Bir “Anneler Günü” nün ardından

Dünyanın birçok yerinde Mayıs ayının ikinci Pazar günü kutlanan “Anneler Günü” dün yurdumuzda da kutlandı.

Anneliğin ne güçlü bir duygu olduğunu kelimeler ile ifade etmek çok zordur. Bir bebek dünyaya getirip onu topluma kazandırırken yapılan fedakarlıklar her zaman takdirle anlatılır. Ancak annelerin bedenlerinden verdikleri kayıplar genellikle gözden kaçar. Doğum canlıların soylarını sürdürebilmeleri için gerekli bir olaydır. Ama anne vücudunda yaptığı değişiklikler her zaman masum olmamaktadır.

İster zayıf ister şişman olsun her anne doğum öncesi aylaca karnında giderek büyüyen bir bebek taşımaktadır. Bunun en görünen sonucu karın derisinin 6 ay gibi kısa bir sürede aşırı derecede gerilmesidir. Bazı annelerde doğum sonrası gerilen karın derisi tekrar eski haline dönebilmekte ve gözle görünen bir şekil bozukluğu olmadan vücut eski formunu kazanmaktadır.

Ama her anne o kadar şanslı değildir. Aşırı bir şekilde gerilen karın derisinde bazan iç kısımlarda yırtılmalar olabilmektedir. Derinin en dış tabakası sağlam olduğu için bu yırtıklar başta farkedilmezler. Ancak ister derinin altında ister üstünde olsun her yırtık bir yaralanmadır ve sonunda bir yara izi bırakarak iyileşir. Tıp dilinde “stria” olarak adlandırılan çatlaklar aslında içerden yırtılan karın derisinin iyileşmesinden sonra ortaya çıkan yara izlerinin görüntüsüdür.

Gebelikte karın duvarında görülen ikinci sorun ise kaslar ve bunları çevreleyen kılıflardan (fasya) oluşan karın duvarında görülür. Bazı annelerde gebelikte aşırı gerilen karın kasları doğum sonrası eski gerginliklerine dönebilir ve karın eski görünümünü alabilir. Ama bazı annelerde aşırı gerilen kaslar doğum sonrasında eski gerginliklerine dönemeyebilir ve karın eskisi kadar sıkı olamaz. Bu da karında bombelik oluşmasına yol açar. Ayrıca karın duvarının aşırı gerilmesi kaslarda ve bunları saran kılıflarda (fasya) yırtılmalara yol açabilir. Bunun sonucu ise karın duvarında ve göbekte görünen fıtıklardır.

Bebeğin beslenmesi anne sütü ile olur. Bu sütü hazırlayan memeler doğum sonrası genişler. Bu genişleme ayni karında olduğu gibi meme derisinde de çatlaklara yol açabilir. Emzirme bittikten sonra memeler tekrar küçülür. Ancak genişlemiş olan meme derisi bu küçülmeye ayak uyduramaz ise memelerde sarkma olabilir.

Normal bir doğumda çocuk dışarı çıkarken annenin genital organlarında genişlemeye hatta bazan yırtılmalara yol açabilir. Bu durum bazan cinsel hayatı olumsuz etkileyecek sonuçlar doğurabilir.

Karın, memeler ve genital bölgelerde gözlenen bu değişiklikler doğum sayısı arttıkça daha da belirgin hale gelir.

Talihsiz annelerde yukarıda saydığımız olaylar güzel bir kadını anne olduktan sonra daha az çekici hale getirebilir. Annelerin bebek yaparken ödedikleri bu bedel hafife alınamayacak kadar önemlidir.

Estetik cerrahinin uğraşları arasında annelere doğum öncesi vücut görüntülerini geri kazandırmak da vardır.

Karın bölgesinde oluşan bozukluklar karın germe (abdominoplasti) ameliyatı ile düzeltilir.

Memelerde ortaya çıkan bozukluğa göre dikleştirme büyütme veya küçültme işlemleri yapılır.

Genital bölgede ise çeşitli yöntemler ile sıkılaştırma işlemleri yapılır.

