Meme Protezinde Garanti

Garantili Meme Protezi

Meme büyütme estetik cerrahinin en çok uygulanan ameliyatlarından biridir. 1963 yılında silikon meme protezlerinin satışa sunulması ile meme büyütme işlemi çok daha kolay yapılabilir hale gelmiştir. Silikon günümüzde de meme büyütme işlemlerinde en sık kullanılan maddedir.

Silikon göğüs protezleri

80 yıldan uzun bir süredir kullanılan meme protezleri oldukça güvenlidir. Ancak her üründe olduğu gibi silikon protezlerde de üretim kalitesi önem taşımaktadır. Tıbbi amaçlı olarak üretilen silikonun endüstriyel amaçlı olarak üretilenden en önemli farkı saflık derecesidir. Silikonu tam olarak saflaştırmak çok masraflı bir işlemdir. Bu nedenle tıbbi amaçlı silikon endüstriyel olandan daha pahallıdır.

Hangi meme protezi daha iyi?

Günümüzde çeşitli ülkelerden firmalar değişik isimler altında meme ptorezi üretmektedirler. Doğal olarak ürünlerin kalite ve fiyatları da farklıdır. Hekimler bazı durumlarda üreticilerin gösterişli reklamlarına veya uygun fiyat politikalarına aldanarak kalitesi tam incelenmemiş protezleri de kullanabilmektedir. Bunun çok üzücü bir örneği bir Fransız üretimi olan PIP meme protezlerinde yaşandı. Amerikan ilaç denetim kurumu (FDA) tarafından 2000 yılında ABD’de satışı yasaklanan bu protezler diğer ülkelerde yaygın olarak kullanılmaya devam edildi. 2009 yılından itibaren bu protez ile meme büyüten kadınlarda çeşitli sorunlar ortaya çıkmaya başladı ve yapılan incelemeler protezlerin içinde endüstriyel kullanım için üretilmiş silikon olduğunu gösterdi. Firmanın kapanması ve yöneticilerinin hapis cezaları almasına yol açan bu skandal yaklaşık 400.000 kadının mağdur olmasına yol açtı. Bu marka protezlerin hastalardan çıkartılması önerildi.

Silikon protez ile meme büyütme işlemi etkileri yıllarca süreceği için önemli bir işlemdir. Hekimin protez seçerken dünyaca kanıtlanmış ve kalite belgesi olan ürünleri tercih etmesi gerekir.

Ürettikleri meme protezlerine garanti veren firmalar

Yaşanan skandallardan sonra dünyanın en büyük iki silikon protez üreticisi firma (Mentor® ve Allergan®) ürünlerine garanti vermeye başladılar. Belli koşullar taşıyan bu garanti (fabrikasyon hatalarında ücretsiz değiştirme gibi) tüketicinin lehine olmuştur.

Silikon protez ile meme büyütenlere hatırlatmalar

Meme protezi ameliyatı öncesi hastaların da bazı önlemler almasında yarar vardır. FDA (Amerikan İlaç Denetim Kurulu) tarafından kullanım izni verilmiş markaların tercih edilmesinde yarar vardır. Ayrıca bu ameliyatı geçiren hastaların kendilerinde kullanılan protezlere ait tanıtıcı bilgileri içeren etiketleri (firma, üretim ve seri no, protezin tipi, hacmi ve diğer özellikleri gibi) çok güvenli bir yerde ömür boyu saklamalarında yarar vardır. Bu sayede ileride herhangi bir üründe istenmiyen bir durum ortaya çıktığında kendi protezlerinin bu grup içinde olup olmadığını öğrenme ve önlem alma şansları olacaktır.

(function(i,s,o,g,r,a,m){i[‘GoogleAnalyticsObject’]=r;i[r]=i[r]||function(){
(i[r].q=i[r].q||[]).push(arguments)},i[r].l=1*new Date();a=s.createElement(o),
m=s.getElementsByTagName(o)[0];a.async=1;a.src=g;m.parentNode.insertBefore(a,m)
})(window,document,’script’,’//www.google-analytics.com/analytics.js’,’ga’);

ga(‘create’, ‘UA-44005840-4’, ‘auto’);
ga(‘send’, ‘pageview’);

Boyun Germe

Buyun Estetiği

Bir kadını güzel yapan bölgelerden biri de boynudur. Güzel bir boyunda çene altında kabarıklık (gıdı) olmamalı, önde yukarıdan aşağı inen iplik gibi bantlar ve kırışıklıklar olmamalı, boyun ile alt çene arasında dik bir açı olmalı ve yandan bakıldığnda yeterli bir alt çene çıkıntısı görülmelidir. Yaşlanma ve kilo alma özellikle alt çene ile boyun arasındaki açıyı genişleterek görüntüyü bozar.

Nasıl sağlanır?

Boyun estetiği çeşitli ameliyatlar ile sağlanabilir:

Ameliyat ile boyun derisinin gerginleştirilmesi (boyun germe – neck lift).

