30 Ağustos’un Önemi

30 Ağustos Türkiye tarihi’nin en önemli günü ve bayramıdır. Herkesin özellikle gençlerin bu günün anlamını tam olarak kavrayabildiklerini sanmıyorum.

Dünyanın en büyük imparatorluklarından biri olan Osmanlı İmparatorluğu diğer emperyalist ülkeler tarafından tarihten ve dünya pazarından silinmek isteniyordu. Bunun başarılmasına son bir durak kalmıştı: Anadolu

Anadolu insanı yaşamı boyunca pek çok savaşa katıldı. Ama Türk yurdu olduktan sonra moğollar hariç hiç yabancı istilasına uğramamıştı. İlk kez 1. dünya savaşı ve sonrası doğudan ve batıdan yabancı askerlerin istilasına uğradı.

Vatanında yabancı askerlerin varlığına tahammül edemeyen bir ulus Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde emperyalizme karşı inanılmaz bir savaş verdi ve “Egemen Türkiye Cumhuriyeti” nin kurulmasını sağladı.

Vatan topraklarını emperyalistlere açanların Saltanat Rejimi olduğunu unutmamak gerekir. 150 yıl boyunca sürekli olarak gerileyen ve hiçbir şekilde çağa uyum sağlayamayan Saltanat Rejimi’nin kurtuluş savaşından sonra birdenbire dirileceğine inanmak mümküm müydü? Kurtuluş savaşını bile işgal altında izleyen ve yardım yerine bastırmaya çalışan bir yönetimin ulusu çağdaş bir düzeye getirmesi düşünülemezdi. Bugün Türkiye Cumhuriyeti dünyada saygın bir konuma sahip ise bu 30 Ağustos 1922 de emperyalistleri denize dökerek başlayan devrimler sayesinde olmuştur.

Bu satırları okurken “bunun estetik cerrahi ile ne ilgisi var” dediğinizi duyar gibi oluyorum. Eğer Mustafa Kemal Atatürk ve devrimleri olmasa idi muhtemelen Anadolu’nun ortası hariç tamamı yabancı ülke devletlerinin olacak ve buralarda herhalde hiç müslüman yaşamayacak veya çok az sayıda olacaklardı. Anadolu’nun ortasında yaşayan müslümanlar ise muhtemelen Türk adı olmayan bir devlet olarak kalacak ve herhalde kadınlarının tamamı kara çarşaf ve peçe içinde erkekler ise dini kıyafetler içinde yaşayacaklardı. Kadınlar doğumlarını kadın ebe veya doktor yok ise kendi kendilerine yapacak, ölümcül sorunları bile çıksa erkek doktorlara görünemeyeceklerdi. Böyle bir ortamda güzelliğin, estetiğin, zarafetin ne kadar değeri olabilirdi gelin siz karar verin.

Koyu islami rejimler ile yönetilen ülkelerdeki kadınlar güzel olmak istemez mi? Tabii ki isterler ama bunu kendi ülkelerinde gerçekleştirmelerinin imkanı genellikle olmuyor. Bu durumda ekonomik durumu iyi olanlar başka ülkelere (buna Türkiye de dahil) giderek erkek doktorlara her türlü estetik ameliyatı yaptırabiliyorlar.

Çoğu zaman emek sarfetmeden birşeyler elde edenler bunun kıymetini bilmez ve savurgan şekilde kaybederler. Dede ve babalarımız bizleri bu günlere getirmek için hem canlarını verdiler hem de kendileri büyük sıkıntılar içinde yaşadılar. Hak ve özgürlüklerimizi hem korumalı hem de bizden sonraki nesillere daha da güçlenmiş olarak iletmeliyiz. Bu bizim vatanımıza, insanımıza, yeni nesillere ve Atatürk’e borcumuzdur.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir