Aşırı şişmanlık ve estetik

Aşırı kilolu olma tıp dilinde obezite, halk arasında ise şişmanlık olarak bilinir. Genellikle ağırlığınız boyunuzun santim kısmından fazla değilse normal kiloda sayılırsınız. Örnek verirsek 175 sm boyundaki bir kişi 75 kiloya kadar  normal ağırlıkta kabul edilir. Bilimsel olarak boy ve ağırlık arasında bir oran olması gerekir. Bu oran BMI olarak bilinir.  Vücut kütle göstergesi (veya indeksi) diye adlandırılır. İnternette “BMI calculator” olarak arama yaparsanız çok sayıda sitede boy ve kilonuza göre bu hesabın kolayca yapılabildiğini görürsünüz. Örnek verecek olursak 175 cm boyunda ve 75 kg ağırlığındaki bir kişinin BMI değeri 24,5 dir.

Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) na göre BMI değeri 24,9 a kadar olan kişiler nomal kilolu, 25 veya daha fazla değeri olan kişiler ise fazla kiloludur. Fazla kilolu olmak obez olmak anlamına gelmez. Ancak BMI değeri 30 veya daha yukarısında ise böyle kişiler obez olarak tanımlanır. Örnek vermek gerekirse 175 cm boyundaki bir kişi 76 kg a kadar normal iken 77 kg da fazla kilolu olmaya başlamakta ve 92 kiloya geldiğinde obez kabul edilmektedir.

Obezlik kendi içinde üç dereceye ayrılır. Birinci derece obezlik BMI 30 da başlar. İkinci derece obezlik BMI 35 de başlar. BMI 40 veya üzerine üçüncü derece obez denilir. Gene örnek verecek olursak 175 cm boyundaki bir kişi 92 kilo ise birinci derece obez, 108 kiloya geldiğinde ikinci derece obez ve 123 kiloya çıktığında ise üçüncü derece obez kabul edilmektedir. BMI değeri yükseldikçe şişmanlığın zararlı etkileri de artmaktadır.

Biz estetik cerrahlar şişmanlara belli bir düzeyde yardımcı olabilmekteyiz. Büyük memeleri küçülterek, şişman ve sarkmış karnı toparlayarak ve fazla yağları alarak vücut görüntüsünü daha hoş bir hale getirebiliyoruz. Ancak bu ameliyatların hiçbiri aşırı yüksek BMI değerlerini normale getiremez. Başka bir deyişle çok şişmanlar estetik ameliyatlar ile normal kilolara gerileyemezler.

Şişmanlığın en iyi tedavisi diyet ve düzenli egzersiz ile fazla kilolardan kurtulmaktır. Gerçek hayatta bunu herkes başaramamaktadır. Şişmanlık tedavisi için sindirim sisteminde değişiklikler yapan çeşitli ameliyatlar vardır. Bu ameliyatlar çok etkili bir biçimde zayıflama sağlar fakat estetiğin dışında genel cerrahiyi ilgilendiren ameliyatlardır.

Şişmanlıktan normal hale dönüş sağlık üzerinde çok olumlu etki yapar ancak vücut görüntüsünü bozabilir. İleri derecede kilo vermiş kişilerde deride ve vücut parçalarında sarkmalar ortaya çıkar. Bu sarkmaların derecesi verilen kilo miktarı ile orantılı olarak artar.

Burada bir konuyu yanlış anlamamak gerekir. Vücudum bozulmasın diye fazla kilo vermeyin demiyoruz. Normal düzeylere (yani BMI 25 veya altına) gelene kadar zayıflamak gereklidir. Söylemek istediğimiz fazla kilolar zayıfladıktan sonra bile estetik sorunlara yol açtığı için mümkünse baştan kilonuzu çok arttırmamak için önlem almanızdır. Eğer kilonuz kontrolsuz bir şekilde artıyor ise daha ikinci derece obez iken mide küçültme veya daraltma operasyonlarını düşünmeye başlamalısınız.

