Barbie Bebek Güzelliği Gerçekçi mi?

Oyuncak Barbie bebekleri bilmeyen pek az kişi vardır. 1960 dan itibaren uzun yıllar gelişme çağındaki çocukları derinden etkileyen bu oyuncaklar ticari olarak büyük kazanç sağladı. Ancak pek çok eleştiri de aldı. Üretilen Barbie kızları o kadar ince yapıda idiler ki sağlıklı toplumlarda bu duruma ancak anoreksi denilen bir hastalıkta gelinebiliyordu. Genç kızların Barbie’ye benzemek için bazen sağlıklarını bozan oranlarda zayıfladıkları oluyordu.

Bir süredir gündemde olmayan Barbie tekrar gündeme taşındı. Bu kez popüler olan bir oyuncak değil gerçek bir insan. Ukrayna’lı model Valeria Lukyanova moda dünyası ve medyada “Gerçek Barbie Kız” veya “İnsan Barbie Bebek” olarak tanınıyor. Yapısal olarak çok ince olan ve yüz hatları Barbie’ye benzeyen fotomodel makyaj ile oyuncak Barbie’ye inanılmaz derecede benzemektedir.

Dolgun göğüs modası sonunda İnsan Barbie’yi de etkiledi ve meme büyütme ameliyatı yaptırdı. Şimdi incecik vücut ve iri göğüsleri ile verdiği pozlar çok paylaşılıyor.

Moda her zaman değişiyor ancak doğanın erkek ve kadına verdiği görüntü eninde sonunda tekrar kabul görüyor. Kadınları erkeklerden ayıran en önemli iki unsur gögüsleri ve kalçalarıdır. Brezilya’da zaten popüler olan dolgun ve yuvarlak kalçalar Amerika ve Avrupa’da hızla yayılmaktadır. Bir süre sonra İnsan Barbie Bebeğin de kalça büyütme estetiği yaptırdığını duyarsanız hiç şaşırmayın.

İlgili bağlantılar:

Yuvarlak popo yeniden moda
Kalça Estetiği
Silikon Protez ile Meme Büyütme Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Meme Protezinde Garanti

Ücretsiz Online Danışma

Ücretsiz Sanal Konsültasyon

Estetik ve Plastik Cerrahi ile düzeltilebileceğini düşündüğünüz bazı sorunlarınız var ve çözüm mü arıyorsunuz? Aslında en doğru davranış güvendiğiniz bir doktora başvurarak muayene olmanız ve sorununuz nasıl halledilebileceğini onun ağzından duymanız.

Ancak bu ideal durum pratikte her zaman kolayca gerçekleşemiyor. Güvendiğiniz doktor size uzak bir konumda olabilir. Doktor muayeneleri ücretlidir (istisnalar hariç). Muayene olduktan sonra öğrendiğiniz tedavi ücreti bütçenizi aşabilir. Maddi imkanlarınız elvermediği için gerçekleştiremiyeceğinizi anladığınız bir tedavi için ödedeğiniz muayene ücreti ve katlandığınız zahmet size ağır gelebilir.

Online danışma nedir?

Yukarıda saydığımız nedenler ile size şu ücretsiz hizmetleri sunuyoruz:

Ancak şunu tekrar hatırlatmakta yarar vardır:

Bizimle yüzyüze görüşüp muayene olmadan edineceğiniz her türlü bilgi genel fikir alma mahiyetindedir ve bağlayıcı değildir. Gerçek çözümler ve fiyatlarını ancak muayene sonrası tam olarak öğrenebilirsiniz.

Saygılarımızla,

Prof. Dr. Ege Özgentaş
Özel ONEP Estetik Cerrahi Merkezi

phone
444 666 7

Yuvarlak popo yeniden moda

Kalça Dolgunlaştırma Modası

Ortaçağ ve rönesans ressamlarının resimlerindeki kadın bedenleri genellikle geniş kalçalı ve dolgun yapılı olarak görülmektedir.

