelerde ve/veya deneyimsiz kişiler tarafından kullanıldığında istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir. En sık görüneni üst gözkapaklarında düşme (ptosis) olmasıdır. Neyse ki bu durum toksinin etki süresi bittiğinde tam olarak düzelir. Ancak bazı durumlarda toksin yapıldığı bölgenin uzağındaki kasları da felç edebilir ve solunum durması gibi ölümcül durumlar ortaya çıkabilir. Çok nadir de olsa bu komplikasyonlar akılda tutulmalıdır. Mikro toksin uygulamaları çok yüzeyel yapıldığından botoksun zararları veya komplikasyonları diğer klasik uygulamaya göre çok daha azdır. Sorunun yanıtı olarak “yararları zararlarından çok daha fazla” diyebiliriz.

Özet

Botulinum toksini uzun yıllardır estetik amaçlı olarak yüzdeki kırışıklıkların giderilmesinde kullanılmaktadır. Ancak daha sonraları yüz estetiğinde derinin tazelenmesi ve porlarının giderilmesi amacı ile de kullanılmaya başlandı. Bu uygulamaya mikro toksin, mikro botoks gibi isimler de verilmektedir.