Deride kulak memesi çevresi ve ensedeki saçların içinde kalacak şekilde bir kesi yapılarak boyun derisi kaldırılır, gerildikten sonra fazlası kesilir ve deri gergin olarak dikilir. Bazan alt çene altından da küçük bir kesi yapmak gerekebilir. Bu işlem ameliyathanede yapılır. Alt çene geride ise ayni anda bunun da düzeltilmesi uygun olur. Rahatsız edici bir iz bırakmayan bu ameliyat sıklıkla yüz germe ameliyatı ile birlikte yapılır. 

İplikle asarak boyun derisini germe

Boyun derisi kesme işlemi yapılmadan iğne ile girilerek deri altına yerleştilen iplikler vasıtası ile gerilir. Düğümler derinin altında kalır. İğne delikleri kısa sürede iz bırakmadan iyileşir. Lokal anestezi ile yapılabilen bu işlemden sonra hasta kısa sürede normal yaşamına dönebilir.

Boyun derisini ütüleyerek sıkılaştırma

Radyofrekans (RF) ve IPL gibi ışın kaynakları ile deri ısıtılarak gerginleştirilebilir.  Diğer ameliyatlara göre daha az riskleri olan bu tedaviler günümüzde ameliyatsız güzellik programları olarak isimlendirilmektedirler.

Gıdı bölgeindeki fazla yağların alınması

Gıdı denilen çene altı bölgesi yağ fazlalığı liposuction yöntemi ile iz bırakmadan giderilebildiği gibi bazı durumlarda çene altına ufak bir kesi yapılarak da alınabilir.

Boyun kaslarına botulinum toksini uygulaması

Alt çenemiz ile köprücük kemiğimiz arasında boynumuzun iki tarafında gerginliği sağlayan bir çift kas bulunur (tip dilindeki adı platisma). Yaşlandıkça bu kaslar normal gerginliğini kaybeder ve boynun ortasına yakın olan kenarları dışarıdan bakıldığında yukarıdan aşağıya uzanan birer bant şeklinde görünmeye başlar. Yaşlı boyunların tipik görüntüsü olan bu dikine bantlar botulinum toksini enjekte edilerek azaltılabilir ve boyuna daha genç bir görüntü verilebilir. Bu uygulamanın etkisi bir yıldan daha az sürede tamamen kaybolduğundan belli aralıklar ile tekrarlanması gerekir.

İlgili yazılar:


//

Kaş Asma (Kaş Kaldırma)

Kaş Kaldırma Estetiği

Düşük kaşlar bakışımızı olumsuz yönde etkiler. Ayrıca ağırlık etkisi ile üst gözkapağında yük oluşturarak görmede sıkıntıya yol açabilir. Kişiler bu durumu düzeltmek için farkında olmadan kaşlarını kaldırmak gereği duyarlar. Bunun sonucu olarak da alında belirgin çizgiler oluşur. Eskiden klasik alın germe ameliyatı ile düzeltilen bu durum günümüzde çok daha basit bir işlem ile düzeltilebilmektedir. Kesme işlemi yapılmaksızın iğne yardımı ile deri altına girilip cerrahi iplik ile kaşlar alına doğru kaldırılır ve yeterli düzelme sağlanınca iplik bağlanır. Düğüm saç içinde deri altına gömülür. Sakinleştirme (sedasyon) ve lokal anestezi ile yapılan bu işlem iz bırakmaz ve kişi hemen normal hayatına dönebilir.

Kaş kaldırma teknikleri

Kaşların kaldırılması için en eski metod kaş üzerindeki deriden yatay bir şerit çıkartarak dikmektir. Bu şekilde deri dikey yönde kısalacağı için kaş da deri ile birlikte yukarı kalkacaktır. Çıkartılan deri kaşa ne kadar yakın ise kaştaki yükselme de o kadar fazla olacaktır.  Ancak burada bir kesme ve dikme olayı söz konusu olduğundan kaçınılmaz olarak da iz sorunu ortaya çıkacaktır. Ne kadar estetik dikiş tekniği uygularsak uygulayalım her kesilen yerde bir iz kalır ve bunun görünürlülük oranı kişiden kişiye ve kesinin yapıldığı yere göre değişir. Yaşlı derilerde kırışıklıklar daha fazla olduğundan kaşın üzerindeki iz alın çizgilerinden biri gibi görünebilir ve dikkart çekmeyebilir. Ancak genç derilerde farkedilir iz kalma olasılığı daha fazladır.

Kaş kaldırma ameliyatı

Kaş üzerindeki deride iz kalması durumunda bu dikkat çeker. Ancak ayni iz saçlara yakın ise veya saçların içinde ise dikkat çekmez. Bu nedenle kaş kaldırma ameliyatlarında eğer alından bir deri çıkartılacak ise bunu saçın içinden veya saçın başladığı bölgenin altından yapmak daha mantıklıdır. Ancak bunun da bir sakıncası vardır. Alın derisi esnek olduğundan çıkartılan derinin kaşı yükseltme oranı mesafeye bağlı olarak azalır. Bu nedenle yükseltilmesi planlanan miktardan çok daha enli bir derinin çıkartılması gerekir. Ayrıca deriyi yukarı çekmeyi kolaylaştırmak açısından alın derisini altındaki kemikten ayırmak ve serbest hale getirmek gerekir. Bu daha geniş bir alanın cerrahi olarak yaralanmasına yol açar ve daha geç iyileşme olarak kendini gösterir. Deri altında bir boşluk oluşması burada kan veya sıvı birikmesine yol açabilir ve bu da alın ve göz kapaklarında şişlik ve morluğa neden olabilir.

Kaş asma işlemlerinin kalıcılığı

Kaş kaldırma operasyonu olarak en kalıcı etki kaşın hemen üzerinden elips tarzında deri çıkartılarak yapılan ameliyatta görülür. Ancak burada bir kesme ve dikiş atma işlemi söz konusudur. Yani vücudu bir şekilde yaralayan bir girişimdir ve iz kalma olasılığı vardır. Saça yakın veya saç içinden deri çıkartılarak yapılan kaş kaldırma işleminde iz kalma sorunu önemsizdir ve yalnız kaşın kalkması değil alındaki kırışıklıkların azalması yönünde de bir yarar sağlanır. Şunu unutmamak gerekir ki yaşlanma ve derinin gevşemesi yaş ilerledikçe hayat boyu devam eden bir süreçtir ve kaç yaşında ameliyat olursa olsun her hastada ameliyat sonrası devam edecektir. Bunun anlamı kaldırılan kaşlar zaman içinde yeniden düşecektir. Ancak bunun kaç yıl sonra olacağı tamamen kişinin biyolojik yaşlanma derecesine bağlıdır. Bazılarında on yıllar alabileceği gibi bazılarında birkaç yıl içinde ortaya çıkabilir.

İple kaş asma

İplikle kaş asma keserek ve dikerek yapılan işlemlere göre çok daha basittir ve vücut çok daha az yaralanma hissi algılar. Bu nedenle de iyileşmesi çok daha çabuk ve sorunsuz olur. Ancak burada da zaman içinde kaşların tekrar düşmesi olasılığı vardır. Kaşları kaldırmak için yerleştirilen sütürler zamanla yumuşak dokuları keserek etkisini kaybedebilirler. Bu süre bazı kişilerde birkaç yıl ile sınırlı iken bazılarında 5-6 yıla kadar çıkabilir. Ancak iplikle yapılan asma işleminin bir avantajı kolaylıkla tekrarlanabilmesidir.  Bu arada iple yapılan kaş kaldırma işlemi ile kılçıklı ipler ile yapılan germe işlemini birbirine karıştırmamak lazımdır. Teorik olarak balık kılçığı şeklindeki iplerin tutma gücü daha uzun ömürlü gibi düşünülebilir ancak günümüzde bu hazır iplikler henüz ideal şekillerini almamıştır. Biz askılama işlerinde (genellikle) kalıcı cerrahi iplikler kullanıyoruz ve bunların boylarını da mümkün olduğu kadar kısa tutmaya çalışıyoruz. Bu iplerin derinin altında hangi düzeyden geçtikleri ve çekmek için hangi katmana tutturuldukları iyi sonuç almak için önemlidir ve ciddi anatomi bilgisi gerektirir. İyi uygulandığında iplikle kaş kaldırma işleminden sonra ciddi bir morluk veya şişlik oluşmaz. Ameliyat sonrası ağrı yoktur ve kişi hemen normal hayatına veya işine dönebilir. Ancak gene de bu işlem bir ameliyattır ve ameliyathanede yapılmalıdır. Deride herhangi bir kesme işlemi yapılmadığından iz kalmaz. Çok nadir olarak deri altındaki ip iltahaplanmaya neden olabilir ancak ip çıkartıldığında durum tamamen düzelir. İpliğin çıkartılması kolay bir işlemdir ve bölge iyileştikten sonra yeniden asma işlemi yapılabilir.

Alın Germe

Alın Estetiği

Güzellik kavramında en çok değerlendirilen yüz güzelliğidir. Yüzümüz kaş, gözler, kirpikler, göz kapakları, burun, dudaklar, çene ve yanaklar gibi parçalardan oluşmuştur. Fazla üzerinde durulmasa da alın yüzümüzün geniş bir kısmını kaplar ve güzellikte önemli rol oynar. Alın bölgesinin alt kenarını kaşlar oluşturur ve kaşlar estetik olarak tartışılmayacak bir öneme sahiptir. Alındaki bir gevşeme kaşları aşağı doğru düşürür. Bu da üst gözkapaklarının görünümünü değiştirir. Üst gözkapaklarındaki bir değişim ise bakışımızı etkiler. Yaşlanmaya veya aşırı kas hareketlerine bağlı olarak alında belirgin çizgilenmeler gelişebilir. Alın çizgileri kişide yorgun ve endişeli bir görünüme yol açar. Ayrıca kaş çatma hareketine bağlı olarak iki kaş arasındaki tıbbi adı “glabella” olan bölgede dikine derin çizgiler oluşabilir. Bu çizgiler kalıcı olursa kişide öfkeli ve huzursuz bir görüntünün ortaya çıkmasına yol açar.

Ne amaçla yapılır?