Aşırı kilolardan kurtulan herkese ihtiyacı var ise sarkma ameliyatları yapılır. Ancak ciddi merkezlerde yapılan çalışmalar 45 kilo veya daha fazla zayıflamış kişilerin estetik ameliyatlarının sorunlu olmaya başladığını göstermiştir. Bu nedenle size önerimiz normal kilonuzun 40 veya daha fazlası üzerine çıkmadan gerekli önlemleri (diyet veya mide ameliyatları) alarak zayıflayın. Bu durumda sarkmaları düzeltmek için yapılacak estetik ameliyatlar daha güvenli olacaktır.

Günümüzün en ciddi hastalığı olan şişmanlık sağlığımızı ve güzelliğimizi tehdit etmektedir.


//

Estetik hayatımızı nasıl etkiler?

Görüntümüz ve güzelliğimiz sosyal hayatımızı derinden etkiler. İnsanlar tarih boyunca daima güzel olanlara daha fazla değer vermişlerdir.

Sosyal hayatımız çocukluğumuzda şekillenmeye başlar. Daha okul çağında bile yüzünde yara izi, leke gibi dikkati çeken farklılıkları veya kepçe kulakları olan çocukları arkadaşları çeşitli şekillerde rahatsız etmeye başlarlar.

Erişkin yaşa gelindiğinde fiziksel olarak güzel ve eksiksiz olanlar sosyal kabul görme açısından akranlarından bir adım önde olmuşlardır.

Burnunun çirkin olduğunu düşünen gençlerin bazıları içine kapanmakta ve özellikle karşı cins ile arkadaşlık kurmada zorluk yaşabilmektedirler. Estetik burun ameliyatı sonrası bu kişilerin sosyal hayatları çok hızlı bir şekilde olumlu yönde değişmektedir. Güzellik insana güven veren önemli bir unsurdur. Ameliyat sonrası kendilerini güzel gören gençler davranışları ile kendilerinden emin olduklarını etrafa daha iyi hissettirmektedirler. Bunun güzel örnekleri pek çok hastamızın burun ameliyatı sonrası kısa sürede nişanlanmaları, evlenmeleri veya kendilerine iş bulmalarında açıkça görülmektedir.

Yaşlanma insan hayatını bir çok yönden etkilemektedir. Ticari hayatın ve serbest rekabetin acımasızca kurallarını yürüttüğü günümüzde firmalar yetenek yanında fiziksel görünüme de önem vermektedirler. Ayni yeteneklere sahip iki adaydan daha güzel veya daha genç olanı tercih edilmektedir. Özellikle yaşlı veya düşkün görüntü önemli pozisyonlar için başvurduğunuzda bir dezavantaj olmaktadır. Bu nedenle çok sağlıklı olsalar bile pek çok yönetici veya çalışan belli bir yaştan sonra işini kaybetmemek veya daha gençlere kaptırmamak için estetik ameliyatlar ile daha hoş ve dinamik görünme çabası içine girmektedirler. Bu çabalar olumlu sonuçlar verebilmektedir.

Bize başvuran bazı hastalarda sıklıkla şu söylemleri duymaktayız: “Eşim beni daha genç ve güzel biri için terk etmek üzere. Lütfen bana gerekli tüm estetikleri yaparak tekrar genç görünümümü ve güzelliğimi sağlayın ki onu bu yüzden kaybetmeyeyim”. Burada hemen şunu belirtmeliyiz: Estetik ameliyatlar kişiyi daha güzel ve genç görünümlü yapabilir. Ama bu bozuk giden aile ilişkilerini düzeltmez.

Estetik ameliyatlar için en uygun adaylar bunu başkaları için değil kendileri için isteyen adaylardır. Kendileri gerekli görmediği veya istemediği halde anne babaları, arkadaşları veya eşleri ısrar ettiği için estetik isteyen adaylar ameliyat edilmeden önce dikkatli bir şekilde incelenmelidir.

Özetliyecek olursak estetik genel olarak hayatımızı iyi yönde değiştirir. Kendine güven ve sosyal girişkenlik artar. Ancak estetik kötü giden ilişkileri veya ticari başarısızlıkları düzeltemez.

