Meme (Göğüs) küçültme ameliyatı nasıl yapılır?

Göğüs Küçültme Ameliyatları

Meme küçültme ameliyatı sonuçları çok memnuniyet verici operasyonlardan biridir. Hem memeleri küçültmek, hem de dikleştirmek için yapılabilir. Memelerin büyüklüğüne göre değişik teknikler ile gerçekleştirilir. Meme küçültürken amaç meme başlarının görüntüsünü bozmamak, memeye koni şekli vermek ve dik durmasını sağlamaktır. Ameliyat sonrası memelerin süt verme yeteneğini bozmamak ve meme başlarındaki duyuyu kaybetmemek de arzulanır. Bütün bu işlemleri olabilecek en az iz bırakarak yapmak isteriz. Meme küçültme ameliyatlarında çıkartılan meme parçaları mutlaka tartılır. Bu miktar her bir meme için 100 gram veya daha az bir miktar olabildiği gibi bazı durumlarda her bir meme için bir kilogramı geçebilir.

Meme küçültme ameliyatlarını başlıca iki gruba ayırabiliriz:

1. Meme başı ve ucunu koruyan ameliyatlar:

Bu ameliyatlar hafif ve orta derecede büyük memeler için uygundur. Ameliyat sırasında meme başı ve ucu altındaki meme dokusuna yapışık olarak bırakılır. Küçültme işlemi memenin diğer kısımlarından parçalar çıkartılarak yapılır. Genellikle ameliyat sonrası emzirme yeteneği ve meme uçlarındaki duyu kaybolmaz. Ameliyat sonrası meme şekli çoğunlukla güzel olur. Ancak çıkartılan doku miktarı arttıkça memelere güzel şekil vermek zorlaşır ve meme başının yapışık olduğu meme dokusuna giden kan miktarı azalır. Bu da istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Memelerden çıkartılan miktar her bir meme için 750 gr veya daha fazla olacak ise farklı bir yöntem ile küçültme yapılması daha güvenli olabilir. Ameliyat sonrası anne olmak ve süt vermek isteyenler bu grup (yani meme başı koruyucu) ameliyatları tercih ederler. Çok büyük memelerde sorun yaşamamak için çıkartılan miktar sınırlı tutulmak zorundadır. Bunun sonucu olarak ameliyat sonrasında memeler eskisine göre küçülmüş ancak hala istenenden daha büyük olabilir.

2. Meme başının tamamen çıkartıldığı ve ameliyat sonrası yeni yerine tekrar dikildiği ameliyatlar:

Bu ameliyatlar çok büyük memeler için uygundur. Teknik olarak ameliyatın başında her iki meme başı ve ucu tamamen memelerden kesilerek ayrılır. Memelerde gerekli küçültme çok daha kolay olarak yapılır ve memelere konik şekil verilir. Son olarak da küçülmüş memenin en uygun kısmında deride bir yer hazırlanarak meme başları buraya serbest yama (greft) olarak dikilir. Bu tekniğin iyi tarafı ne kadar büyük olursa olsun her memede istenildiği kadar küçültme sağlayabilmesi ve memelere koni şeklinin daha kolay ve güzel verilebilmesidir. Ameliyat riskleri ve istenmiyen sonuçları daha önce anlatılan yönteme göre daha azdır ve ameliyat daha kısa sürer. En önemli sakıncası ise meme başı ve ucu serbest yama olarak dikildiğinden emzirme işlevinin sürekli olarak ortadan kalkmasıdır. Meme başı ve ucunun duyusu da hiçbir zaman eskisi gibi olmaz. Bu ameliyat genel olarak çocuk emzirmeyi planlamayanlar tarafından tercih edilir.