Özellikle 20. yüzyılın ortalarından itibaren başta Amerika olmak üzere Avrupa ve dünyanın çeşitli bölgelerinde güzel kadın vücudu algısı değişikliğe uğradı. Düz kalçalı, bir deri bir kemik incecik modeller genç kızlar tarafından örnek alınmaya başlandı.

Latin ülkelerinin kadınları ise dolgun kalça ve göğüsleri ile gurur duymaktan hiç vazgeçmediler.

Amerikalılar son yıllarda belirgin kalçaların kadın güzelliğinin doğal bir parçası olduğunu yeniden farketmeye başladılar. Avrupa’nın da Amerikalıları taklit etmesi uzun sürmedi. Bu farkındalıkta Jennifer Lopez, Kim Kardashian gibi ünlülerin büyük rolü olduğunu belirtmek gerek.

Artık kadınlar dolgun ve yuvarlak görünümlü kalçalara sahip olmak istiyorlar. Moda dünyasının bu isteğe cevabı hemen geldi. Giyenlere dolgun kalça görüntüsü veren popoları dolgulu pantolonların satışı Amerika’da hızla artmaya başladı. Eskiden kalça zayıflatılır ilanları veren jimnastik salonları şimdi kalça geliştirilir ilanları vermeye başladılar.

Estetik cerrahi bu konuya en uygun ve kalıcı çözümü çeşitli ameliyatlar ile sağlamaktadır.

Modalar her zaman değişir ancak kadına dişiliği kazandıran en önemli iki bölgenin göğüsler ve kalçalar olduğu gerçeği kolay kolay değişmeyecek gibi görünmekedir.

Prof. Dr. Ege Özgentaş kalça dolgunlaştırma işlemlerinde kişinin kendisinden alınan yağ dokusunu kullanmayı tercih etmektedir.

İlgili bağlantı: Kalça Estetiği

(function(i,s,o,g,r,a,m){i[‘GoogleAnalyticsObject’]=r;i[r]=i[r]||function(){
(i[r].q=i[r].q||[]).push(arguments)},i[r].l=1*new Date();a=s.createElement(o),
m=s.getElementsByTagName(o)[0];a.async=1;a.src=g;m.parentNode.insertBefore(a,m)
})(window,document,’script’,’//www.google-analytics.com/analytics.js’,’ga’);

ga(‘create’, ‘UA-44005840-4’, ‘auto’);
ga(‘send’, ‘pageview’);

Estetik ameliyatlardan sonra iz kalır mı?

Estetik Ameliyat İzsiz midir?

Toplumda estetik ameliyatların izsiz olarak yapıldığına inanılır. Evet pek çok estetik ameliyattan sonra bakanlar belirgin bir iz göremezler. Ancak bu ameliyatın izsiz yapıldığı anlamına gelmez.

Ameliyat şekli ne olursa olsun eğer deride bir kesi yapılıyor ise bünyemiz bunu bir yaralanma olarak algılar. Vüdudumuz her türlü yaralanmaya karşı bir iyileştirme mekanizmasına sahiptir ve bu mekanizma hayatta kalmamızı sağlar. Vücudumuz için bir kesinin ameliyat bıçağı veya mutfak bıçağı ile oluşması arasında çok önemli bir fark yoktur. Tabii ameliyat bıçağı mikropsuz (steril) olduğu için iltahap gelişmesi açısından mutfak bıçağından daha az risklidir. Ancak meydana getirdiği kesi bir mutfak bıçağının oluşturduğu kesi ile ayni şekilde iyileşir. Kısaca söyleyecek olursak her kesi bir nedbe dokusu (skar dokusu) ile iyileşir. Bunun istisnası yoktur. Nedbe (skar) kollajen denilen ipliklerden oluşur. Bu iplikler kesinin iki tarafını bir örgü oluşturarak birbirine bağlar. Bu sayede yaranın kenarları birbirine yapışık olarak kalır. Eğer herhangi bir nedenle bu kollajen lifleri meydana gelip nedbe (skar) oluşturmaz ise yara kenarları birbirine yapışamaz yani iyileşemez. Kabaca nedbe (skar) dokusunu duvar taşlarını birbirine yapıştıran çimento veya harç olarak düşünebiliriz.

