Liposuction Miktarı Ne Olmalı?

Liposuction Ne Miktarda Yapılır?

Geçenlerde bir hasta adayı internetten kliniğimizi bularak telefon ile aradı. Liposuction yaptırmak istiyormuş. Daha önce gene telefon ile başka bir klinik ile konuşmuş. Kendisine 10 litre yağ alınacağını garanti etmişler ve işlem sonrası yatmadan hemen evine gidebileceğini söylemişler. Hasta söylenenlerden tam ikna olmadığı için bizi de aramak gereğini duymuş. Bu konuda genel bir bilgilendirme yapma gereği duyduk:

Liposuction nedir?

Liposuction yağların içi boş bir çubuk kullanılarak emme gücü (vakum) ile deri altından alınmasıdır. Günümüzün en sık yapılan estetik işlemlerindendir.

Nasıl yapılır?

Yağları emmek için kullanılan içi boş boru şeklindeki çubuklara “kanül” adı verilir. Kanüllerin bir elle tutulan sap kısmı bir de deri altına sokulan boru kısmı vardır. Sap kısmı bir hortum kanalı ile aspiratör dediğimiz yağ emici pompaya bağlanır. Liposuction yapılan pompanın hem emiş gücü hem de debisi yani dakikada emdiği miktar yüksek olmalıdır. Kanüllerin uçları genel olarak künt ve kubbe şeklindedir. Uca yakın kısımlarında kenarlarda bir veya birkaç adet delik bulunur. Kanüllerin boru uzunluğu 10 cm ile 40 cm (veya daha uzun) arasında olabilir. Kanüllerin çapı önemlidir. Kanül çapı ne kadar geniş olur ise delikler de ona göre geniştir ve böyle kanüller ile yağlar daha çabuk alınır. Ancak geniş çaplı kanüllerin kullanılması önerilmez. Çünkü böyle kanüller ile yapılan liposuction sonrası bölgede düzensizlik yani girinti çıkıntı olması olasılığı daha yüksektir. Liposuction için genellikle çapı 5 mm ve daha küçük olan kanüller kullanılır. İşlem yapılmadan önce genellikle yağların alınacağı bölgelere içinde uyuşturucu ve kan damarlarını büzücü maddeler bulunan bir sıvı verilir. Bu sıvının miktarı işlemi yapan cerrahın tercihine göre değişir. 1-3 litre arasında sıvı verilerek yapılana “wet – ıslak teknik” denilir. 5-10 litre veya daha fazlası kullanılarak yapılana ise “süper wet – süper ıslak teknik” denilir. Yağ alınacak bölge derisine 0,5 cm veya daha küçük kesiler yapılarak ucu künt kanül buradan deri alına sokulur ve ileri geri hareketler ile alttaki yağlar emilir. Derideki kesikler çok küçük olduğunda genellikle dikkat çekici bir iz bırakmazlar.

Ne kadar yağ almak güvenli dir?

Liposuction da güvenli olarak alınabilecek yağ miktarı eskiye göre günümüzde biraz daha yükselmiştir. 1980 li yıllarda güvenli yağ alma miktarı 2 litre olarak belirlenmiş idi. Bu miktarın üzerinde özel önlemler almak gerekiyordu. 2000 li yıllarda bu miktar 5 litreye yükseldi ve günümüzde pek çok ülkede bir defada 6 litle yağ alınması güvenli olarak kabul edilmektedir (hastanede yapılmak kaydı ile).

Miktar neden önemli?

Ne kadar dikkat edilir ise edilsin yağlar alınırken mutlaka vücut sıvıları ve kan da birlikte emilir. Her ne kadar emilen kan ve vücut sıvısı miktar olarak az ise de emilen yağ miktarı arttıkça kayıplar da artar ve özellikle kan kaybı belli bir miktarı aşar ise hastaya kan verilmesini gerektirecek kadar ciddi sorunlar yaratabilir. Ayrıca sıvı kaybı da damardan verilerek yerine konulmalıdır. Aksi takdirde tansiyon düşüklüğü veya daha ciddi sorunlar ortaya çıkabilir. Az miktarda yağ alındığında kayıplar birkaç saat içinde yerine konulur ve kişi daha sonra yürüyerek evine gidebilir. Yüksek miktarda yağ alındığında ise kayıpların yerine konulması bir veya iki gün alabilir ve bu süre içinde kişinin hastanede yatması uygun olur.

