Küçük memelerin büyütülmesi en sık silikon meme protezleri ile yapılır ve iyi uygulandığında çok başarılı sonuçlar verir. Ancak küçük memelerin ayni zamanda sarkık olması da sık rastlanan bir durumdur. Özellikle emzirme sonrası bazı annelerde memeler içleri boşalmış gibi yumuşar ve sarkar. Böyle durumlarda memelerin silikon protez ile büyütülmesi sarkmayı çok az düzeyde düzeltebilir ve sonuçta daha büyük ama hala sarkık memeler ortaya çıkar. Memelerin dik olması büyüklükten tamamen farklı bir durumdur. Sarkık meme tabiri daha çok meme başının normal yerinden daha aşağıda yani karına yakın konumda olmasıdır. Pek çok kadında memelerin alt kısmında hafif bir kıvrım olması normaldir. Ancak bu kıvrım derinleşecek şekilde memenin kendisi aşağı doğru kayar ise bu duruma sarkık meme adı verilir. Tıp dilinme meme sarkmasına “meme pitozu” sarkık memelere ise “pitotik meme” adı verilir. Tıp dilinde çocuğun süt emdiği meme çıkıntısına meme başı (nipple) adı verilir. Meme başının etrafını çevreleyen daire şeklindeki esmer alana ise ” areola” adı verilir. Eğer meme başı memenin alt kenarındaki kıvrıntı yerinin daha aşağısında yer alıyor ise buna sarkık meme adı verilir.
Sarkık meme ister normal büyükte, ister küçük, isterse de büyük olsun farklı bir şekilde düzeltilmelidir. Sarkık memede sorun meme başı üzerindeki derinin çeşitli nedenler ile genişlemesi ve sarkmasıdır. Meme dokusu üzerindeki deriye güçlü doku iplikçikleri ile yapışmıştır ve bu sayede dik durur. Yumuşak kıvamda olan meme dokusunun aşağı sarkmadan öne doğru çıkıntılı olması mümkün değildir. Zamanla meme ve deri arasındaki bağların kopması veya derinin gevşeyip uzaması ile hem deri hem de buna bağlı olan meme dokusu aşağı sarkar. Memeyi deriye bağlayan en güçlü yapılardan biri de areola ve meme başıdır. Areola ve meme başının aşağı doğru kayması daima meme sarkması ile birlikte olur. O zaman şunu söyleyebiliriz: Meme başını yukarı taşırsak meme dokusu da yukarı kalkar ve bu da dikleşme sağlar. Gerçekte de bütün meme dikleştirme ameliyatlarında meme başı daha yukarı düzeylere taşınmaktadır.
Silikon meme protezi ile yapılan büyütme ameliyatları meme başının yukarı kalmasını sağlamaz biraz öne doğru çıkıntılılığını arttırır. Bu da meme biraz dikleşmiş izlenimi verir o kadar. Düşük memelerde silikon protez ile büyütme yapılırken mutlaka yanında meme dikleştirme operasyonu da yapmak gereklidir. Ayrıca aşırı büyük protezlerin ağırlık nedeni ile er veya geç memelerde sarkıklık yapacağı da unutulmamalıdır.
Özetle sarkık memenin tedavisi mutlaka meme başının yeri değiştirilerek yapılır ve büyütme meme sarkıklığını gidermez.
Sosyal medyadaki paylaşımlarımızı izlemek için aşağıdaki logolardan uygun gördüklerinize tıklayabilirsiniz:
https://egeozgentas.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/silikon-meme-diklestirmez.jpg429800Prof. Dr. Ege Özgentaşhttps://egeozgentas.com.tr/wp-content/uploads/2022/09/logo_alt_01-e1662580491963-300x121.jpgProf. Dr. Ege Özgentaş2017-12-17 13:21:042023-08-30 20:50:56Silikon Meme Protezleri Memeleri Dikleştirir mi?
Memeler yalnız bir besleme organı değil ayni zamanda kadın cinselliğini de belirleyen bir organdır. Estetik açıdan aşırı büyük memeler ne kadar görüntü bozukluğu yaratıyor ise normalden küçük memeler de ayni derecede rahatsızlık yaratır.
Normal meme nedir?
Normal meme hangi boyutlarda olmalı? Bu ırklara ve coğrafi bölgelere göre değişmektedir. Afrika, Orta Doğu, Akdeniz Ülkeleri’nde ortalama meme boyutu 400 ml yani yaklaşık iki yumruk büyüklüğünün biraz fazlası iken Japonya, Çin, Kuzey Avrupa Ülkeleri’nde 200 ml hacminde bir meme normal sayılabilmektedir. Memelerin büyüklüğünün bebeği beslemede çok fazla rolü yoktur. Çünkü gebelikteki hormonal etkiler ile meme bezleri genişlemekte ve bebeği beslemeye yetecek kadar süt üretebilmektedir. Süt verme olayı bittikten sonra memeler tekrar eski boyutlarına dönebilmektedir.
Memelerin hacim ve şeklinin daha çok güzellik ve cinsellik yönünden önemi büyüktür. Küçük memeler kadın psikolojisinde önemli olumsuzluklara yol açar.
Göğüs büyütme tarihçesi
Hekimler baştan beri göğüs büyütme için meme içine ilave madde yerleştirmek gerektiğinin farkında idiler. Bu iş için tarih boyunca çeşitli maddeler denenmiştir. Bunlar arasında parafin, tenis topu, kadavradan alınan yağ gibi pek çok madde sayılabilir. Ancak bunların hepsi vücut tarafından yabancı madde olarak algılanıp dışarı atılmaya çalışılmış ve çok ciddi sağlık sorunlarına yol açmıştır. 1960 lı yıllarda silikon meme protezlerinin ortaya çıkması ile göğüs büyütme ameliyatlarında çok hızlı bir artış görülmeye başlanmıştır.
Meme büyütme metodları
Günümüzde göğüs büyütme başlıca iki yolla yapılmaktadır:
Yapay protezler
Hastanın kendi dokuları
Yapay protezler
Günümüzde en çok kullanılan yapay madde silikondur. Ancak silikonun vücut tarafından iyi kabul edilmesi için son derece saf olması gerekir. Bu da masraflı bir işlemdir. Kaliteli silikon protezler daha saftır ve bu ölçüde de daha pahalıdır. Silikon ömür boyu vücutta kalması planlanarak konulur. Bu nedenle bilinmeyen firmalardan alınmamalı ve en kaliteli marka kullanılmalıdır.
Silikon meme protezleri meme dokusunun altına veya göğüs kasının altına yerleştirilebilir. Bu hekimin tercihidir. Her iki yöntem ile de çok iyi sonuçlar elde edilmektedir.
Hastanın kendi dokuları
Son 10 yılda kişinin kendi yağ dokusu ile yapılan meme büyütmelerin sayısı giderek artmaktadır. Yağ dokusu kişinin karın, bel sırt, bacak çevresi gibi bölgelerinden alınarak meme içine ve çevresine enjekte edilir.
Yağ enjeksiyonu ile yapılan göğüs büyütmelerin bazı avantajları vardır. Enjeksiyonun yapıldığı yer ve miktar kontrol edilebildiğinden memelere istenilen şekil rahatlıkla verilir. Vücut tarafından yabancı madde olarak algılanmaz ve bir kere tuttuktan sonra ömür boyu ayni yerde kalır. Kişinin kilo alması ve zayıflaması durumunda verilen yağ da civardakiler ile ayni oranda büyüyüp küçülerek görüntünün devamlı olarak doğal kalmasını sağlar.
Ancak yağ ile yapılan meme büyütmenin bazı istenmeyen yönleri de vardır. Çok zayıf kişilerde ihtiyaca yetecek kadar yağ bulunamayabilir. Ayrıca bir seferde verilen yağların %60 ile %80 i tutar ve kalan kısımları erir. Yağın erimesi yaklaşık 3 ay içinde tamamlanır. Bu nedenle yağ ile yapılan büyütmelerde 3 aydan sonra ihtiyaç duyulur ise yeniden yağ enjekte etmek gerekebilir. Ancak bu işlemin birkaç kez tekrarlanması yeterlidir ve istenilen büyüklüğe ulaşıldıktan sonra ortaya çıkan şekil kalıcı olmaktadır. Tabii kalıcı derken yaşın ilerlemesi ile ortaya çıkacak şekil bozukluklarını kasdetmiyoruz.
Sonuç
Kadın güzelliğinde çok küçük memeler hiçbir zaman çekici olmamıştır. Bu nedenle ufak göğüslü kadınların göğüs büyütme arzusu devam edecektir. Teknoloji bu soruna güzel çözümler sunmaktadır. Günümüzdeki eğilim memelerin yabancı protezlerden çok kişinin kendi dokuları ile büyütülmesi yönündedir.
https://egeozgentas.com.tr/wp-content/uploads/2016/10/2016-10-18-gogus-buyutme.jpg610800Prof. Dr. Ege Özgentaşhttps://egeozgentas.com.tr/wp-content/uploads/2022/09/logo_alt_01-e1662580491963-300x121.jpgProf. Dr. Ege Özgentaş2016-10-18 15:42:222022-06-09 13:04:40Göğüs Büyütme
Meme büyütme ameliyatı hala tüm dünyada en sık yapılan estetik ameliyatların başını çekmektedir.
Meme büyütme ameliyatında en sık kullanılan metod silikon meme protezleri kullanmaktır. 1960 lı yıllarda kullanılmaya başlayan silikon meme protezleri giderek her yıl geliştirilmekte, giderek daha saf silikon içermekte ve daha güvenli hale getirilmektedir.
Ancak ne kadar güvenli olurlarsa olsunlar silikon protezler vücut için bir yabancı maddedirler. İnsanların önemli bir kısmında silikon vücut tarafından zararsız olarak algılanıp iyi kabul görmektedir. Ancak düşük bir oranda da olsa bazı bünyeler silikonu rahat kabul etmemektedirler. Bu durumda silikon etrafında “kapsül” adını verdiğimiz koruyucu bir duvar oluşmakta ve kişide çeşitli rahatsızlıklar yaratmaktadır. Bu bu rahatsızlık nadiren silikon protezin çıkartılmasına neden olacak kadar ileri düzeyde olabilmektedir.
Yağ enjeksiyonları 30 yıldan uzun bir süredir deri altındaki küçük çöküklükleri doldurmak için kullanılmaktadır. Ancak son 15 yılda bu konuda yapılan çalışmalar enjekte edilen yağların tutma yani kalıcı olma şansını büyük ölçüde arttırmıştır.
Yaşam boyunca çeşitli olaylar (kaza, tümör çıkartılması, felç gibi hastalıkların sekelleri, doğuştan olan bozukluklar) insan vücudunda büyük miktarda yumuşak doku eksikliğine yol açabilmektedir. Bunun en bilinen örneği kanser nedeni ile memenin alınmasıdır. Meme kanseri ameliyatı sonrası ortaya çıkan eksikliğin düzeltilmesi Plastik Rekonstrüktif Cerrahi’nin başarı ile gerçekleştirdiği işlemlerden biridir. Tıpta “meme rekonstrüksiyonu” diye bilinen yeni meme yapılması önceleri çeşitli vücut dokularına yer değiştirme ve/veya silikon protezler kullanılarak yapılmakta idi. Başarılı sonuçlar alınmasına karşın bu işlemler genellikle ciddi operasyonlar ile gerçekleştirilebiliyorlardı.
Memesi alınan kişinin kendi yağı enjekte edilerek yapılan yeni memeler önceleri pek çok cerrah tarafından eleştiri ile karşılandı. Ancak zaman içinde çok güzel sonuçların ortaya çıkması bu metodun giderek daha fazla kabul görmesini sağladı.
Yeni meme yapımında gözlenen bu başarı yağ enjeksiyonlarının meme büyütme işlemlerinde de kullanılmasına yol açtı. Yağ enjeksiyonunun silikona göre en büyük avantajı vücudun kendisine ait bir doku olması ve bir kere tuttuktan sonra uzun dönemde herhangi bir sorun çıkarmamasıdır. Meme büyütme veya yeni meme oluşturma için verilen yağların zamanla erime riski geçmişte uzun süre tartışılmış ve bu metodun rağbet görmemesine neden olmuştu. Ancak son gelişmeler doğru bir teknik ile enjekte edilen yağın çok yüksek oranda tuttuğunu ve kalıcı olduğunu göstermiştir. Bu işi doğru yapabilen cerrahların elinde yağ enjeksiyonları mükemmel sonuçlar vermektedir.
Yağ enjeksiyonları ile meme büyütme veya yeni meme yapma işleminde en büyük sorun kişinin yeterli yağının olmadığı durumlardır. Çok zayıf kişilerde yeterli yağ bulmak sorun olabilmektedir. Böyle durumlarda zorlukla alınan az miktadaki yağın tamamının tutması çok büyük bir önem kazanmaktadır. Ne kadar zayıf olursa olsun herkeste deri altında bir miktar yağ vardır. Bu yağları zedelemeden alabilen teknikler geliştirilmektedir. Bunlardan biri de su basıncını kullanarak yağları canlı olarak küçük parçalara ayırmak ve dışarı çekmektir. Piyasada bu işi yapan aletler mevcuttur ve her yıl gelişmiş modelleri çıkmaktadır. Ayrıca eskiden ultrasonik enerji ile parçalanarak çekilen yağların ölü olduğu ve işe yaramıyacağı düşünülürken son zamanlarda bu şekilde çekilen yağların da enjekte edildiğinde tuttuğunu yani vücutta kaldığını bildiren cerrahlar da mevcuttur.
Prof. Dr. Ege Özgentaş uygun hastalarında hem meme büyütme hem de memesi alınmış kişilerde yani meme yapma işleminde kişinin kendi yağını enjekte etmeyi tercih etmektedir.
Yağ enjekte ederek meme büyütme veya yenisini yapmanın bir dezavantajı da çok seanslı bir işlem olmasıdır. Enjekte edilen yağ diğer sağlam dokular arasında küçük parçalar halinde dağılmalıdır. Bir yere topak halinde yağ kitlesi verildiğinde genellikle kan damarları topağın içine giremediğinden yağlar canlı kalamamakta ve ölerek erimektedir. Meme kanseri sonrası göğüs duvarında çok ince bir deri ve göğüs kasları kalmaktadır. Bu bölgeye verilebilecek yağ miktarı sınırlıdır. Bu miktar verilip tutması beklendikten sonra (genellikle 3 veya 4 ay alır) yeni bir yağ enjeksiyonu yapılabilir. Daha önce verilen yağlar da bir hacim sağladığından bu kez daha fazla miktarda yağ verme olasılığı vardır.
Çok seanslı ameliyatlar genellikle hastaları korkutur. Bunun en önemli nedenlerinden biri her seferinde genel anestezi almak ve hastanede yatmaktır. Yağ alınması anestezi altında yapılması gereken bir işlemdir ve genellikle tam (genel) anestezi daha rahat bir ortam sağlar. Buna karşılık yağların enjekte edilmesi lokal anestezi altında yapılabilecek daha kolay bir işlemdir. Prof. Dr. Ege Özgentaş meme büyütme yapacağı hastalarda ilk ameliyatta ihtiyaçtan daha fazla yağ almakta ve kullandıktan sonra kalanının dondurarak saklamaktadır. İkinci seansta (3-4 ay veya daha fazla bir süre sonra) daha önce dondurulan yağların ihtiyaç duyulan kadarı eritilmekte ve hastayı uyutmadan lokal anestezi ile ilgili bölgelere enjekte edilmektedir. Hastanede yatmaya gerek göstermeyen bu işlem sonrası hasta hemen günlük hayatına devam edebilmekte ayni gün banyosunu yapabilmekte ve önemli bir ağrı veya rahatsızlık duymamaktadır. Bu metod tedavi masraflarını da önemli ölçüde azaltmaktadır.
Araştırmalar ve teknik ilerledikçe yağ enjeksiyonlarının öneminin ve kullanım alanlarının çok genişleyeceği açıktır.
Silikon protez üreticileri şimdiden gelecekte ürünlerinin ne kadar satılacağını hesaplamaya ve önlem almaya başladılar sanırım.
https://egeozgentas.com.tr/wp-content/uploads/2016/05/Yag_ile_meme_buyutme.jpg547800Prof. Dr. Ege Özgentaşhttps://egeozgentas.com.tr/wp-content/uploads/2022/09/logo_alt_01-e1662580491963-300x121.jpgProf. Dr. Ege Özgentaş2016-05-24 16:38:522022-06-09 13:18:24Meme büyütmede silikon protezlerin rakibi yağ enjeksiyonu
Memelerin büyütülmesi ve dikleştirilmesi için meme protezleri kullanılmaktadır. Başka maddeler mevcut olsa da meme protezlerinin ezici bir çoğunluğu silikondan yapılmaktadır.
Yerleştirilmelerinin kolay olması ve vücut tarafından kabul görmeleri nedeni ile silikon meme protezleri 1960 lı yıllardan beri çeşitli firmalar tarafından üretilmekte ve dünyanın her yerinde çok yaygın olarak kullanılmaktadır.
Silikon meme protezleri uzun yıllar basık bir yarım küre yani yuvarlak çevreli ancak yüksekliği küreden daha düşük olarak tasarlanmışlardır. Bunun en önemli nedenlerinden biri düz olan alt kısmı hariç her tarafından ayni görünmesidir. Başka bir deyişle düz olan alt kısmı göğüs duvarına yerleştirildiği zaman her halikarda dik görüntüsü ayni olmaktadır. Bu şekil protezlerin ayakta veya yatarken doğal şekil almalarını sağlamaktadır.
Son 15 yılda anatomik şekilli yani halk arasındaki ismi ile damla şeklinde protezler ciddi bir reklam kampanyası ile piyasada artmaya başladı. Teorik olarak şekilleri gerçek memeye daha uygun olduğu için bu protezler ile yapılan meme büyütme ameliyatlarının daha başarılı olacağı öne sürüldü. Ancak bu protezler yuvarlak olanlardan daha pahalı idi. Ayrıca yerleştirilirken alt ve üst kutuplarının doğru olarak ayarlanması şart olmalıydı.
Yuvarlak veya damla şeklindeki protezlerden hangisinin daha iyi olduğu tartışması günümüze kadar sürdü ve hala sürmektedir. İlginç olan bir durum da yuvarlak ve damla protezlerin farkını araştıran objektif bilimsel çalışmaların fazla sayıda olmamasıdır. Anatomik yani damla şeklindeki silikon protezleri savunan cerrahların bir kısmı üretici firmalardan maddi destek aldıkları için yayınları kuşku ile karşılanmaktadır.
Nisan 2016 da yapılan ASAPS (Amerikan Estetik Plastik Cerrahi Derneği) kongresinde bu konu geniş olarak tartışıldı. Kongreye katılan hekimler arasında yapılan bir ankette büyük bir kısmının yuvarlak protez kullandıkları tesbit edildi.
Kongrede çok ilginç tesbitler de yapıldı. Bir tarafa yuvarlak bir tarafa da damla şeklinde meme protezi konulan hastalar gösterildi. Katılımcıların büyük çoğunluğu hangi tarafın damla silikon olduğunu bilemedi. Ayni şekilde ne tip silikon olduğu söylenmeden çeşitli protez hastaları gösterildi ve gene büyük bir çoğunluk hangisinin damla hangisinin yuvarlak protez olduğunu anlayamadı.
Sonuç olarak kongreye katılan deneyimli estetik cerrahların %90 ı (Prof. Dr. Ege Özgentaş da bu grupta idi) damla şeklindeki (anatomik) protezlerin yuvarlak (klasik) olanlara göre herhangi bir avantaj sağlamadığı kanısına vardıklarını bildirdiler.
Bu arada şu noktayı da açıklığa kavuşturmakta yarar vardır: Deneyimli hekimler damla şeklindeki veya yuvarlak (klasik) protezlerle iyi sonuç alabildikleri gibi deneyimsiz olanlar hangi tip protez kullanırlarsa kullansınlar yetersiz sonuçlar alabilirler. Burada önemli olan protezin şekil ve yapısından çok hekimin uyguladığı ameliyat tekniğinin uygun olmasıdır.
Prof. Dr. Ege Özgentaş herhangi bir üstünlükleri olmadığı halde daha pahalı oldukları ve konulduktan sonra yer değiştirerek (dönerek) şekil bozukluklarına yol açtığı için damla (anatomik) şekilli protezleri tercih etmemektedir. Yuvarlak (klasik) silikon protezleri kullanmaktadır.
https://egeozgentas.com.tr/wp-content/uploads/2016/04/2016-04-30-meme-protezi-sekli.jpg454800Prof. Dr. Ege Özgentaşhttps://egeozgentas.com.tr/wp-content/uploads/2022/09/logo_alt_01-e1662580491963-300x121.jpgProf. Dr. Ege Özgentaş2016-04-30 00:50:252022-06-09 13:30:57Silikon meme protezlerinin şekli önemli mi?
Meme protezleri memeleri büyütmek için kullanılan ve sentetik maddelerden imal edilen meme şeklindeki hazır ürünlerdir. Protezler en çok silikon denilen bir kimyasaldan üretilir. Silikon endüstride çok kullanılan bir maddedir. Tıbbi olarak kullanılan silikonun son derece saf olması ve içinde hiçbir yabancı madde içermemesi gerekir. Silikonun tam olarak saflaştırılması ileri teknoloji gerektiren masraflı bir iştir.
Silikon protez
Pür silikon sıvı halde olmadığı sürece vücut için zararlı değildi. Meme protezlerinde silikondan hazırlanmış dayanıklı bir zarf (çeper) mevcuttur ve bunun içi jel (jöle) şeklindeki silikon ile doludur. Silikon protezler memenin değişik bölgelerinden küçük bir kesi yapılarak meme altına veya göğüs kası altına yerleştirilirler. Yumuşak oldukları için dışarıdan dokunulduğunda farkedilmezler. Silikon jeli çevreleyen silikon zarf ele gelmeyecek kadar ince ancak son derece dayanıklıdır. Memeyi de yaralayacak kadar şiddetli bir darbe olmadığı sürece silikon protezi meme içinde iken dışarıdan sıkarak veya üzerine baskı uygulayarak patlatmak mümkün değildir.
Kapsül nedir ve nasıl oluşur?
Saf olarak hazırlanmış silikon meme protezleri uzun yıllar hiçbir değişikliğe uğramadan meme içinde kalabilir ve hasta protezleri ile birlikte ömrünü sonlandırabilir. Vücut meme protezindeki silikonu yabancı bir cisim olarak algılamaz ve ona karşı kendini müdafaa etmek için herkangi bir gayret göstermez.
Kalite ve saflık derecesi
Ancak yeterli kalitede hazırlanmamış protezlerin dış tarafındaki zar yıllar içinde yıpranabilmekte ve üzerinde küçük yırtıklar olabilmektedir. Böyle durumlarda içerdeki silikon jel zarfın dışına akarak çevredeki meme dokusu ile direk temasa geçebilmektedir. Ayrıca bazı firmaların hazırladığı silikon meme protezleri gerekli saflıkta olmayıp içinde endüstriyel silikonda bulunan bazı yabancı maddeler içerebilmektedir.
Kapsülün oluşumu
Silikon saf değilse vücut bu maddeyi zararlı olarak değerlendirebilmekte ve kendini bu maddeden korumaya çalışmaktadır. Vücudumuz bu maddeyi etrafına çok sağlam bir koza örerek içinde hapsetmek ve kendi dokularından ayırmak ister. Protezin etrafına örülen koza fibröz doku dediğimiz ve yaraların iyileşmesini de sağlayan bir maddeden oluşur. İşte bu fibröz duvara kapsül ismi verilir. Fibröz duvar ince ise ele gelmeyebilir. Ancak zamanla kalınlaşırsa dışardan dokunulduğunda hissedilir hale gelir ve ağrıya neden olabilir. Ayrıca bu fibröz kese yani kapsül zamanla büzüşme de gösterebilir ve yumuşak silikonu çepeçevre sıkarak şeklini bozabilir. Tıp dilinde buna kapsülün büzüşmesi yani kontraksiyonu denilir. Kapsül büzüştükçe hem memenin şekli bozulur hem de meme içinde protezin yerleştiği yer değişir. Bazı kapsüller dokunulduğunda taş kadar sert ve ileri derecede ağrılı olabilirler.