İstisnasız olarak her ameliyat kesisi bir iz bırakır. Kalan iz miktarı biraz hastanın bünyesine ama daha önemli olarak da kesiyi diken cerrahın maharetine bağlıdır. Estetik ameliyatlarda da iz kalır. Biz estetik cerrahlar izlerin fark edilmemesini sağlamak için iki yöntem kullanırız:

  1. İzleri görünmeyen bölgelerde bırakmak.
  2. En az iz bırakacak dikiş teknikleri kullanmak.

İzleri farkedilmeyen bölgelerde bırakmak:

Ameliyat edilen bölgelere göre izleri gizlemek mümkündür.

Burun ameliyatı:

İzler burun deliklerinin içinde ve burun direği üzerinde kalır ve farkedilmez.

Yüz boyun ve alın germe ameliyatı:

İzler saç içi veya saç kenarında, kulak önü ve kulak arkasında kalır ve görünmez.

Gözkapağı ameliyatı:

İzler üst göz kapağında kapak kıvrımının içinde, alt gözkapağında ise kirpiklerin hemen altında kalır ve yüzdeki normal çizgilerden biri gibi görünür.

Göğüs (meme) ameliyatı:

İzler meme başının koyu derisi ile memenin açık renk derisinin birleştiği yerlere ve memenin görünmeyen alt kısımlarına yerleştirilir.

Karın germe ameliyatı:

İzler kasığın hemen üzerinde kalır ve bikini giyildiğinde bikini altında kaldığı için farkedilmez.

Liposakşın (liposuction):

Yağ çekme ameliyatları bir cm den daha küçük delikler açılarak yapılır ve izler çok küçük olduğundan genellikle farkedilmez.

Estetik dikiş tekniği:

Ameliyat izlerinin farkedilir olmasında yerinin seçilmesi kadar dikişi yapan cerrahın eğitimi de önemlidir. Plastik Cerrahi eğitimi almayan bir cerrah hangi malzemeyi kullanırsa kullansın yaptığı dikiş estetik sayılmaz.

Estetik dikiş konusunda daha fazla bilgi almak için aşağıdaki bağlantıyı tıklayabilirsiniz:


//

Alt Gözkapağı Torbalanmaları Nasıl Tedavi Edilmeli?

Gözkapaklarımız vücudumuzun diğer tarafları gibi zamanla bazı değişikliklere uğrar. Kapak derisi ve altındaki kaslar yaşlanma ile orantılı olarak gerginliğini kaybeder. Özellikle alt gözkapakları ve altındaki fasya dediğimiz gergin tutucu tabaka zamanla gevşer. Sonuçta göz kürelerinin çevresini saran ve normalde olması gereken yağ yastığı dışa doğru bombelik yapar. Bu bombeliğe bağlı olarak da alt gözkapakları torbalı olarak görünür. Alt gözkapaklarının torbalı olması kişide yorgun ve hasta bir görüntü yaratır. Bazı gençlerde de alt gözkapakları torbalı olabilir.

Alt gözkapağı torbalanmasının estetik tedavisi önceleri yalnızca ameliyat ile yapılıyordu. Ancak son yıllarda yüzdeki doku eksikliklerinin doldurularak giderilmesi ile alt gözkapağı ameliyatlarına olan ihtiyaç azalmıştır.

Yaşlılık nedeni ile veya zayıflamaya bağlı olarak yanak üzerindeki yağlar azalırsa veya aşağı doğru yer değiştirirse alt gözkapakları göreceli olarak öne fırlamış izlenimi verir. Alt gözkapaklarının hemen altındaki yanak yumuşak dokuları doldurulduğu takdirde yanak öne çıkacağından alt gözkapakları göreceli olarak geride kalacak ve torbalanmalar dikkati çekmiyecektir.