Hastanın kilosu

Kilosu ve yağları fazla olan kişilerden güvenli olarak daha fazla yağ alınabileceğini söylemeye gerek yoktur. Kişinin kilosundan çok vücut kitle indeksi (BMI) değeri daha önemlidir. BMI değeri 18 altında olan bir kişiden 2 litle yağ almak riskli olabilir. Ayni şekilde BMI değeri 30 üzerinde olan bir kişiden ise risksiz olarak 6 litre ve üzerinde yağ alınabilir.

Liposuction metodu

Alınan yağ miktarı dikkate alınır iken liposuction metodu da dikkate alınmalıdır. Çok az miktarda sıvı verilerek alınan yağlar daha koyudur ve içlerinde daha az sıvı vardır. Buna karşılık süper ıslak teknik ile litrelerce sıvı verildikten sonra alınan yağlarda bol miktarda verilen sıvı ve daha az miktarda yağ vardır. Örnek verecek olursak deri altına sıvı verilmeden veya çok az verilerek alınan 2 litle yağın vücuttaki etkisi süper ıslak teknik ile alınan 6 litle yağa eşit olabilir.

Alınan yağ içindeki kan miktarı

Kullanılan kanüller (borular) ne kadar ince olursa olsun işlem sırasında bazı kılcal damarlar koparak kanama yapar. Bazı bünyelerde yağlar gevşektir ve kanama olmadan fazla miktarlarda yağ alınabilir. Bazı bünyelerde (özellikle erkeklerde) ve gölgelerde (sırt) yağlar sıkıdır ve aralarında daha fazla kan damarı vardır. Böyle kişilerde liposuction kanlı olur ve belli bir miktardan fazla alınamaz.

Liposuction nerede yapılmalı?

Bir hastanede yapılan ameliyat genellikle bir cerrahi kliniğinde yapılan ameliyattan daha maliyetlidir. Özellikle yatma olayı bir geceliğine bile olsa maliyeti arttıran bir unsurdur. Pek çok klinik günübirlik olarak bu işlemi yapmaktadır. Türkiye’de sağlık bakanlığının yönetmeliklerine göre liposuction hastanelerde yapılmalıdır. Tıp merkezlerinde ise küçük miktarlarda yağ alınmasına izin verilmektedir (örneğin yalnızca diz içler gibi).

Kliniğimizdeki uygulamamız

Kliniğimizde küçük miktarlarda yağ alma işlemlerini (bir litre altında) hastayı tam uyutmadan yapabilmekte ve ayni gün yürür durumda evine gönderebilmekteyiz. Ancak yüksek miktarlardaki (bir litre üzeri) yağ almaları tam teşekküllü anlaşmalı hastanelerimizde yapmaktayız. Alınacak en fazla miktar hakkında hastalarımıza hiçbir zaman garanti verememekteyiz. Çünkü alınan miktar yağların kansız ve kolay alınıp alınamaması ile doğrudan ilişkilidir. Deneyimli anestezi doktorlarımız liposuction işlemi sırasında hastanın kan basıncını nabzını, oksijen ve karbondioksit düzeylerini, idrar çıkışını, ve kalp atımlarını sürekli olarak izlemekte alınan yağın rengini takip etmekte ve gereğinde hemen kan ve kan gazları sayımı yapmaktadırlar. Hastanın değerlerinde herhangi bir olumsuz bulgu başladığı anda bize ameliyatı sonlandırmamız gerektiğini bildirmektedirler. Böylece her olgumuzda hastamızı riske sokmadan ameliyatı sonlandırabilmekteyiz. Anestezi doktoru bizi uyardığında planladığımız miktarın çok altında yağ almış bile olsak hastanın güvenliği önce geldiği için işleme devam etmeyiz. İlk ameliyattan belli bir süre geçtikten sonra (birkaç hafta veya ay) kalan bölgelerdeki yağları ikinci bir seans ile alabiliriz.