Protezin özensiz yerleştirilmesi
Meme protezleri etrafında kapsül oluşmasının ikinci nedeni protezi yerleştiriken yabancı cisimler ile temas ettirmektir. Bunun en sık yaşanan örneği ameliyat eldivenlerinin pudrasıdır. Mikropsuz olmasına karşın protezin etrafına yapışır ise vücut pudrayı ve bununla birlikte bütün protezi kapsül ile sarabilir. Silikon protezler memeye yerleştirilirken kutusundan çıkartıldıktan sonra başka cisimlere (ameliyat masasının örtüsü, hastanın derisi vs) temas ettirilmeden hemen meme içindeki boşluğa yerleştirilmelidir.
Mikropların protezli bölgeye ulaşması
Kapsül oluşmasının bir başka nedeni de enfeksiyon yani iltahapalanmadır. İltahaplanmanın ateşlenme ve akıntı ile birlikte ciddi bir şekilde olması gerekmez. Çok az sayıdaki mikrobun bir şekilde proteze yapışması yeterlidir. Bu da ameliyat eldivenindeki bir delinme, ameliyat masasındaki mikropsuzluğa yani steriliteye yeterince özen göstermeme veya aletleri uygun şekilde steril edememe, oda havasında mevcut olan mikropların bir şekilde ameliyat bölgesine düşmesi gibi nedenlerden ileri gelebilir. Normal şartlarda vücut az miktardaki mikropları ortadan kaldırabilmektedir. Ancak ortamda silikon gibi bir maddenin bulunması bu mikropların küçük bir alanda da olsa üremesine ve dışardan farkedilemeyen ölçüde hafif bir enfeksiyonun ortaya çıkmasına neden olabilir. Hastanın ve doktorun farkedemiyeceği ölçüdeki bu küçük iltahap zamanla vücudun kapsül oluşturmasına neden olabilir.
Tedavi
Meme protezi etrafında kapsül oluşması yeni üretilen protezlerde giderek az görülmektedir. Çünki yeni protezlerin saflık ve sağlamlığı her yıl artmaktadır (kaliteli ve onaylanmış protezlerde). Ayrıca meme protezi ile ilgilenen hekimler de bu konuda daha deneyimli ve dikkatli hale gelmişlerdir. Ancak bütün dikkat ve özene ve en kaliteli protezlerin kullanılmasına karşın seyrek olarak bir süre sonra bir veya iki protez etrafında kapsül oluşumu görülebilir. Eğer oluşan kapsül memeyi dışardan farkedilecek kadar sertleştirmiyorsa ve ciddi bir ağrıya veya şekil bozukluğuna yol açmıyor ise hemen tedavi edilmesi gerekmez.
Memede ciddi şekil bozukluğu, sertlik ve ağrı yapan kapsüller ameliyat ile tedavi edilmektedir. Kapsül olan meme tekrar açılır ve içindeki silikon ve etrafındaki kapsül alınır. Kapsül temizlendikten sonra eğer sağlam ise tekrar ayni protez memeye konulabileceği gibi tercihen yeni bir protez konulabilir.
Kapsül nasıl önlenir?
Kapsül oluşumunu önlemenin en etkili yolu saflığı güvenilir kaynaklarca onaylanmış kaliteli protezler kullanmaktır. Günümüzde silikonun denetimini yapan en güvenilir kuruluş Amerikan Gıda ve İlaç Denetim Kurulu yani kısa adı ile FDA dir. FDA onaylı protez üreten firmalar protezlerine kapsül oluşumu veya delinmeye karşı ömür boyu değiştirme garantisi de vermektedirler.
Prof. Dr. Ege Özgentaş FDA onayı almamış hiçbir silikon protezi hastalarında kullanmamaktadır. Birkaç kez kapsül temizlendiği ve yeni kaliteli protezler konulduğu halde hala kapsül oluşumu tekrarlıyor ise bu kişilerin bünyesi silikonu kabul etmiyor demektir. Prof. Özgentaş’a göre böyle kişilerde protezlerin temelli çıkartılması ve başka yöntemler ile meme büyütme yapılması (örneğin hastanın kendi yağı ile meme büyütme) daha uygundur.
https://egeozgentas.com.tr/wp-content/uploads/2015/06/Meme_protezinde_kapsul.jpg635800Prof. Dr. Ege Özgentaşhttps://egeozgentas.com.tr/wp-content/uploads/2022/09/logo_alt_01-e1662580491963-300x121.jpgProf. Dr. Ege Özgentaş2015-06-23 12:51:322022-06-09 13:47:59Meme protezinde kapsül olması ne demektir?
Son bir yıl içinde İngiltere başta olmak üzere Avrupa’da kadınlar arasında iri göğüslere olan ilgi azalmaya başladı.
İngiliz Mirror gazetesinin haberine göre ünlü model ve şarkıcı Katie Price’ın meme küçültme ameliyatı olmasının ardından Victoria Beckham’da göğüslerini küçültmeyi düşündüğünü açıklamıştır. İngiltere’de bu yıl yapılan meme büyütme ameliyatları geçen yıla göre yarı yarıya düşmüştür. Buna karşılık meme küçültme ameliyatlarında belirgin artış gözlenmiştir.
Geçtiğimiz yıllarda Amerika başta olmak üzere tüm dünyada kadınlar arasında normalden daha iri memelere karşı bir ilgi yaratıldı. Son derece zayıf yapıda olan kadınlar bile gövdelerine zor sığacak kadar iri memelere sahip olmayı arzuladılar. Muhtemelen moda tekrar doğal güzelliği farketmeye başladı.
Kadınların cinselliğini belirleyen göğüsleri ve kalçalarıdır. Sıfır kalçalı ve dev memeli kadın dönemi herhalde yerini dolgun kalça ve normal boyutlarda göğüsleri olan kadınlara bırakacak. Son yıllarda kalça estetiğine verilen önem ve büyük memelerin normale getirilmesi bunu işaret ediyor.
Yalnız burada göğüsleri çok az gelişmiş kadınları ayırmak gerekir. Güzel bir kadının normal boyutlarda göğüslerinin olması gereklidir. Bu nedenle dünyadaki moda ne olursa olsun küçük göğüslerde meme büyütme ameliyatları yapılmaya devam edilecektir. Sadece abartıdan vazgeçilecektir.
https://egeozgentas.com.tr/wp-content/uploads/2014/12/gogus-kucultme1.jpg688800Prof. Dr. Ege Özgentaşhttps://egeozgentas.com.tr/wp-content/uploads/2022/09/logo_alt_01-e1662580491963-300x121.jpgProf. Dr. Ege Özgentaş2014-12-25 15:43:522020-09-25 12:26:50İri göğüslerin modası geçiyor mu?
Her konuda olduğu gibi silikon protez ile meme büyütme ameliyatları için de çeşitli şehir efsaneleri dolaşmaktadır. Bize başvuran hastaların en büyük korkularının ameliyat sonrası ağrılı dönemi nasıl atlatabilecekleri olduğunu öğreniyoruz. Ameliyat sonrasının ağrılı olacağı kanısına nasıl vardıklarını sorduğumuzda ise “arkadaşım anlattı” yanıtını alıyoruz.
Göğüs estetiği
Meme büyütme
Cerrahide bir prensip vardır. En iyi ameliyat vücut parçalarını (yani dokuları) en az tahrip ederek (yani en az örseleyerek) yapılan ameliyattır. Biz de meme büyütme ameliyatlarında silikon protezi hedefe en kolay ulaşılan bölgeden (yani meme başı çevresinden)çok küçük bir kesi yaparak yerleştiriyoruz. Genel olarak silikon protezi göğüs üzerine ve meme dokusu altına yerleştirdiğimiz için ameliyat sonrası kol hareketlerinde herhangi bir ağrı veya kısıtlama oluşmamaktadır. Protezin yerleşeceği boşluğun hazırlanmasında ve silikon protezin meme içine yerleştirilmesinde mümkün olan en az zedeleme oluşmasına dikkat ediyoruz ve ameliyatın mümkün olduğu kadar kanamasız geçmesine gayret ediyoruz. Sonuçta ameliyat masasındaki titizliğimiz iyileşme döneminde meyvesini vermekte ve hastalarımızın büyük çoğunluğu bu dönemi en az işgücü kaybı ile atlatmaktadır.
Hastalarımızın hemen hepsi ameliyat oldukları günün akşamı normal giysileri ile yürümeye başlamakta ve önemli bir kısmı ertesi günü günlük hayatlarına dönmektedir. Bütün hastalarımıza bir hafta sonra memelere sıkıştırma ve baskı ile ovalama hareketleri tarzında masaj yapmalarını önermekteyiz.
Doğru ellerde yapıldığında meme büyütme ameliyatlarının iyileşme dönemi oldukça problemsizdir.
https://egeozgentas.com.tr/wp-content/uploads/2014/12/meme-buyutme-sonrasi-agri.jpg450800Prof. Dr. Ege Özgentaşhttps://egeozgentas.com.tr/wp-content/uploads/2022/09/logo_alt_01-e1662580491963-300x121.jpgProf. Dr. Ege Özgentaş2014-12-08 11:32:342018-05-11 13:53:35Meme büyütme ameliyatı yaptırdıktan sonra ne zaman işe başlayabilirsiniz? Ertesi gün
Silikon meme protezi ile göğüs büyütme ameliyatı yaptıranların çok merak ettikleri konu bu protezlerin vücutta ne kadar kalabildikleridir.
Protez üreticileri bu ürünleri geliştirirken ömür boyu vücutta kalmalarını sağlamayı amaçlamışlardır. İlk silikon protez 1963 yılında piyasaya sürülmüştür ve bunları kullanan pek çok kişi protezleri ile ilgili bir sorun yaşamadan ömürlerini tamamlamıştır. Günümüzde üretilen protezler ilk öncülerine göre çok daha saf ve güvenilir yapıdadırlar ve sorun çıkartmadan ömür boyu kullanılma olasılıkları daha yüksektir.
Ancak ne kadar güvenli olurlarsa olsunlar silikon meme protezleri vücut için yabancı maddelerdir ve nadir de olsa zamanla sorun çıkartabilirler.
Silikon protezlerin muhtemel sorunları
Kapsül (sertleşme)
Bazı durumlarda bünye yerleştirilen protezi istenmeyen bir cisim olarak algılar ve onu vücudun diğer kısımlarından ayırmak ve hapsetmek ister. Bunu gerçekleştirmek için protezin etrafında koza gibi bir duvar örmeye başlar. Bu duvarı kollajen denilen iplikler ile örer. Tıp dilinde kapsül adı verilen duvar fibröz doku (nedbe dokusundaki madde) ile inşa edilir. Kapsül ince ve yumuşak ise fark edilmez ve sorun çıkartmaz. Ancak kapsül bazı durumlarda kalınlaşıp büzüşmeye ve daralmaya başlayabilir. Bu durumda içine aldığı protezi sıkıştırmaya başlar. Etrafından sıkıştırılan silikon protezin şekli giderek bozulur. Kapsül sert olarak hissedilmeye başlar. Şekil bozukluğu dışarıdan da fark edilecek boyutlarda olabilir. Sertlik olan bölgeye dokunulduğunda ağrı olabilir. Günümüzde ileri teknoloji ile üretilen protezlerde kapsül gelişme oranı azalmaktadır.
Protezin kenarlarda fark edilmesi
Çok ince derili ve meme dokusu yetersiz kişilerde protezin kenarları deri altında kalır ve fark edilebilir. Özellikle yerçekimi etkisi ile ayakta iken protez kenarlarında oluşan kırışıklıklar gözle görülen şekil bozuklukları yapabilir.
Deride incelme
Çok ince derili ve meme dokusu çok az olan kişilerde silikon protezin bazı kısımları deriye yakın kalabilir. Protez itme etkisi ile üzerindeki deriyi zamanla inceltebilir. İncelmiş derinin altından silikon protezin reflesi gözlenebilir. İncelme devam ederse protez deriyi delerek görünür hale gelebilir.
Romatizma benzeri şikayetler
Çok nadir olarak meme protezi konulan hastalarda ateş, halsizlik, eklem ağrıları zayıflama gibi bulgular ortaya çıkabilmektedir.
Silikon protezin patlaması (yırtılma)
Bu durum genel olarak üretim hatalarından bazen de protezin etrafındaki kılıfın zamanla aşınıp delinmesinden kaynaklanır. Hiç şikayet vermeden kalabildiği gibi kapsül oluşmasına veya romatizmal belirtilere yol açabilir.