Burun estetiğindeki yenilikler

Çok iri ve uzun burunlar toplumda her zaman dikkat çekmiş ve genellikle olumsuz etki bırakmıştır. Cyrano de Bergerac (Sirano dö Berjerak) ve Pinocchio (Pinokyo) klasik edebiyat kahramanları olarak  aklımızda kalan canlı örneklerdir. İnsanların bu kadar duyarlı olduğu bir konudaki düzeltme çabaları da bu semboller kadar eskidir.

Yüz yılı aşkın bir geçmişi olan estetik burun ameliyatları çeşitli evrelerden geçmiştir. Bindokuzyüzlü yılların ortalarına kadar burun estetiği daha çok “pinokyo burunlu” kişilere uygulanmıştır. Amaç komik görüntüyü insan içine çıkacak hale getirmektir. Estetiğin gelişmesi ile özellikle kadınlar burnun yüz güzelliğine olan katkısını farkettikleri için burunlarının küçük ve kalkık bir hale gelmesini istemeye başlamışlardır.

Estetik cerrahinin gelişme döneminde olduğu 1960 lı yıllarda estetik cerrahi yapanların sayısı çok azdı ve burun ameliyatı olabilmek bir ayrıcalıktı. Bundan sonraki 20 yılda estetik burun ameliyatlarının sayısı çok arttı. Kalkık burun moda oldu. Bu yıllarda kadınların burun estetiğinden bekledikleri yüzlerine göre çok küçük kalan ufacık burunları ve delikleri görünecek kadar kalkık duran burun uçları ile hemen farkedilmek ve dikkati çekmekti. Burun kıkırdak ve kemiklerinin önemli bir kısmı ameliyat sırasında alındığı için hepsinin çok tipik bir “estetikli burun” görüntüsü olurdu. 15-20 yıl öncesine kadar estetik burun ameliyatlarının özü kemik ve kıkırdakları çıkartarak yapılan küçültme ve kaldırma ameliyatları idi.

Zaman hızla değişiyor ve estetik anlayışı da buna uyum gösteriyor.  Zamanında bir ayrıcalık ve sosyetiklik sembolü olan “estetikli burun görünümü” günümüzde artık eskisi kadar kabul görmemektedir. Aslında yapay olan bu sözde güzel burun görüntüsü doğal güzellerde yoktur. Çünki doğuştan güzel olan burunlarda kemik ve kıkırdaklar normal yerlerinde ve büyüklüklerindedirler. Böyle güzeller görenler tarafından güzel burunlu değil güzel yüzlü olarak algılanırlar. Bunun nedeni burunlarının yüzleri ile uyum içinde ve özel olarak dikkati çekmiyecek doğal güzellikte olmasıdır. Günümüzün bilinçli insanları artık doğallık ve sadelik aramaktadır. Bu anlayış burun ameliyatlarını da etkiledi. Artık hastalar burun estetiği sonrası abartılı değil, doğal güzellikte bir buruna sahip olmak istiyorlar.

Günümüzün modern burun ameliyatlarında eğer zorunlu değil ise burunda küçültme herkeste yapılmamaktadır. Burnun yalnız değiştirilmesi istenen hatalı kısımları ile oynanmakta ve mevcut hatalar çok kez kemik ve kıkırdakları çıkartarak değil şekillerini değiştirip daha hoş görünecek bir şekle sokarak yapılmaktadır. Hatta güzelliği sağlamak için bazı yerlerde kıkırdak ve kemik ilavesi bile yapılabilmektedir. Çoğu kez fazlası olan bölgelerden alınan dokular eksiği olan bölgelere taşınarak ayni miktar kemik ve kıkırdak ile çok daha güzel ve doğal görünen burunlar elde edilebilmektedir.

Burnun doğal anatomi ve işlevini koruyarak yapılan modern estetik ameliyatlar pek çok faydalar getirmiştir:

  • Artık burun ameliyatlarının bitiminde burun deliklerine tampon genellikle konulmamaktadır ve hastalar ameliyattan hemen sonra normal yollardan nefes alabilmektedirler.
  • Ameliyat sonrası ağrı hemen hemen olmamaktadır.
  • Ameliyat sonrası morluk ve şişlikler daha az olmakta ve daha çabuk düzelmektedirler.
  • Ameliyat sonrası ortaya çıkan şekil yıllar boyunca bozulmadan kalabilmektedir

Estetik burun ameliyatlarında açık tekniği kullanan Prof. Dr. Ege Özgentaş’a göre başarılı bir estetik burun ameliyatı söyle anlaşılır: Ameliyat olduğunu bilmeyen arkadaşları kişiyi gördüklerinde kendisine yüzünün çok değiştiğini ve güzelleştiğini söylemeli ancak bunun burun ameliyatına bağlı olduğunu anlamamalıdırlar. Sokakta yürürken insanların birbirine “bak estetikli bir burun geçiyor” diye gösterdiği kişiler başarısız bir ameliyat geçirmişlerdir.