Sonuç

Liposuction hastayı zayıflatmak için yapılan bir işlem değildir. Her ne kadar bir seferde 10 litre veya üzerinde yağ alınması mümkün ise de bunun riskleri vardır ve uygulanması önerilmez. Bir seferde en fazla alınabilecek yağ miktarı tamamen cerrahın takdiridir ve herhangi bir miktarın garanti edilmesi uygun değildir. Ayrıca bazı kliniklerde deri altına çok fazla miktarda sıvı verilerek liposuction yapılmakta ve alınan miktar içinde çok az yağ olduğu için sonuç yanıltıcı olarak yüksek görünmektedir. Prof. Dr. Ege Özgentaş günübirlik yani gece hastanede yatmayan hastalarında en fazla 1,5 litre yağ almakta ve daha fazla alacak ise liposuctiın işlemini tam teşekküllü anlaşmalı hastanelerde yapmaktadır.

Plastik Cerrahi Limitlerini Zorlayan Hastalar

Güzel olmak her kadının ve erkeğin arzusudur. Genellikle gençler kendilerini medyada ün kazanmış kişilere benzetmeye meraklıdırlar.

Daha önceki bir yazımızda ünlü bebek Barbie’ye benzemek isteyen mankenlerden bahsetmiştik (Barbie Bebek Güzelliği Gerçekçi mi?). Temmuz 2016 da Las Vegas’ta yapılan bir estetik yarışmasında Pixee Fox adı ile tanınan bir manken kendisini çizgi film kahramanı Jessica Rabbit’e benzemekte gösterdiği başarı nedeni ile ödül aldı.

Estetik cerrahi kişilerin daha güzel, daha sağlıklı ve daha dinamik görünmeleri için mükemmel bir araçtır. Görüntüsünden memnun olmayan insanların özgüvenlerine kavuşmalarına ve hayatı mutlu yaşamalarına yol açar.

Ancak estetik cerrahi’nin amacı tamamen bambaşka bir görüntüdeki kişiler yaratmak değildir. Yukarıda bahsettiğim sözde estetik ödülü kazanan Pixee Fox’un hikayesi gerçekten ders çıkartılması gereken bir hikayedir.

Aslında güzel bir yüz ve vücuda sahip olan İsveç’li genç ve yetenekli bir kız daha 18 yaşını doldurmadan görüntüsü ile ilgili bazı ameliyatlar olmak istiyor ve İsveç’li doktorlar bunu uygun bulmuyorlar. Bunun üzerine Amerika’ya gidiyor ve üst gözkapağı germe, burun ve meme büyütme ameliyatları olarak dönüyor. Ancak bir süre sonra bu ameliyatların hiçbirinden memnun kalmadığı için kendi söylemi ile “transformasyon” yani tam değişim için İsveç’li plastik cerrahlara başvuruyor. İsteği kabul görmeyince tekrar Amerika’ya giderek bir seri ameliyatlar olmaya başlıyor. Bütün bu işlemler 2013 ile 2016 arasındaki dönemde oluyor. Toplam olarak kendisine yapılan estetik işlemleri söyle sıralayabiliriz:

Saçlı deri içinden kesi ile yapılan kaş kaldırma ve alın germe
Örümcek ağı ile yüz germe
Kaşla, göz kenarları, dudak kenarlarına birkaç kez kalıcı makyaj
İki kez gözkapağı estetiği
Kirpik ekilmesi
Göz rengi değiştirilmesi
3 kez burun ameliyatı
Dudak dolgusu
Dudaklara yağ enjeksiyonu
4 defa meme büyütme ameliyatı (silikon protez)
Göğüs kafesi değiştirme ( ince belli olmak için 6 adet kaburga kemiğinin çıkartılması)
Brezilya metodu ile kalça kaldırma
Kalçalara yağ enjeksiyonu
Bacaklara liposuction
Genital estetik (labiaplasti – küçük dudakların traşlanması)
Diode laser ile kılları aldırma.

İşin en ilginç yanı ise kendi ifadesi ile transformasyonun henüz tamamlanmadığı ve değişime devam edeceğini bildirmesidir.

Resimde de gördüğünüz gibi Pixee nin beğendiği karakter Jessica Rabbit’e ne kadar benzediği tartışılabilir. Ancak ameliyatlardan önceki halinin çok daha güzel ve doğal olduğu tartışılmaz.

Tıp dilinde anlamsız şekilde vücut ve görüntülerini değiştirme isteği BDD (Body Dysmorphic Disorder -vücut görünüm takıntısı bozukluğu) hastalığı olarak bilinir. Ciddi bir durumdur. Yapılan hiçbir ameliyat kişiye huzur vermez ve sonunda kişi ağır kayıplara uğrayabilir.