Ameliyatların genel komplikasyonları
Kan toplanması (hematom), sıvı toplanması (seroma), iltahap (enfeksiyon), aşırı ameliyat izi kalması (keloid) gibi her operasyonda olabilecek aksilikler meme protezi ameliyatı sonrası da gözlenebilir.
Bu aksiliklerin (komplikasyonların) hepsinin tedavileri yapılabilir ve normal koşullarda hiçbiri hayatı tehdit edecek ciddiyete ulaşmaz.
Meme protezleri ne zaman çıkartılır?
Bazı durumlarda meme protezlerini çıkatmak gerekebilir. Şöyle özetleyebiliriz:
Protezin romatizma benzeri şikayetlere yol açması
Nadir bir durumdur ancak geliştiği takdirde protezin çıkartılması gerekir. Daha çok kalitesiz ve yırtılmış protezlerde gözlenir.
Ciddi kapsül oluşumu
Hem şekil bozuklukluğu hem de ağrı yaptığı için hasta protezlerin çıkartılmasını ve yenisinin konulmamasını isteyebilir.
Hatalı protezler
Bugüne kadar çok az sayıda ticari marka meme protezi güvenlik açısından piyasadan toplatıldı ve uygulandığı hastalara bunları çıkarttırmaları önerildi.
Protezin deriyi delerek görünür hale gelmesi ve/veya enfekte olması
Dış ortam ile temas eden protez enfekte olmuş kabul edilir. Görünür iltahap olmasa bile çıkartılması uygundur. Delik bölge kapandıktan, varsa enfeksiyon ve yara tamamen iyileştikten sonra istenirse yeni protez konulabilir.
Aşırı kilo alma
Fazla kilo alma durumunda protezli meme normalden daha büyük hale gelebilir. Protezlerin çıkartılması hastaya daha normal bir göğüs görüntüsü kazandırır.
Hastanın kendi isteği
Bazı hastalar çeşitli sebepler ile protezlerinin çıkartılmasını talep edebilirler.
Özetleyecek olursak meme protezleri günümüzde göğüs büyütmenin en kolay ve güvenilir yoludur. Her ne kadar seyrek olarak sorun gözlenebilirse de modern protezler ömür boyu vücutta kalmaları için üretilmişlerdir ve bulgular bunu desteklemektedir. Güvenilir firmaların garantili protezlerini kullanmak tavsiye edilir.
https://egeozgentas.com.tr/wp-content/uploads/2014/07/silicone.jpg600800Prof. Dr. Ege Özgentaşhttps://egeozgentas.com.tr/wp-content/uploads/2022/09/logo_alt_01-e1662580491963-300x121.jpgProf. Dr. Ege Özgentaş2014-07-27 14:29:472018-05-11 13:53:42Meme Protezleri Vücutta Ne Kadar Kalabilir?
Küçük memeler kadınlar için ciddi bir psikolojik sorundur. 1960 lı yıllardan başlayarak silikon meme protezleri piyasaya sürülmüş silikon meme protezleri küçük memelerin tedavisinde bir çığır açmıştır. Her ne kadar silikon sanayide çok kullanılan nispeten ucuz bir madde olmasına karşın insan vücudunda kullanılan silikonun son derece saf olması gerekir ve bu saflaştırma işlemi oldukça masraflıdır. İyi silikon protezler saflığı %100 e yakındır ve bu nedenle pahalıdır. Göğüse silikon takma fiyatlarını belirleyen en önemli faktör kullanılan protezin kalitesidir. Silikon protezlerin dış kılıfları kalın zar şeklindeki silikondan yapılır. Yüzeyler düzgün veya tırtıklı olabilir. Bu zarfın içinde ise değişik kıvamlarda silikon vardır. Genel olarak gel kıvamındadır ancak akıcılığı değişkenlik gösterebilir. Meme büyütme ameliyatının başında silikonu yerleştirmek için nereden girileceği belirlenmelidir.
Protezi meme içine yerleştirmek için kullanılan kesi ve yollar
Çeşitli şekil ve boyutlarda üretilen bu protezler meme içine yerleştirilirken farklı giriş yolları kullanılır.
Meme altı katlantısından yapılan bir kesi ile protezin yerleştirilmesi
Memenin altındaki katlantı (tıp dilinde submammary fold diye adlandırılır) üzerindeki ameliyat izleri ayakta dururken fazla dikkat çekmezler. Bazı cerrahlar buradan kesi yaparak meme içine protez yerleştirmeyi tercih ederler. Kalan iz bazı kişilerde farkedilmeyecek kadar ince olabildiği gibi kalın iz bırakmaya eğilimli kişilerde rahatsız edici belirginlikte de olabilir. Avantajlı tarafı kesinin uzunluğu arttırılarak istenilen büyüklükte protez meme içine yerleştirilebilir.
Meme başı çevresinden yapılan kesi ile protezin yerleştirilmesi:
Meme başı ve ucu koyu renkli daire şeklinde bir bölgedir. Tıp dilinde meme ucuna nipple, koyu renkli meme başı bölgesine de areola adı verilir. Meme başı derisi ile memenin açık renk derisinin birleşim yerine yapılan kesilerin izi iki ayrı rengin birleştiği noktada kaldığı için genel olarak farkedilmez. Bu kesi özel durumlar dışında areolanın alt yarımındaki kısma yapılır. Buradan dik olarak aşağı inilir ve göğüs duvarı üzerinde protezin yerleştirileceği boşluk hazırlanır. Bu kesinin avantajlı tarafı protezin yerleştirileceği boşluğun kolay hazırlanması ve ameliyat sonrası izin genel olarak farkedilmeyecek kadar ince olmasıdır. Dezavantajlı tarafı ise meme başı küçük olan kişilerde kesinin boyu da kısıtlı olacağından büyük protezlerde yetersiz kalabilmesidir.
Koltuk altının memeye yakın bölgesinde bir kıvrıntı vardır. Bu kıvrıntıdan girerek meme altında bir boşluk hazırlanabilir ve protez yerleştirilebilir. Avantajlı tarafı memenin hiç bir bölgesinde iz olmaması ve koltuk altı ön kısmındaki izin bazılarında çok ince kalması ve belirsiz olmasıdır. Dejavantajlı tarafı ise kesi ile protezin konulacağı bölge arasında nisbeten uzun bir mesafe olmasıdır. Ayrıca iz bırakmaya eğilimli kişilerde dekolte giysi ile kollar kaldırıldığında izin farkedilebilmesidir.