Alın estetiği daha çok düşük olan kaşları normal yerine getirmek, alındaki ve kaşların arasındaki çizgileri azaltmak için yapılır. Bu işlemler klasik olarak alın germe denilen bir ameliyat ile gerçekleştirilir. Saçların içinden veya hemen başladığı yerden yapılan bir kesi ile alın derisi kaldırılıp gerilerek fazlası kesilir ve deri gergin olarak dikilir. Fazla iz bırakmaz. Üst gözkapaklarını kaldırdığı için bakışı olumlu yönde etkiler. Endoskopik cerrahi ile daha az iz bırakarak kaşları kaldırmak ve kaşlar arasındaki çizgileri azaltmak mümkün olmaktadır. Yeni tekniklerden iplikle kaş asma metodu da daha hafif bir cerrahi işlem ile benzer yararlar sağlamaktadır. Botulinum toksini ile kaşların arasındaki çizgilerin giderilmesi ve kaşların kaldırılması mümkündür.

Alın estetiğinde kaşların kaldırılması veya yukarı doğru asılması önemli bir yarar sağlayabilir. Ancak bu işlemin kaşların düşük olduğu olgularda yapılması durumunda iyi sonuçlar alınabilir. Kaşlar normal pozisyonunda ise bunları kaldırmak estetik bir sonuç almak bir tarafa kişiye sürekli heyret içindeymiş görüntüsü vererek hoş olmayan bir sonuç da verebilir.

Alındaki derin çizgileri gidermenin bir yolu da bu çizgilerin içine dolgu maddeleri vererek doldurmaktır. Bu dolgu işlemi piyasada satılan sentetik dolgu maddeleri ile yapılabildiği gibi kişinin kendisinden alınan dokular ile de yapılabilmektedir. Prof. Dr. Ege Özgentaş her türlü dolgu işleminde kişinin kendisinden alınan yağ ve diğer dokuları kullanmaktadır.

Son yıllarda nörotoksin ve dolgu uygulamaları klasik olarak kesi ile yapılan alın germeleri çok aza indirmiştir. Kesi ile alın germenin bir sakıncası da saçların içinde veya arkasında kalan kesi izinin nadir de olsa belli olması ve uzun süre kesinin arkasında kalan kafa tasında deride his kaybı veya his azalması olmasıdır. Ayrıca alın ve saçlı deri çok kanlı bir bölge olduğu için bu ameliyatlarda nadir de olsa hatırı sayılır ölçüde kan kaybı olabilmektedir.

Bütün yeni teknolojilere karşın günümüzde kala klasik kesi ile yapılan alın germe ameliyatları uygun kişilerde çok güzel sonuçlar vermektedir.

//

Estetik Ameliyatlar ve Narkoz

Estetikte Narkoz

Her ameliyat gibi estetik ameliyatlar da ağrılıdır ve bunun için önlem almak gerekir. Anestezi anabilim dalı bu konuda hizmet verir. Ameliyat öncesi hasta ağrı duymayacak hale getirilir ve daha sonra ameliyat başlar. Bu işleme anestezi (anesthesia) adı verilir. Başlıca anestezi türlerini incelersek:

Genel Anestezi (Narkoz)

Hasta tamamen uyutulur. Solunumu bir makine ile devam eder. Uyuma süresince hasta hiçbirşey hissetmez. Ameliyat bittiğinde tekrar uyandırılıp kendiliğinden soluk alması sağlanır ve anestezi makinesinden ayrılır. Genel anestezi günümüzde oldukça güvenli bir hal almıştır.

Bazı hastalar hiçbirşey görmek ve duymak istemediklerinden genel anesteziyi tercih etmektedir. Ancak hala halk arasında “narkoz korkusu” önemli bir gerçektir. Bu korku nedeni ile pekçok hasta mümkün ise narkoz verilmeden veya kendi ifadeleri ile uyutulmadan ameliyat edilmeyi tercih etmektedirler.

Günümüzde anestezi makinesine bağlanmadan yani genel anestezi (narkoz) almadan da ağrısız ameliyatlar yapılabilmektedir.

Sedasyon Anestezisi:

Anestezi doktoru tarafından hastaya damardan çok güçlü sakinleştirici ilaçlar verilir. Hasta uykuya dalar ve ağrı hissetmez. Ancak kendisine soru sorulduğunda yanıt verebilir ve belli bölgelerini hareket ettirmesi istendiğinde bunları yapabilir. Damardan verilen ilaçlar etkisini kaybedince normal uyanıklığına geri döner ve kısa sürede yürüyebilir hale gelir.

Lokal Anestezi:

Güçlü uyuşturucu etkisi olan ilaçlar ameliyat bölgesine enjekte edilir ve kısa sürede burada ağrı hissi tamamen kaybolur. Pek çoğumuz lokal anestezi ile diş hekimlerine tedaviye gittiğimizde tanışmışızdır. Lokal anestezinin etkisi saatler sonra kaybolur. Lokal anestezinin tek ürküten tarafı ilk iğne batırıldığında ve ilaç verildiğinde hissedilen hafif ağrıdır.

Estetik ameliyatlarda sedasyon anestezisi ve lokal anestezi birlikte yapılarak başlangıçtaki uyuşturucu iğnelerin de hissedilmemesi sağlanır. Bu tür anestezinin genel anesteziye göre avantajı genellikle hastaların ameliyat sonrası hastanede yatmadan evlerine gönderilebilmeleridir. Ayrıca ameliyat sırasında hastalar hekimin istediği hareketleri yaparak veya sorulan sorulara cevap vererek işlemin daha kolaylaşmasını ve daha güvenli olmasını sağlarlar.

Dünyanın birçok yerinde estetik cerrahlar bazı ameliyatlarını sedasyon ve lokal anestezi ile yapmayı tercih etmektedirler. Günübirlik cerrahi denilen bu ameliyatlarda hastalar işlem sonunda hastanede yatmadan evlerine giderler. Bu da ameliyat masraflarının önemli derecede azalmasını sağlar. Bu anestezinin çok önemli bir yararı yüz ve gözkapağı gibi hassas bölgelerdeki operasyonlarda görülür. Ameliyat sırasında hasta gözlerini açıp kapatarak veya dudaklarını oynatarak ameliyatın etkinliğinin daha masada görülmesini sağlar. Ameliyat sırasında hastanın kendiliğinden pozisyonunu değiştirebilmesi de özellikle liposuction, kulak, yüz ve boyun estetiği ameliyatlarında cerrahın işini kolaylaştırır.

Estetik ameliyatların bir çoğu (liposuction, basit meme dikleştirme ameliyatları, basit burun ameliyatları, kulak, gözkapağı, kaş, alın, yüz ve boyun ameliyatları) sedasyon ve lokal anestezi ile gece hastanede yatmaya gerek kalmaksızın günübirlik olarak ayaktan yapılabilir.

Burada şu önemli noktayı gözden kaçırmamak gerekir: Sedasyon ile ayaktan yapılan estetik ameliyatların genel anestezi ile yapılan ameliyatlardan herhangi bir farkı yoktur. Bu nedenle tam teşekküllü bir ameliyathanede yapılmaları şarttır.

Silikon

Estetikte Silikon

Tıbbi silikon

1960 lardan beri tıbbi kullanım için özel olarak hazırlanan saf silikon güvenli olarak vücut içinde kullanılmaktadır. Örnek verirsek günümüzde meme büyütme ameliyatlarının büyük çoğunluğu silikon meme protezleri ile yapılmaktadır. Burada kullanılan silikon, tabaka ve jöle halindedir. Ayrıca bazı durumlarda katı silikonun blok halinde kullanılması da mümkündür.

Sıvı silikon

Katı, tabaka, ve jöle silikona karşılık tıbbi saflıkta olsa bile sıvı silikonun insana enjekte edilmesi çeşitli sorunlara yol açabilmektedir ve genel olarak tavsiye edilmez. Fiziksel güzelliğe büyük önem verilen Güney Amerika Ülkelerinde kalça büyütme amacı ile silikon enjeksiyonları çokça yapılmaktadır. Çok ucuz olması nedeni ile tıbbi olmayan (yani endüstriel) silikonun büyütme işlemlerinde kullanılması da ciddi bir sorun yaratmaktadır. Yasa dışı olan bu işlem kolay olması nedeni ile (iğne ile büyütülmesi istenen yere sıvı silikon veriliyor) eğitimsiz kişilerce spa, güzellik salonu ve ev gibi ortamlarda yapılabilmektedir. Ölüme kadar varabilen ciddi zararları nedeni ile Venezuella’da kozmetik amaçlı sıvı silikon enjeksiyonları yasaklanmış ve uygulayana hapis cezası geririlmiştir. Bütün yasal önlemlere karşın güzellik uğruna herşeyi göze alan bilinçsiz bir grup, teklikelerini dikkate almayarak bu işlemi hala yaptırmaktadır. Venezuella’lı bir kadının plastik cerrah olmayan birine yaptırdığı silikon enjeksiyonu sonrası başına gelen dramatik olayları Amerikan basını uzun süre konu yapmıştır.

Dikkat edilecek noktalar

Konuyu size şöyle özetleyebilirim: Her türlü kozmetik girişim için (iğne batırılarak veya ışın verilerek yapılanlar dahil) mutlaka diplomalı bir plastik cerraha veya bu konuda eğitim almış bir dermatoloğa başvurun aksi takdirde hiç ummadığınız ciddi sorunlar ile karşılaşabilirsiniz..

Ben (Nevüs)

Herkesin çocukluktan itibaren çok iyi tanıdığı ben (nevüs) ler hemen herkeste mevcuttur. Kimi için bir güzellik simgesi, kimi için ise rahatsız edici bir görüntü bozukluğudur.

Benler her yaşta ortaya çıkabilir ancak çoğunlukla çocukluk ve orta yaş arasında ortaya çıkması daha sıktır. Doğuştan mevcut olan benlere “konjenital nevüs” denilir. Benler genellikle renkleri kahverengi veya siyah renktedirler. Deri ile ayni hizada veya kabarık olabilirler. Üzerlerinde kıl bulunabilir.