Günümüzde pek çok hastada yalnızca yanak ve göz çevresine dolgu yaparak alt gözkapaklarının daha güzel görünmesi sağlanabilmektedir.

Dogu maddesi olarak hazır satılan sentetik maddeler bulunmasına karşın Prof. Dr. Ege Özgentaş yağ dokusunu kullanmayı tercih etmektedir. Hastanın kendisinden alınan yağ dokusu bazı işlemlerden geçirildikten sonra gözkapakları çevresi ve yanaktaki çukur bölgelere enjekte edilmekte ve bu şekilde herhangi bir kesme veya germe işlemi yapılmaksızın hem yüz hem de alt gözkapaklarında estetik düzelme sağlanabilmektedir.

Alt gözkapağı germe ameliyatına göre hem çok daha kolay hem de çok daha az riski olan yağ enjeksiyonları doğru yapıldıkları takdirde uzun süreli doğal güzellik kazandırmaktadır. Yağ enjeksiyonlarının derinin kendisini de onardığı, canlılığını arttırdığı hatta lekeleri azaltığı da bilinmektedir

(function(i,s,o,g,r,a,m){i[‘GoogleAnalyticsObject’]=r;i[r]=i[r]||function(){
(i[r].q=i[r].q||[]).push(arguments)},i[r].l=1*new Date();a=s.createElement(o),
m=s.getElementsByTagName(o)[0];a.async=1;a.src=g;m.parentNode.insertBefore(a,m)
})(window,document,’script’,’//www.google-analytics.com/analytics.js’,’ga’);

ga(‘create’, ‘UA-44005840-4’, ‘auto’);
ga(‘send’, ‘pageview’);

Terleme Sorunları ve Tedavileri

Aşırı Terleme Sorunu

Terleme ve bunu sağlayan yapılar

Terleme vücudumuzun ısı ayarlamasını yapan önemli ve hayati bir fonksiyonudur. Ter bezleri deri altında bulunur ve dışarıya salgıladıkları sıvıya ter denir.

Kabaca iki tür ter bezi vardır.

  • Kokusuz ve berrak sıvı (ter) salgılayan ter bezleri: Tıp dilinde bunlara ekrin (eccrine) bezler denilir. Aşırı terleme bozukluklarından bu bezler sorumludur. Koltuk altı, el içi, ayak altı ve yüz bölgesinde sayıları daha fazladır.
  • Koyu kıvamlı sıvı salgılayan ter bezleri. Bunlara apokrin (apocrine) bezler denilir. Koltuk altı ve kasık bölgesinde yoğun olarak bulunurlar. Vücut kokusu bu bezlerin salgısında çoğalan bakterilerin oluşturduğu maddelerin kokması nedeni ile ortaya çıkar.

Anormal terleme nedir?

Aşırı sıcak ortamda veya ağir egzersiz yaparken herkesin terlemesi normaldir. Ancak sıcaklık normal iken bile bazı kişilerde aşırı terleme görülebilmektedir. Buna tıp dilinde hiperhidroziz (hyperhidrosis) denilir. 

Aşırı terlemenin iki tipi vardır.