Vücudumuzun bir kuralı vardır. Deri kesildiği zaman az veya çok bir iz bırakarak iyileşir. Bunun istisnası yoktur. Meme ameliyatları için de bu kural geçerlidir. İster meme başı koruyucu ister meme başı yama olarak konulan ameliyat olsun her küçültme ameliyatının sonunda bir iz kalır. Bu izler memenin genellikle az görünen yerlerine yerleştirilmeye çalışılır. Ne kadar dekolte giysi giyilirse giyilsin memenin en az görünen kısmı meme başı ile meme altı çizgisi arasında kalan sütundur. Pek çok teknik ameliyat izlerini bu alana sığdırır. Bazı ameliyatlarda izler meme altındaki kıvrıntıya gizlenir. Ancak bu izler bazı dekoltelerde memenin iç (göğüs kemiğine yakın) kısmı veya dış (koltuk altına yakın) kısmında görülebilir. Bu sakıncayı gidermek için yalnız meme başı altında dik inen ve meme altı çizgisini tutmayan ameliyatlar yapılmaktadır. Buna yukarıdan aşağı inen iz (vertical scar) tekniği denilir.

Meme küçültme ameliyatlarında başarılı sonuçlar kullanılan teknikten çok yapan cerrahın becerisi ile alakalıdır. Deneyimli cerrahların elinde bütün teknikler ile mükemmel sonuçlar alınabilir.

Prof. Dr. Ege Özgentaş son 15 yıldır kendi geliştirdiği ve uluslararası kongrelerde sunduğu bir teknik ile meme küçültme ameliyatlarını yapmaktadır.

Ergenler ve Estetik Cerrahi

Ergenlerin Estetik Merakı

Hepimiz ergenlik dönemlerimizi hatırlarız. Yüzümüzdeki tek bir sivilce bile bazan hayatımızı zehir edebilirdi. Vücut imajı ergenlikte her zamankinden daha fazla önemsenir. Burun şekli, kızlarda memelerin geç gelişmesi, erkeklerde memelerin belirgin olması, yüz derisin kalitesi, saç ve sakal kısaca vücut ile ilgili görünen her yapı ergenler için bir sorun oluşturabilmektedir.

Medyanın sanatçılar ve popüler kişiler ile ilgili çoğu zaman abartılı olan yayın ve reklamları ergenleri olumsuz etkilemektedir. Çocuklar bazan henüz vücut gelişimleri tamamlanmadığı ve karar verebilme yetenekleri olgunluğa erişmediği halde medyaya özenerek yüz veya vücut görünümlerini değiştirmek istermektedirler.

Yapılan istatistikler tüm dünyada 18 yaş altında estetik ameliyat için başvuranların sayısının arttığını ve hatta 18 yaşın altında yapılan estetik ameliyatların da arttığını göstermektedir. Örnek olarak yağların vakumla alınması (liposuction), burun estetiği (nazoplasti) ve meme büyütme (silikon protez) ameliyatlarını gösterebiliriz. Giderek artan bu eğilim bazı ülkelerde 18 yaş altındakilere estetik ameliyat yapılmasını yasaklayan kanunların çıkartılmasına yol açmıştır.

Ancak bazı durumlarda çocuk veya ergenin psikolojisini korumak için 18 yaş öncesi estetik ameliyatlar yapılabilmektedir.

Bu ameliyatları şöyle özetleyebiliriz:

Kepçe Kulak: Çok ciddi psikolojik sorunlara yol açtığı için okula başlamadan önce ameliyatı önerilir.

Görünen yara izleri: Fonksiyon kaybı yapmasalar bile psikolojik etkileri nedeni ile her yaşta opere edilebilirler.

Çok büyük memeler: Nadir durumlarda kızlarda memeler çok küçük yaşlarda taşınamayacak kadar büyük boyutlara erişebilmektedir. Hem psikolojik hem de gelişimde yapabileceği olumsuz etkiler nedeni ile erken yaşlarda tedavileri gerekebilir.

Prof. Dr. Ege Özgentaş dünyaca kabul görmüş yukkarıda sayılan durumlar dışında 18 yaşın altındakilere estetik ameliyat yapılmasını uygun görmemektedir.

El güzelliğine duyulan istek artıyor

Sosyal media ve akıllı telefonlar hayatımızı etkilemeye devam ediyor. Bu yenilikler el estetiğine olan ilginin de artmasına neden oldu. Nasıl mı?