Göbek deliğinin üst yarımına bir kesi yapılır ve buradan her iki memenin altına uzanan tüneller hazırlanır. Bu tüneller içinden çalışılarak meme altında protezlerin yerleştirileceği boşluklar hazırlanır. Daha sonra yalnızca silikon kılıfı olan içi boş protezler memeye yerleştirilir ve protezler bu boşlukların içinde şişirilir. Pratik bir yöndem değildir. Endoskopik aletlere (kapalı bölgelerde çalışmak için hazırlanan ışıklı ve kameralı cihazlar) ihtiyaç vardır. Yalnızca tuzlu su (salin) ile şişirilen protezler kullanılabilir. Herhangi bir sorun çıktığında (kanama gibi) göbekten müdahale etmek zordur.
Diğer yollar:
Eğer memede daha önceki bir ameliyata ait iz mevcut ise protez yerleştirmek için yeni bir kesi yerine bu eski iz de kullanılabilir. Meme büyütme ile birlikte meme dikleştirme ameliyatı da yapılacak ise protez dikleştirme ameliyatı kesisinden yerleştirilir. Ayrı bir kesiye gerek yoktur.
Silikon protezin göğüs duvarındaki yerleşim yeri
Protezler meme altında göğüs duvarının çeşitli katmanları arasına yerleştirilebilir. Protezin yerleştirildiği iki bölge vardır.
Meme dokusu altı, göğüs kası üzeri yerleşim:
Buna tıp dilinde subglandüler (meme bezi altı) yerleştirme denilir. Normalde memeler zaten göğüs kasının (pektoral kas) üzerindedir. Protez meme dokusunun altında ve göğüs kasının üzerinde bir boşluk hazırlanacak buraya yerleştirilir.
Göğüs kasının altına yerleşim:
Buna tıp dilinde submusculer (kas altı) yerleşim adı verilir. Göğüs duvarında meme dokusunun hemen altında pectoral kas dediğimiz bir adale vardır. Protez için planlanan boşluk bu kasın altında hazırlanır. Bu kasın genişliği protezin tamamını örtmeye yetmediği için genel olarak protezin üst yarımı kas altında, alt yarımı ise meme dokusu altında kalır.
Silikon protez için hazırlanan bu iki ayrı bölgenin kendine göre iyi ve olumsuz tarafları vardır. Meme altı kas üstü yerleşim daha anatomiktir ve meme şekli daha iyi belirlenir. Dezavantajı çok zayıf ve meme dokusu az kişilerde silikon protez kenarlarda katlantı yapabilir ve bu katlantı gözle görülebilir. Kas altı yerleşimde protezin katlantıları belli olmaz ancak bazı durumlarda adale kasıldığında protez yer değiştirebilir. Bu da tokalaşma veya diğer kol hareketlerinde memelerde istenmeyen yer değiştirme ve şekil bozuklukları ortaya çıkmasına yol açabilir.
Prof. Dr. Ege Özgentaş meme büyütme ameliyatlarında meme başı etrafından (periareoler) kesi yaparak protezi meme dokusu altına (subglanduler) yerleştirmeyi tercih etmektedir.
Aslında meme protezi ameliyatının başarılı olması hekimin deneyimine ve hastanın anatomik yapısına bağlı olarak değişir. Bir yöntemin diğerinden daha üstün olduğunu söylemek doğru olmaz. İyi ellerde hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın başarılı sonuçlar alınır. Buna karşılık deneyimsiz ellerde her metod ile başarısız sonuçlar ortaya çıkabilir. Hekiminizi seçerken ameliyatı hangi metodla yaptığından ziyade sonuçlarının başarılı olup olmadığını araştırmanızda yarar vardır.
https://egeozgentas.com.tr/wp-content/uploads/2014/07/meme-buyutme.jpg315561Prof. Dr. Ege Özgentaşhttps://egeozgentas.com.tr/wp-content/uploads/2022/09/logo_alt_01-e1662580491963-300x121.jpgProf. Dr. Ege Özgentaş2014-07-08 15:02:292018-09-14 15:39:32Silikon Protez ile Meme Büyütme Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Amerika Birleşik devletleri başta olmak üzere pek çok ülkede aileler lise veya kolleji bitiren çocuklarına mezuniyet hediyesi verirler. Yeni bir araba veya pahallı bir tatil paketi bu hediyeler arasında sayılabilir. Son yılllarda kız çocuklarına verilen mezuniyet armağanları arasına alışılmadık bir yenisi eklendi: Meme büyütme ameliyatı.
Amerika’da yapılan istatistikler 2013 yılında 19 yaş altındaki 3300 kız çocuğuna meme büyütme ameliyatı yapıldığını göstermektedir. Bu sayı 2000 yılı ile karşılaştırıldığında son 13 yılda %64 oranında bir artışa karşılık gelmektedir.
Amerikalı doktorlar her ne kadar meme büyütme ameliyatlarının masrafı genel olarak aileler tarafından karşılansa da bazen ücretin ameliyat olan kız tarafından ödendiği de belirtmektedirler.
Özellikle ilkbahar ve yaz öncesi meme büyütme ameliyatlarının daha sık yapıldığı dönemlerdir. Bunun nedenleri arasında deniz mevsiminin yaklaşması ile kızların plajlarda daha çekici görünme istekleri ve okulların tatile girmesi yatmaktadır.
Ergenlere estetik ameliyat yapılması son yıllarda çok tartışılan bir konudur. Büyümesini tamamlamamış olan ve ameliyatların ciddiyetini kavrayacak olgunluğa ulaşmamış çocuklarda bu konuda dikkatli olmak gerekir.
https://egeozgentas.com.tr/wp-content/uploads/2014/05/gogus.jpg248449Prof. Dr. Ege Özgentaşhttps://egeozgentas.com.tr/wp-content/uploads/2022/09/logo_alt_01-e1662580491963-300x121.jpgProf. Dr. Ege Özgentaş2014-05-28 14:41:062018-05-11 13:53:45Alışılmamış bir mezuniyet hediyesi