Sonuç olarak çocuk sahibi olmanın vücuttaki bedelini yalnız anneler ödemektedir. Biz estetik plastik cerrahi uzmanları annelerimize eski form ve çekiciliklerini kazanmaları için çeşitli ameliyatlar ile yardımcı olmaktayız.

Hakları hiçbir şekilde ödenemiyecek olan annelerin bu özel günlerini kutluyoruz.

İlgili bağlantılar:
Doğum sonrası eski vücut görüntüsünü korumak

Silikon meme protezlerinin şekli önemli mi?

Memelerin büyütülmesi ve dikleştirilmesi için meme protezleri kullanılmaktadır. Başka maddeler mevcut olsa da meme protezlerinin ezici bir çoğunluğu silikondan yapılmaktadır.

Yerleştirilmelerinin kolay olması ve vücut tarafından kabul görmeleri nedeni ile silikon meme protezleri 1960 lı yıllardan beri çeşitli firmalar tarafından üretilmekte ve dünyanın her yerinde çok yaygın olarak kullanılmaktadır.

Silikon meme protezleri uzun yıllar basık bir yarım küre yani yuvarlak çevreli ancak yüksekliği küreden daha düşük olarak tasarlanmışlardır. Bunun en önemli nedenlerinden biri düz olan alt kısmı hariç her tarafından ayni görünmesidir. Başka bir deyişle düz olan alt kısmı göğüs duvarına yerleştirildiği zaman her halikarda dik görüntüsü ayni olmaktadır. Bu şekil protezlerin ayakta veya yatarken doğal şekil almalarını sağlamaktadır.

Son 15 yılda anatomik şekilli yani halk arasındaki ismi ile damla şeklinde protezler ciddi bir reklam kampanyası ile piyasada artmaya başladı. Teorik olarak şekilleri gerçek memeye daha uygun olduğu için bu protezler ile yapılan meme büyütme ameliyatlarının daha başarılı olacağı öne sürüldü. Ancak bu protezler yuvarlak olanlardan daha pahalı idi. Ayrıca yerleştirilirken alt ve üst kutuplarının doğru olarak ayarlanması şart olmalıydı.

Yuvarlak veya damla şeklindeki protezlerden hangisinin daha iyi olduğu tartışması günümüze kadar sürdü ve hala sürmektedir. İlginç olan bir durum da yuvarlak ve damla protezlerin farkını araştıran objektif bilimsel çalışmaların fazla sayıda olmamasıdır. Anatomik yani damla şeklindeki silikon protezleri savunan cerrahların bir kısmı üretici firmalardan maddi destek aldıkları için yayınları kuşku ile karşılanmaktadır.

Nisan 2016 da yapılan ASAPS (Amerikan Estetik Plastik Cerrahi Derneği) kongresinde bu konu geniş olarak tartışıldı. Kongreye katılan hekimler arasında yapılan bir ankette büyük bir kısmının yuvarlak protez kullandıkları tesbit edildi.

Kongrede çok ilginç tesbitler de yapıldı. Bir tarafa yuvarlak bir tarafa da damla şeklinde meme protezi konulan hastalar gösterildi. Katılımcıların büyük çoğunluğu hangi tarafın damla silikon olduğunu bilemedi. Ayni şekilde ne tip silikon olduğu söylenmeden çeşitli protez hastaları gösterildi ve gene büyük bir çoğunluk hangisinin damla hangisinin yuvarlak protez olduğunu anlayamadı.

Sonuç olarak kongreye katılan deneyimli estetik cerrahların %90 ı (Prof. Dr. Ege Özgentaş da bu grupta idi) damla şeklindeki (anatomik) protezlerin yuvarlak (klasik) olanlara göre herhangi bir avantaj sağlamadığı kanısına vardıklarını bildirdiler.

Bu arada şu noktayı da açıklığa kavuşturmakta yarar vardır: Deneyimli hekimler damla şeklindeki veya yuvarlak (klasik) protezlerle iyi sonuç alabildikleri gibi deneyimsiz olanlar hangi tip protez kullanırlarsa kullansınlar yetersiz sonuçlar alabilirler. Burada önemli olan protezin şekil ve yapısından çok hekimin uyguladığı ameliyat tekniğinin uygun olmasıdır.

Prof. Dr. Ege Özgentaş herhangi bir üstünlükleri olmadığı halde daha pahalı oldukları ve konulduktan sonra yer değiştirerek (dönerek) şekil bozukluklarına yol açtığı için damla (anatomik) şekilli protezleri tercih etmemektedir. Yuvarlak (klasik) silikon protezleri kullanmaktadır.

Meme protezinde kapsül olması ne demektir?

Silikon protezde kapsül oluşumu

Silikon nedir?

Meme protezleri memeleri büyütmek için kullanılan ve sentetik maddelerden imal edilen meme şeklindeki hazır ürünlerdir. Protezler en çok silikon denilen bir kimyasaldan üretilir. Silikon endüstride çok kullanılan bir maddedir. Tıbbi olarak kullanılan silikonun son derece saf olması ve içinde hiçbir yabancı madde içermemesi gerekir. Silikonun tam olarak saflaştırılması ileri teknoloji gerektiren masraflı bir iştir.

Silikon protez

Pür silikon sıvı halde olmadığı sürece vücut için zararlı değildi. Meme protezlerinde silikondan hazırlanmış dayanıklı bir zarf (çeper) mevcuttur ve bunun içi jel (jöle) şeklindeki silikon ile doludur. Silikon protezler memenin değişik bölgelerinden küçük bir kesi yapılarak meme altına veya göğüs kası altına yerleştirilirler. Yumuşak oldukları için dışarıdan dokunulduğunda farkedilmezler. Silikon jeli çevreleyen silikon zarf ele gelmeyecek kadar ince ancak son derece dayanıklıdır.  Memeyi de yaralayacak kadar şiddetli bir darbe olmadığı sürece silikon protezi meme içinde iken dışarıdan sıkarak veya üzerine baskı uygulayarak patlatmak mümkün değildir.

Kapsül nedir ve nasıl oluşur?

Saf olarak hazırlanmış silikon meme protezleri uzun yıllar hiçbir değişikliğe uğramadan meme içinde kalabilir ve hasta protezleri ile birlikte ömrünü sonlandırabilir. Vücut meme protezindeki silikonu yabancı bir cisim olarak algılamaz ve ona karşı kendini müdafaa etmek için herkangi bir gayret göstermez.

Kalite ve saflık derecesi

Ancak yeterli kalitede hazırlanmamış protezlerin dış tarafındaki zar yıllar içinde yıpranabilmekte ve üzerinde küçük yırtıklar olabilmektedir. Böyle durumlarda içerdeki silikon jel zarfın dışına akarak çevredeki meme dokusu ile direk temasa geçebilmektedir. Ayrıca bazı firmaların hazırladığı silikon meme protezleri gerekli saflıkta olmayıp içinde endüstriyel silikonda bulunan bazı yabancı maddeler içerebilmektedir.

Kapsülün oluşumu

Silikon saf değilse vücut bu maddeyi zararlı olarak değerlendirebilmekte ve kendini bu maddeden korumaya çalışmaktadır. Vücudumuz bu maddeyi etrafına çok sağlam bir koza örerek içinde hapsetmek ve kendi dokularından ayırmak ister. Protezin etrafına örülen koza fibröz doku dediğimiz ve yaraların iyileşmesini de sağlayan bir maddeden oluşur. İşte bu fibröz duvara kapsül ismi verilir. Fibröz duvar ince ise ele gelmeyebilir. Ancak zamanla kalınlaşırsa dışardan dokunulduğunda hissedilir hale gelir ve ağrıya neden olabilir. Ayrıca bu fibröz kese yani kapsül zamanla büzüşme de gösterebilir ve yumuşak silikonu çepeçevre sıkarak şeklini bozabilir. Tıp dilinde buna kapsülün büzüşmesi yani kontraksiyonu denilir. Kapsül büzüştükçe hem memenin şekli bozulur hem de meme içinde protezin yerleştiği yer değişir. Bazı kapsüller dokunulduğunda taş kadar sert ve ileri derecede ağrılı olabilirler.

Protezin özensiz yerleştirilmesi

Meme protezleri etrafında kapsül oluşmasının ikinci nedeni protezi yerleştiriken yabancı cisimler ile temas ettirmektir. Bunun en sık yaşanan örneği ameliyat eldivenlerinin pudrasıdır. Mikropsuz olmasına karşın protezin etrafına yapışır ise vücut pudrayı ve bununla birlikte bütün protezi kapsül ile sarabilir. Silikon protezler memeye yerleştirilirken kutusundan çıkartıldıktan sonra başka cisimlere (ameliyat masasının örtüsü, hastanın derisi vs) temas ettirilmeden hemen meme içindeki boşluğa yerleştirilmelidir.

Mikropların protezli bölgeye ulaşması

Kapsül oluşmasının bir başka nedeni de enfeksiyon yani iltahapalanmadır. İltahaplanmanın ateşlenme ve akıntı ile birlikte ciddi bir şekilde olması gerekmez. Çok az sayıdaki mikrobun bir şekilde proteze yapışması yeterlidir. Bu da ameliyat eldivenindeki bir delinme, ameliyat masasındaki mikropsuzluğa yani steriliteye yeterince özen göstermeme veya aletleri uygun şekilde steril edememe, oda havasında mevcut olan mikropların bir şekilde ameliyat bölgesine düşmesi gibi nedenlerden ileri gelebilir. Normal şartlarda vücut az miktardaki mikropları ortadan kaldırabilmektedir. Ancak ortamda silikon gibi bir maddenin bulunması bu mikropların küçük bir alanda da olsa üremesine ve dışardan farkedilemeyen ölçüde hafif bir enfeksiyonun ortaya çıkmasına neden olabilir. Hastanın ve doktorun farkedemiyeceği ölçüdeki bu küçük iltahap zamanla vücudun kapsül oluşturmasına neden olabilir.

Tedavi

Meme protezi etrafında kapsül oluşması yeni üretilen protezlerde giderek az görülmektedir. Çünki yeni protezlerin saflık ve sağlamlığı her yıl artmaktadır (kaliteli ve onaylanmış protezlerde). Ayrıca meme protezi ile ilgilenen hekimler de bu konuda daha deneyimli ve dikkatli hale gelmişlerdir. Ancak bütün dikkat ve özene ve en kaliteli protezlerin kullanılmasına karşın seyrek olarak bir süre sonra bir veya iki protez etrafında kapsül oluşumu görülebilir. Eğer oluşan kapsül memeyi dışardan farkedilecek kadar sertleştirmiyorsa ve ciddi bir ağrıya veya şekil bozukluğuna yol açmıyor ise hemen tedavi edilmesi gerekmez.

Memede ciddi şekil bozukluğu, sertlik ve ağrı yapan kapsüller ameliyat ile tedavi edilmektedir. Kapsül olan meme tekrar açılır ve içindeki silikon ve etrafındaki kapsül alınır. Kapsül temizlendikten sonra eğer sağlam ise tekrar ayni protez memeye konulabileceği gibi tercihen yeni bir protez konulabilir.

Kapsül nasıl önlenir?

Kapsül oluşumunu önlemenin en etkili yolu saflığı güvenilir kaynaklarca onaylanmış kaliteli protezler kullanmaktır. Günümüzde silikonun denetimini yapan en güvenilir kuruluş Amerikan Gıda ve İlaç Denetim Kurulu yani kısa adı ile FDA dir. FDA onaylı protez üreten firmalar protezlerine kapsül oluşumu veya delinmeye karşı ömür boyu değiştirme garantisi de vermektedirler.

Prof. Dr. Ege Özgentaş FDA onayı almamış hiçbir silikon protezi hastalarında kullanmamaktadır. Birkaç kez kapsül temizlendiği ve yeni kaliteli protezler konulduğu halde hala kapsül oluşumu tekrarlıyor ise bu kişilerin bünyesi silikonu kabul etmiyor demektir. Prof. Özgentaş’a göre böyle kişilerde protezlerin temelli çıkartılması ve başka yöntemler ile meme büyütme yapılması (örneğin hastanın kendi yağı ile meme büyütme) daha uygundur.