Artık nişan veya söz kesme törenlerinde parmaklara yüzük takılırken cep telefonlarından çekilen yakın plan resimler anında facebook, twitter, resim paylaşma programları vs ile tanıdıklara gönderilebiliyor. Bu yakın plan el resimleri genç ve güzel el ile yılların etkisi altında yıpranmış el arasındaki farkı da dramatik biçimde gözler önüne sermeye başladı. Bu durum el estetiğine duyulan talebi giderek arttırmakta.

Çeşitli ülkelerden gelen istatistik bilgileri el estetiği işlemlerine duyulan talebin her yıl giderek arttığını doğrulamaktadır. Teknolojinin ve sosyal medianın hayatımızı hiç beklemediğimiz biçimde değiştirmesine önümüzdeki yıllarda da şahit olmaya devam edeceğiz.

(function(i,s,o,g,r,a,m){i[‘GoogleAnalyticsObject’]=r;i[r]=i[r]||function(){
(i[r].q=i[r].q||[]).push(arguments)},i[r].l=1*new Date();a=s.createElement(o),
m=s.getElementsByTagName(o)[0];a.async=1;a.src=g;m.parentNode.insertBefore(a,m)
})(window,document,’script’,’//www.google-analytics.com/analytics.js’,’ga’);

ga(‘create’, ‘UA-44005840-4’, ‘auto’);
ga(‘send’, ‘pageview’);

Ameliyatsız meme büyütme işlemi yapılabilir mi?

Meme büyütme girişimlerine ilgi çok eskidir. 1880 lerden başlayarak bu amaçla memelerin içine çeşitli maddeler yerleştirilmiştir. Kauçuk, sığır kıkırdağı, sentetik maddeler, cam küreler hatta fildişi kullanılan bu maddeler arasında sayılabilir. Bütün bu denemelerden olumsuz sonuçlar alınmıştır.

1963 yılında silikon meme protezlerinin piyasaya çıkması ile meme büyütme işlemi güvenli bir şekilde yapılmaya başlamıştır. Günümüze kadar meme protezleri giderek geliştirilmiştir ve bu süreç devam etmektedir.

Memeye protez konulması cerrahi bir işlemi gerektirir. Ameliyatsız meme büyütme fikri yeni değildir. 1940 larda meme içine parafin ve vazelin enjekte edilmiştir. Meme içine silikon enjeksiyonu özellikle Vietnam savaşı sırasında popüler olmuştur. Amerikalılar ile birlikte olmak isteyen Vietnamlı kadınlara askeri depolardan çalınan endüstiyel sıvı silikon enjeksiyonu ile meme büyütme işlemi yapılmıştır. Daha sonra özellikle Las Vegas’ta sıvı silikon ile meme büyütme işlemi yaygın olarak yapılmaya başlanmış ve bu 1979 da kanun ile yasaklanana kadar devam etmiştir. Silikon dahil olmak üzere meme içine enjekte edilen maddelerin ölüme kadar gidebilen ciddi problem ve sakatlıklara yol açtığı görülmüştür.

Ameliyatsız meme büyütme fikrine olan ilgi günümüzde de azalmadan devam etmektedir. Son yıllarda sentetik polyamide (halk arasında naylon  diye bilinir) maddesinden üretilen bir dolgu maddesi özellikle meme büyütme işleminde kullanılmaktadır. Poliklinik koşullarında anestezi gerektirmeksizin direk olarak meme içine bu maddeyi enjekte ederek yapılan meme büyütme işleminin etkisinin senelerce sürebildiği öne sürülmektedir.

Ticari reklamlar ve bazı hekimler su tutucu poyamide maddesi enjekte edilerek yapılan meme büyütme işlemlerinin teklikesiz ve başarılı olduğunu yaymaya çalışmaktadır. Ancak bu konu henüz bilimsel olarak yeterince araştırılmamıştır. Amerikan Federal İlaç Denetim Kurumu (FDA) bu maddeye onay verene ve bilimsel araştırmalar güvenli olduğunu kanıtlayana kadar kullanımına kuşku ile bakmakta yarar vardır.


//