İlgili bağlantılar:
Burun güzelleştirilmesi
Estetik burun ameliyatı sonrası ağrı
Burun estetiğinde yağ dolgusunun yeri
Burun estetiği kimlere yapılmalı?

Estetik Cerrahi Nereye Gidiyor?

Dünyada Estetik Cerrahi’nin Yönü

Dünya Estetik Plastik Cerrahi Derneği (International Society of Aesthetic Plastic Surgery – ISAPS) estetik ile ilgili 2013 yılı istatistiklerini yakın bir zaman önce açıkladı.

Bu veriler içinde en çarpıcı olanı İran’ın estetik cerrah sayısı açısından 226 ile 27. sırada olmasına karşın yapılan estetik işlemlerin sayısı açısından dünyadaki ilk 10 ülke arasına girmiş olmasıdır. Türkiye’nin bu listede ilk ona giremediğini de belirtelim.

İkinci çarpıcı nokta ise Almanya’nın penis büyütme ameliyatlarında dünyada ilk sırada olmasıdır. Hemen dikkat çeken bu noktaya Fortune dergisi şu şekilde yer vermiştir:
“Büyütme savaşları: Almanya Penis Büyütme Masasının Başında Oturuyor.
II. Dünya Savaşında “büyüme savaşı” başlatan ülke şimdi başka bir “büyüme savaşı” nın  başını çekiyor.”
Yazıyı okumak için tıklayınız.

Dikkat çeken üçüncü çarpıcı nokta kalça büyütme ve kaldırma ameliyatlarının Brezilya, Meksika ve Amerika başta olmak üzere tüm dünyada hatırı sayılır derecede artmış olmasıdır. Ayrıca vajina gençleştirmesi ve estetiği ameliyatlarında da bir artış mevcuttur.

Kadınlarda en sık yapılan 5 estetik ameliyat:

Erkeklerde en sık yapılan 5 estetik ameliyat:

Kadınlar daha çok meme ve vücutlarının görüntüsüne yönlenirken erkekler burun ameliyatını ilk sırada tercih etmektedirler. Her iki cinste de cinsel organlara yönelik estetik işlemlerde artış vardır. Ameliyatsız güzellik işlemleri ise tüm dünyada estetik ameliyatların biraz önüne geçmiş durumdadır ve sayıları giderek artmaktadır. Bu işlemleri kısaca açıklar isek:

Ameliyatsız Estetik İşlemleri:

Günümüz dünyasında özellikle kadınlar vücut hatlarının belirgin olmasını istemektedirler ve ameliyat masasına yatmadan güzelleşme fikri insanlara giderek daha cazip gelmektedir.

Kepçe Kulak Nasıl Düzeltilir?

Kepçe Kulak

Neden tedavi edilmeli?

Kepçe kulak (kalbur kulak, yelken kulak olarak da bilinir) çok küçük yaşlardan itibaren psikolojik sorunlar yaratmaya eğilimli bir görüntü bozukluğudur. Özellikle yuva ve okullarda arkadaşlarının alay etmesi gelişme çağındaki çocuklarda özgüven ve sosyal ilişkilerde olumsuz etkiler yaratabilmektedir.

Nasıl tedavi edilir?

Kulak ameliyatlarının büyük bir çoğunluğu genel anestezi (narkoz) verilmeden yani uyutulmadan lokal anestezi (iğne ile mevzii uyuşturma) ile yapılabilir. Kepçe kulak ameliyatı da uyutulmadan yapılabilen ameliyatlardandır. Teorik olarak her yaşta tedavi edilebilen kepçe kulak bozukluğunu çocuk ile iletişim kurulabilecek dönem olan okul çağında ameliyat etmek uygundur. Daha küçük çocuklar ameliyat odasında hareketsiz duramayacaklarından lokal anestezi ile ameliyat edilmeleri çok zor veya olanaksızdır.