İlgili yazılar:

(function(i,s,o,g,r,a,m){i[‘GoogleAnalyticsObject’]=r;i[r]=i[r]||function(){
(i[r].q=i[r].q||[]).push(arguments)},i[r].l=1*new Date();a=s.createElement(o),
m=s.getElementsByTagName(o)[0];a.async=1;a.src=g;m.parentNode.insertBefore(a,m)
})(window,document,’script’,’//www.google-analytics.com/analytics.js’,’ga’);

ga(‘create’, ‘UA-44005840-4’, ‘auto’);
ga(‘send’, ‘pageview’);

İri göğüslerin modası geçiyor mu?

Son bir yıl içinde İngiltere başta olmak üzere Avrupa’da kadınlar arasında iri göğüslere olan ilgi azalmaya başladı.

İngiliz Mirror gazetesinin haberine göre ünlü model ve şarkıcı Katie Price’ın meme küçültme ameliyatı olmasının ardından Victoria Beckham’da göğüslerini küçültmeyi düşündüğünü açıklamıştır. İngiltere’de bu yıl yapılan meme büyütme ameliyatları geçen yıla göre yarı yarıya düşmüştür. Buna karşılık meme küçültme ameliyatlarında belirgin artış gözlenmiştir.

Geçtiğimiz yıllarda Amerika başta olmak üzere tüm dünyada kadınlar arasında normalden daha iri memelere karşı bir ilgi yaratıldı. Son derece zayıf yapıda olan kadınlar bile gövdelerine zor sığacak kadar iri memelere sahip olmayı arzuladılar. Muhtemelen moda tekrar doğal güzelliği farketmeye başladı.

Kadınların cinselliğini belirleyen göğüsleri ve kalçalarıdır. Sıfır kalçalı ve dev memeli kadın dönemi herhalde yerini dolgun kalça ve normal boyutlarda göğüsleri olan kadınlara bırakacak. Son yıllarda kalça estetiğine verilen önem ve büyük memelerin normale getirilmesi bunu işaret ediyor.

Yalnız burada göğüsleri çok az gelişmiş kadınları ayırmak gerekir. Güzel bir kadının normal boyutlarda göğüslerinin olması gereklidir. Bu nedenle dünyadaki moda ne olursa olsun küçük göğüslerde meme büyütme ameliyatları yapılmaya devam edilecektir. Sadece abartıdan vazgeçilecektir.

Göğüs (Meme) Estetiği

(function(i,s,o,g,r,a,m){i[‘GoogleAnalyticsObject’]=r;i[r]=i[r]||function(){
(i[r].q=i[r].q||[]).push(arguments)},i[r].l=1*new Date();a=s.createElement(o),
m=s.getElementsByTagName(o)[0];a.async=1;a.src=g;m.parentNode.insertBefore(a,m)
})(window,document,’script’,’//www.google-analytics.com/analytics.js’,’ga’);

ga(‘create’, ‘UA-44005840-4’, ‘auto’);
ga(‘send’, ‘pageview’);

Meme büyütme ameliyatı yaptırdıktan sonra ne zaman işe başlayabilirsiniz? Ertesi gün

Silikon Meme Büyütme Sonrası İşbaşı

Her konuda olduğu gibi silikon protez ile meme büyütme ameliyatları için de çeşitli şehir efsaneleri dolaşmaktadır. Bize başvuran hastaların en büyük korkularının ameliyat sonrası ağrılı dönemi nasıl atlatabilecekleri olduğunu öğreniyoruz. Ameliyat sonrasının ağrılı olacağı kanısına nasıl vardıklarını sorduğumuzda ise “arkadaşım anlattı” yanıtını alıyoruz.