Bir plastik ve estetik cerrah gözü ile Pixee Fox’un durumunu da diğer meslektaşlarımız gibi BDD hastalığı olarak değerlendiriyoruz ve sonunun istenmeyen bir şekilde bitmemesini arzuluyoruz. Muhtemelen kendisini tek bir hekim ameliyat etmedi ve her hekim kendine göre zararsız ufak bir girişimde bulundu. Ama şu anki görüntü ne kadar güzel ve estetik tartışılır. Girdiği riskler ve ödediği paraya değip değmediği ise ayrı bir tartışma konusu.

Kadınlar Ayaklarını Yılbaşı Partisine Hazırlıyor

Noel Öncesi Ayak Estetiği

Christmas batı kültüründe oldukça önemli bir gündür. Hazırlıkları haftalarca öncesinden başlar ve görkemli kutlamalar yılbaşı olarak da devam eder.

Christmas ve yeni yıl partilerine herkes dikkat çeken kıyafetler ile katılmaya özen gösterirler. Özellikle kadınlar bacaklarını daha çekici göstermek için yüksek topuklu ayakkabıları tercih ederler. Ancak yüksek topuklar ile bütün gece çılgınca dansetmenin bedelini ayakkabılarını çıkardıkları zaman öderler: Terlemiş, şişmiş ve ağrılı ayaklar. Hatta bu durum bazı kadınlarda dansları ve partiyi erken bitirmeye bile yol açabilir.

Noel’e özgü ayak estetiği

Özellikle Avrupa ve Amerika’da bazı kadınlar yüksek topuklu ayakkabıların yol açtığı rahatsızlıkları azaltmak için Noel öncesi ayaklarına estetik yaptırmaktadırlar.

Yüksek topuklar ile uzun süre ayakta kalma ve dansetmenin en belirgin sıkıntısı ayaklardaki terlemedir. Bu hem kötü kokuya hem de deride sürtünme yaralarına yol açar. Ayakların şişmesi de ayakkabının sıkmasına yol açarak rahatsızlık verir.

Botulinum toksini

Botulinum toksini ayak terlemesini azaltır. Toksin ayağın çok terleyen bölgelerinde deri altına enjekte edilir. Batırılan iğnelerin ağrı vermemesi için enjeksiyon öncesi ayak derisine uyuşturucu (anestetik) krem sürülerek beklenir ve böylece iğnelerin ağrısız yapılabilmesi sağlanır. Botulinum toksini terleme giderici etkisini 3 ile 7 gün arasında gösterir ve bu etki en az 3-4 ay devam eder. Bu nedenle Noel partisinden  en az bir hafta önce yapılması önerilir.

Dolgu

Yüksek topukların ikinci bilinen rahatsızlığı ise ayak parmakları ile ayağın birleştiği bölgede görünür. Burası topuklu ayakkabının yere en güçlü bastığı yerdir. Uzun süre hareketli olunduğunda buradaki derin yapılar ayağın diğer bölgelerine göre çok daha fazla basınç altında kaldığında tahriş olarak ağrının ortaya çıkmasına yol açarlar. Bu ağrının azaltılması için en fazla basınç alan bölgelerde deri altına dolgu yapmak ikinci bir yastıkçık oluşmasını sağlar ve baskı hissi ve tahrişi azaltabilir.  Dolgu hazır satılan hiyalüronik asit enjeksiyonları ile yapılabildiği gibi

, kişinin kendi yağ dokusu enjekte edilerek de yapılabilir. Dolgu etkisini yapıldığı andan itibaren göstermeye başlar. Ancak yürürken rahatsızlık vermemesi için en az 2 gün önceden yapılmalıdır. Özellikle ileri yaştaki kadınların ayaklarındaki yastıkçıklar zaman içinde inceldiğinden dolgu çok daha rahatlatıcı olur.

Genellikle dolgu ile botox ayaklara ayni anda yapılır ve daha önce de belirtildiği gibi partiden bir hafta önce yapılması önerilir.

Çağımızda kadınların istekleri estetik ve plastik cerrahinin çalışma alanlarını önemli ölçüde genişletmiştir. Bundan 20 yıl önce bahsedildiğinde gülünç olarak değerlendirilebilecek işlemler günümüzde doğal hale gelmektedir. İleride bunun hiç tahmin edemiyedeğimiz örneklerini görmeye devam edeceğiz.