  • Birinci tip asli olan ve bölgesel olarak görülen aşırı terlemedir. Tıp dilinde adına primary hyperhidrosis denilir. Belirli bir nedeni yoktur. Heyecanlanma ile yakından alakalıdır ve ailesel geçişli olabilir. Genç yaşlarda (ergenlik öncesi ve ergenlikte) çıkar. Tipik olarak el, ayak, koltuk altı ve bazen yüz bölgesinde aşırı terlemeye bağlı sürekli ıslaklık görülür. Bu durum her gün olabildiği gibi birkaç gün ara verdikten sonra tekrar başlayabilir. En önemli özelliği terlemenin uykuda olmamasıdır. Hayat boyu süren bu durum sosyal olarak rahatsız edicidir. Tedavisinden ileride bahsedilecektir.
  • İkinci tip aşırı terleme ise vücuttaki ters giden bir olaya (hastalık veya tedavi yan etkisi gibi) bağlı olarak ortaya çıkar. Buna ikincil aşırı terleme (secondary hyperhidrosis) denilir. Vücudun her yeri terler. Uykuda da terleme devam eder. En sık görüldüğü durumlar ateşli bulaşıcı hastalıklar, şişmanlık, tiroid hormonunun fazla çalışması, gut, menapoz, alkolizm gibi sağlık sorunlarıdır. Ayrıca çeşitli ilaçların  yan etkisi olarak da ortaya çıkabilir. Tedavisi neden olan etkene yönelik olmalıdır (şişmanlık, hastalık vs. düzeltilmeli veya neden olan ilaç kesilmeli).

Koltuk altında olan aşırı terlemelere aksiller hiperhidroziz (axillary hyperhidrosis) adı verilir. Estetik açısından çok rahatsız edici bir durumdur ve ömür boyu sürebilmesi nedeni ile ciddi psikolojik ve sosyal sorunlar yaratabilmektedir.

Aşırı terleme tedavisi

İyi haber koltuk altı başta olmak üzere asli ve bölgesel aşırı terlemelerin çeşitli yöntemler ile tedavi edilebilmesidir. Tedaviyi basitten karmaşığa doğru şöyle özetleyebiliriz:

  • Terleme önleyici maddeler: Bunlar ülkemizde deodorant adı altında satılmaktadırlar. Aslında tıbben bunlara terleme önleyici (antiperspirant) maddeler denilir. Marketlerde raflarda satılanlar olduğu gibi eczanelerde reçete ile satılanları da vardır. Değişik kuvvette önleyici etkileri bulunur. 24 saat veya daha uzun süre terlemeyi azaltabilirler.
  • Botulinum toksini (botoks): Sulandırılmış botox koltuk altı bölgelerine enjekte edilir. Deneyimli kişiler tarafından yapıldığında bir yıla yakın veya daha uzun süre terlemeyi etkili bir şekilde azaltır.
  • Elektromagnetik enerji (mikrodalga): Mikrodalga fırınlarda kullanılan magnetik dalgalar ile deriyi yakmadan deri altındaki ter bezleri ısı etkisi ile tahrip edilir. Ağrısız olarak ayaktan tedaviye olanak tanıyan bu cihazlar henüz yenidir ve etkileri yeterince bilinmemektedir.
  • Cerrahi işlemler: Bu tür tedaviler ameliyathane koşullarında yapılır ve anesteziye gereksinimleri vardır.
    • Koltuk altı derisi altındaki ter bezlerini küçük bir delikten girerek kapalı olarak tahrip edilmesi (klasik, ultrason veya laser liposakşın (liposuction) ile yapılır).
    • Koltuk altı derisindeki ter bezlerinin açık ameliyat ile alınması veya kazınması.
    • Sempatik sinirlerin kesilmesi.

Prof. Dr. Ege Özgentaş aşırı koltuk altı terlemelerinde botulinum toksini enjeksiyonunu tercih etmektedir.

(function(i,s,o,g,r,a,m){i[‘GoogleAnalyticsObject’]=r;i[r]=i[r]||function(){
(i[r].q=i[r].q||[]).push(arguments)},i[r].l=1*new Date();a=s.createElement(o),
m=s.getElementsByTagName(o)[0];a.async=1;a.src=g;m.parentNode.insertBefore(a,m)
})(window,document,’script’,’//www.google-analytics.com/analytics.js’,’ga’);

ga(‘create’, ‘UA-44005840-4’, ‘auto’);
ga(‘send’, ‘pageview’);