Ne tip anestezi uygun?

6-7 yaşlarındaki çocuklar kendileri ile güzel iletişim kurulur ise ve canlarının acımayacağına inanırlar ise lokal anestezi ile ameliyat edilebilmektedirler. Küçücük bir çocuğun ameliyat odasında kendisine iğne yapılırken hareketsiz durabileceğine inanmak okuyanlara zor gelebilir. Aslında bu çocuklar da büyüklerin çoğu gibi ameliyathaneden korkmaktadırlar. Ancak miki fare gibi kulakları olduklarına inandıkları için çok büyük bir psikolojik acı altında yaşamaktadırlar. Eğer ameliyatın ağrısız ve başarılı olacağına inanırlar ise şaşılacak bir cesaret ve kararlılık ile lokal anesteziyi kabul etmektedirler. Hele ki ilk iğneler yapılmaya başlandığında düşündükleri gibi ağrılı olmadığını anladıklarında ameliyat onlar için bir oyun haline gelmektedir. Kulak uyuşturulerken ilk girilen yer çok minik bir iğne ile nokta halinde uyuşturulur. Bu genellikle çok az ağrı yapar. Daha sonraki iğneler uyuşturulan yerden girilerek daha ilerilere yapılır ve bu şekilde ilk iğne dışındaki iğnelerde ağrı olmadan uyuşturma tamamlanır.

Kepçe kulak ameliyatlarında lokal anestezinin tercih nedeni ameliyat sırasında hastayı oturtarak kulakların dik duruşta nasıl durduklarını görmek içindir. Sırt üstü yatanlarda kulakların şekil ve simetrisini doğru değerlendirmek zordur. Prof. Dr. Ege Özgentaş’ın lokal anestezi ile ameliyat ettiği 6 yaşında hastalar mevcuttur.

Hangi teknik en iyi?

Kulak ameliyatının nasıl yapıldığı (yani tekniği) hastaları çok ilgilendirmez. Önemli olan ameliyatın tehlikesiz olması, istenilen sonucu vermesi ve bu sonucun hayat boyunca devam etmesidir. Ayrıca kulakta görünen herhangi bir iz veya ele gelen çekintinin de olmaması beklenir. Kulak ameliyatları genellikle kulak arkasından veya önünden kesi yapılarak gerçekleştirilir. Kesi yapılmadan yalnızca dikişler ile kulak ameliyatı yapılabildiği bildirilmektedir. Ancak bu ameliyatların uzun dönemdeki sonuçları kuşkuludur ve aylar veya yıllar sonra kulaklar tekrar eski halini alabilmektedir.

Bizim tekniğimiz:

Prof. Dr. Ege Özgentaş kepçe kulak ameliyatlarında kulağın önünden kesi yaparak çalışmaktadır. Bunun avantajları kulak önündeki izin en azından kendi yaptığı bütün vakalarda hiç belli olmaması ve kulak arkasına dokunulmadığı için hastaların gözlük takarken sıkıntı çekmemeleridir. Kulak ameliyatında kulağın yıllar sonra da yatık kalmasını sağlamak için kıkırdakta özel işlemler yapmak gerekir. Bu özel işlemler sayesinde ileride kulağı yatıran ipler kopsa veya alınsa da kulak yatık durumunu muhafaza edebilmektedir.

Tedavi için üst yaş sınırı var mı?

Kepçe kulaklı olan fakat herhangi bir düzeltme yapılmayan insanların bir kısmı kimseye söylemeseler de ömür boyu psikolojik huzursuzluk yaşamaktadırlar. Bu sıkıntıyı yaşamaya veya çocuğunuza yaşatmaya değmez. İster 6 isterse 66 yaşında olsun uzman ellerde yapılan bir ameliyat ile kepçe kulaklar başarılı bir şekilde düzeltilebilmektedir.

İlgili bağlantı: Kulak estetiği


//