Benlerin büyük bir çoğunluğu zararsızdır. Ancak zaman içerisinde benler farklılaşma gösterebilirler ve tehlikeli bir kanser türü olan melanom’a dönüşebilirler. Doğuştan olan benler (konjenital nevüsler) sonradan gelişenlere göre daha ciddi takip edilmelidir. Çünkü bunların melanom’a dönüşme olasılığı diğerlerinden daha fazladır. Doğuştan olmayan benlerin mutlaka alınması gerekmez.

İleride tehlikeli olabilecek benler dermatoloji (cildiye) uzmanları tarafından yapılan bir tetkik ile fark edilebilirler. Dermatologların tehlikeli buldukları benler hiçbir rahatsızlık vermeseler bile (ki genellikle vermezler) koruyucu amaçla çıkartılmalıdırlar. Ayrıca avuç içi, ayak tabanı ve tahriş olan bölgelerdeki benler de koruyucu amaçla alınmalıdır.

Eğer önceden mevcut olan bir ben aniden büyümeye başlamış ise, rengi değişiyorsa, kenarlarında düzensizlik başlamış ise ve simetrisi bozulmuş ise (bir yarımı diğer yarımından farklı görünüyor ise) mutlaka bir dermatoloji uzmanına gösterilmelidir. Diğer deri hastalıklarının tedavisinden farklı olarak şüpheli benler mutlaka cerrahi olarak alınmalı ve patolojik incelemeleri yapılmalıdır. Kliniğimizde kullandığımız estetik cerrahi teknikleri ile benler yok denecek kadar az bir iz ile çıkartılabilmektedirler.

Jinekomasti (Gynecomastia)

Erkeklerde Meme Büyümesi

Jinekomasti nedir

Jinekomasti erkeklerde kadın memesi şeklinde göğüslerin bulunması halidir. Adolesan dönemindeki erkek çocuklarında görülebildiği gibi erişkin erkeklerde de görülür. Özellikle 50-70 yaş arasında her 4 erkekten birinde görülmesi doğaldır. Genellikle ciddi bir sağlık sorunu yaratmamakla birlikte genç erkeklerde çok ciddi psikolojik sorunlara yol açar.

Erkeklerde göğüs büyüme nedenleri

Yeni doğan erkek çocuklarında meme bölgesinde şişlik olması doğaldır ve bu bir süre sonra kendiliğinden kaybolur.

Adolesan dönemi

Bluğ çağına giren erkek çocuklarda hormonal dengedeki değişikliğe bağlı olarak memelerde büyüme olabilir. Bu şekildeki jinekomasti genellikle hiçbir tedaviye gerek göstermeksizin bir veya iki yıl içinde kendiliğinden düzelir.

Adolesan dönemi sonrası

Ergenlik sonrası başlayan meme büyümeleri tek ve iki taraflı olabilir. Bu tür jinekomastilerde genellikle hormon testleri normaldir ve neden bilinmez. Zaman içinde herhangi bir düzelme görülmez. Deri altında sert bir meme dokusu vardır. Bazı durumlarda ağrı ve çok nadiren meme başı akıntısı yapabilir. Bu meme dokusu içinde kadınlarda olduğu gibi meme kanseri gelişebilir.

Erkeklerde meme büyümesi yapan hastalıklar

  • Testosteron üretimini azaltan veya engelleyen sendrom veya hastalıklarda jinekomasti ortaya çıkabilir. Bunu hipofiz yetersizliği ve Klinefelter sendromu gibi bozukluklarda görürüz.
  • Tümörler: Testislerin, böbrek üstü bezlerinin ve hipofizin tümörleri hormonal dengesizlik yaratarak jinekomastiye yol açarlar.
  • Organ yetmezlikleri: Karaciğer yetmezliği ve siroz, böbrek yetmezliği hormonal dengeleri bozar.
  • İleri derecede beslenme bozukluğu: Testosteron düzeyini azaltarak jinekomasti yapar.

Yukarıdaki hastalıklar vücutta ağır hasarlar yaptığı için jinekomasti nisbeten önemsiz bir durum arzeder.

Yaşlı erkeklerde hormonal değişikliklere bağlı olarak sık görülür. Erkek çocuklarda ergenlik dönemi başlangıcında ortaya çıkabilir ve genellikle zamanla kendiliğinden düzelir. Hormonal değişiklikler her yaştaki erkekte memelerin büyümesine yol açabilir. Ayrıca şişmanlık, hastalıklar, bitkisel kaynaklı tedavi edici ajanlar ve özellikle bağımlılık yapan maddeler bu duruma yol açabilmektedirler. Bilinen bu etkenlere karşın meme büyüklüğü sorunu yaşayan erkeklerin çoğunda herhangi bir neden bulunamaz. Tek veya çift taraflı olabilen bu bozukluk daha çok görüntünün yarattığı psikolojik sorunlar nedeni ile rahatsızlık verir. Ağrı, hassasiyet, meme başı akıntısı gibi bulgular nadirdir.

Jinekomasti yapan ilaçlar

Bazı ilaç tedavilerinde erkeklerde memeler büyüyebilir.

  • Anksiyete giderici ilaçlar ve antidepresanlar
  • Prostat kanseri ve büyümesinin tedavisi için kullanılan ilaçlar
  • Ülser tedavisinde kullanılan ilaçlar
  • Kalp ilaçları
  • AIDS ilaçları
  • Anabolik steroidler ve androjenler

Madde ve alkol kullanımı

  • Alkol
  • Esrar
  • Eroin
  • Amfetaminler

Erkeklerde meme büyümesi yaparlar.

Şişmanlık

Kilo alma durumunda erkeklerde de memeler büyür.

Jinekomasti çeşitleri

Jinekomastisi olan kişilerde göğüslerdeki şişkinliği yapan dokular herkeste ayni değildir

Meme dokusu içeren jinekomastiler

Bunlar daha çok genç yaşlarda ve hormonal bozukluklar nedeni ile seyrek olarak görülür. Göğüsteki kabarıklığı yapan gerçek meme guddesidir. Serttir. Ağrı yapabilir. Liposuction ile alınması çok zor veya imkansızdır. Meme dokusu fazla olduğundan meme kanseri riski daha fazladır.

Sert yağ dokusu (fibroadipöz doku) içeren jinekomastiler

Nedeni belli olmayan jinekomastilerin çok önemli bir kısmında şişkinliği yapan içinde sık iplikçikler (fibröz doku) ile örülmüş sıkı yağ dokusudur. Bu sıkı yağ dokusu liposuction ile zorlukla alınabilir.

Yumuşak yağ dokusu içeren jinekomastiler

Şişman erkeklerde görülen meme büyüklüğünün nedeni burada toplanan yağ dokusudur. Vücudun diğer bölgelerindeki yağlar gibi bu yağ dokusu da liposuction ile alınabilir.

Jinekomasti Tedavisi

Jinekomasti tedavisi onu ortaya çıkartan nedene göre değişir. Daha önce de bahsettiğimiz gibi bluğ çağına gelen erkek çocuklardaki meme büyümesi genellikle geçicidir ve tedavi gerektirmeden bir iki yıl içinde tamamen düzelebilir.

Ameliyatsız jinekomasti tedavisi

Hormonal bozukluklar ve ciddi hastalıklarda ortaya çıkan jinekomasti tedavisinde amaç neden olan hastalığı ortadan kaldırmaktır.  Bunun dışında çok fazla meme dokusu içermeyen ve genellikle yağ dokusundan oluşan jinekomastilerde bıçak kullanılmadan yağlar eritilmeye çalışılır:

Lipoliz ile jinekomasti tedavisi

Günümüzde yağları ameliyatsız eritmek için geliştirilmiş cihazlar mevcuttur. Bu cihazlar çeşitli enerji dalgalarını deri altına göndererek deriye zarar vermeden altındaki yağları belli ölçüde eritebilmektedirler. Bu işlemi lazer, ultrasound, soğutarak dondurup parçalama, mikrodalga ve radyofrekans gibi fiziksel yöntemler kullanarak gerçekleştirmektedirler. Ancak ileri derecede fibrotik olan veya gerçek meme dokusu içeren olgularda bu yöntemler başarılı olamayabilir.

Jinekomasti ameliyatı

Günümüzde jinekomasti tedavisinde en geçerli yöntem meme büyüklüğüne yol açan dokuların çıkartılmasıdır. Bunun çeşitli yöntemleri vardır:

Jinekomasti liposuction ameliyatı

Küçük bir delikten girerek göğüste kabarıklık yapan dokuları vakum ile almak çok mantıklı görünmektedir. Bu yöntem yalnız yağlanmaya yani şişmanlığa bağlı jinekomastilerde çok başarılı sonuçlar verir. Buna karşılık fibröz doku ve meme dokusunun fazla olduğu durumlarda liposuction başarısız olabilir.

Vaser liposuction ile jinekomasti ameliyatı

Ultrasound dalgaları kullanılarak yağları ısıtıp eriten cihazlar mevcuttur. Bunlar ile önce sert yağlar eritilir ve daha sonra bu erimiş yağlar liposuction ile dışarı çekilerek jinekomasti tedavisi yapılabilir. Birçok olguda başarılı sonuçlar alınsa da fibrotik dokuların fazla olduğu durumlarda memeler istenildiği kadar küçültülemeyebilir.

Açık jinekomasti ameliyatı

Kesilerek yapılan jinekomasti ameliyatında kesi yerleri ve dokuların çıkartılacağı bölgeler

Jinekomasti ameliyatı.

Çok eskilerden beri kullanılan ve kesin sonuç veren bir işlemdir. Ameliyat ile göğüs bölgesinde kabarıklık yapan ve meme görüntüsü oluşturan bütün dokular deri altından kesilerek çıkartılır. Kesi izinin fazla belli olmaması için genellikle meme başının çevresindeki esmer renkli bölge ile normal derinin birleşim yerinden girilir. Mümkün ise kitle tek parça çıkartılır ve içinde şüpheli sertlikler var ise tetkik için patolojiye gönderilir.

Jinekomasti ameliyatı sonrası

Özellikle açık ameliyat sonrası göğüs bölgesinde deri altında geniş bir boşluk oluşur. Bu boşluğa kan veya sıvı dolmaması ve derinin alta iyice yapışması için jinekomasti korsesi veya elastik bandaj ile baskı uygulanır. Derinin tamamen alta yapışması tamamlanıncaya kadar bu baskının devam etmesi gerekir. Bu süre birkaç hafta ile bir iki ay arasında değişebilir.

İyileşme süresince şu sorunlar görülebilir:

  • Deri altında kan veya sıvı toplanması. Bu durumda kan veya sıvı iğne ile girilerek boşaltılır. Bu işlemin belli aralıklar ile birkaç kez yapılması gerekebilir.
  • Ameliyat bölgesinde girinti çıkıntı gibi düzensizliklerin olması.
  • Ameliyat bölgesinde çöküklük.
  • Meme başında his kaybı.
  • Ameliyat bölgesinde sertlikler. Bunlar genellikle 3 ile 12 ay arasında tamamen düzelir.

Jinekomasti ameliyatı iyi yapılmadığı takdirde özellikle kilo alma durumunda tekrar benzer görünümler ortaya çıkabilir.

Jinekomasti ameliyatının en avantajlı tarafı bu bölgede ciddi sorunlara yol açacak organların bulunmamasıdır. İstendiği takdirde bu ameliyat genel anestezi (narkoz) verilmeden sakinleştirme ve lokal anestezi altında yapılabilir. Hastalar ameliyattan hemen sonra yürümeye başlarlar. Ağrı çok şiddetli değildir ve pek çok hasta ameliyattan bir hafta sonra normal yaşamına dönebilir.

Jinekomasti sporla düzelir mi

Eğer şişmanlığa bağlı bir göğüs büyümesi var ise spor yaparak kilo verildiğinde göğüslerde de küçülme olabilir. Ancak gerçek jinekomasti spor ile düzelmez. Aksine göğüs kasının spor ile gelişmesi jinekomasti görüntüsünü daha da arttırabilir.

Jinekomastiyi önlemek için neler yapılabilir

Ergenlik ve sonrasında görülen tek veya iki taraflı jinekomastiyi önlemek mümkün değildir. Ancak jinekomasti sonradan da gelişebilmektedir. Bunun en önemli nedeni madde kullanmak ve alkoldür. Bunlar kullanılmadığı ve alkol alımı kısıtlı tutulduğu sürece korunmak mümkündür. Ayrıca kilo almaktan kaçınmak ta bir koruyucu faktördür. Ancak zorunlu ilaçların alımı ve ciddi hastalıklara bağlı jinekomastileri önlemek mümkün olamayabilir. Bu durumlarda da sağlık durumu izin veriyor ise ameliyatla tedavi bir çözümdür.

Saç Ekimi

Kellik Tedavisi

Saçın bireyler için ne kadar önemli olduğu yüz yıllardan beri değişen saç şekillerinden de anlaşılmaktadır. Genellikle saç ve gençlik bir arada düşünülen kavramlardır.

Merkezimizde erken görülen saç açılmasından saç seyrelmesine, ilerlemiş ve giderek artan kelliğe kadar saç dökülmesiyle mücadele için tedavi programları sunmaktayız.

Doğru saç tedavisi programının ve maliyetinin tavsiye edilmesi ve problemin çözülmesi, ancak bir saç veya saç derisi probleminin doğru şekilde değerlendirilmesiyle mümkündür.

Ciddi bir operasyon olan saç ekimi Onep bünyesinde en son teknoloji ile gerçekleştirilmektedir.

Deri Çatlakları (Striae – Stria)

Çatlak (Stria)

Nedir?

Özellikle gebelikten sonra karın derisinde ortaya çıkan çatlaklar kadınları çok rahatsız eder. Tıp dilinde bunlara “striae” veya stria denilir. Gebelik dışında derinin kısa zamanda çok fazla genişlediği durumlarda da (örnek olarak çabuk ve aşırı kilo alma) memeler, omuz, kol ve bacaklar gibi derinin çeşitli bölgelerinde gözlenebilirler.

Neden oluşur?

Nasıl oluştukları şu şekilde açıklanabilir: Çok kısa sürede aşırı olarak gerilen derinin derin tabakasında (dermis) yırtıklar oluşur. İyileşme sonrasında bu bölgede oluşan nedbe (skar) dokusu derinin görüntü, kalınlık, renk ve kıvamını değiştirir. Sonuçta ortaya çıkan sekel halk dilinde “çatlak” olarak isimlendirilir. Gebelik ve aşırı kilo alma dışında çok çabuk büyümeye bağlı olarak ergenlikte de ortaya çıkabilirler. Bazı bağ dokusu ve kollajen doku hastalıkları ile kortizonlu deri merhemleri yukarıda sayılan durumlar olmadan da çatlaklara yol açabilir.

Tedavisi  var mı?

Üzülerek söylemek gerekirse bugün için çatlakların kesin bir tedavisi yoktur. Ancak karın alt kısımdaki çatlaklar bu bölgedeki derinin kesilerek çıkartıldığı bir ameliyat (abdominoplasti) ile tedavi edilebilmektedirler.

//