Göğüs estetiği

Göğüs estetiği

Meme büyütme

Meme büyütme

Cerrahide bir prensip vardır. En iyi ameliyat vücut parçalarını (yani dokuları) en az tahrip ederek (yani en az örseleyerek) yapılan ameliyattır. Biz de meme büyütme ameliyatlarında silikon protezi hedefe en kolay ulaşılan bölgeden (yani meme başı çevresinden)çok küçük bir kesi yaparak yerleştiriyoruz. Genel olarak silikon protezi göğüs üzerine ve meme dokusu altına yerleştirdiğimiz için ameliyat sonrası kol hareketlerinde herhangi bir ağrı veya kısıtlama oluşmamaktadır. Protezin yerleşeceği boşluğun hazırlanmasında ve silikon protezin meme içine yerleştirilmesinde mümkün olan en az zedeleme oluşmasına dikkat ediyoruz ve ameliyatın mümkün olduğu kadar kanamasız geçmesine gayret ediyoruz. Sonuçta ameliyat masasındaki titizliğimiz iyileşme döneminde meyvesini vermekte ve hastalarımızın büyük çoğunluğu bu dönemi en az işgücü kaybı ile atlatmaktadır.

Hastalarımızın hemen hepsi ameliyat oldukları günün akşamı normal giysileri ile yürümeye başlamakta ve önemli bir kısmı ertesi günü günlük hayatlarına dönmektedir. Bütün hastalarımıza bir hafta sonra memelere sıkıştırma ve baskı ile ovalama hareketleri tarzında masaj yapmalarını önermekteyiz.

Doğru ellerde yapıldığında meme büyütme ameliyatlarının iyileşme dönemi oldukça problemsizdir.

İlgili yazılar:


Memeler neden sarkar?

Meme sarkması

Meme sarkması pek çok kadının zaman içerisinde  yaşadığı ve rahatsızlık duyduğu bir olaydır. Memeler esas olarak yumuşak dokulardan oluşmuştur. Memeleri dik tutan meme dokusu ile göğüs derisi arasındaki ipliksi bağlantılardır.

Yaş ilerledikçe derimiz sarkar ve buna göğüs derisi de dahildir. Göğüs derisi aşağı sarktıkça buna bağlı olan memeler de aşağı doğru iner ve sonuçta meme sarkması ortaya çıkar.

Memelerin sarkmasına yol açan ikinci faktör ağırlıktır. Memeler ne kadar büyük ise yerçekimi etkisi ile aşağı doğru oluşturduğu gevşetici etki o kadar fazla olacaktır. Deri gevşeyip sarkınca memeler de sarkar.

Memelerin hızla büyüyüp daha sonra tekrar küçülmesi de sarkmalarına yol açar. Bu durum aşırı kilo alıp vermede ve gebelikte ortaya çıkar. Büyük memeler göğüs derisini genişletir ve daha sonra küçülme olduğunda deri kendini toparlayayıp tekrar sıkılaşamaz ise memeler sarkar.

Toplumda memelerin sarkması ile ilgili pek çok inanış vardır. Bunların bazıları yanlış, bazıları ise doğrudur. Tek tek inceliyecek olursak:

Emzirme memelerin sarkmasına yol açar mı?

Hayır. Yapılan bilimsel çalışmalar emzirmenin memelerin sarkmasına yol açmadığını göstermiştir. Memelerin sarkmasındaki en önemli rol gebelikte alınan kilolar ve meme bezlerinin hormonların etkisi ile genişlemesidir, emzirme değil. Gebelikte alınan kilolar dengelendiği takdirde emzirseniz bile sarkma  en aza inecektir. Aşırı kilo alındığında emzirmeyen annelerde de memeler sarkmaktadır. Hatta emziren annelerde emzirmeyenlere göre memelerin daha sağlıklı olduğunu gösteren bulgular vardır.

Sütyen takmak meme sarkmasını önler mi?

Hayır. Normal şartlarda sütyen takmak memelerin sarkmasını önlemez. Hatta bir çalışma sütyen takanların memelerinin daha çabuk sarktığını göstermiştir. Sütyen bir tek istisnada yararlıdır. Sürekli koşu veya zıplama içeren ağır egzersizlerde memeler aşırı olarak yukarı ve aşağı hareket ederler. Bir süre sonra bu aşırı yüklenme memenin deri bağlarını ve meme derisini esnetebilir. Sporcu sütyenleri bu aşırı hareketleri frenleyerek sarkmayı azaltabilir.

Egzersiz ile memelerinizin dikliğini koruyabilir veya daha dik olmalarını sağlayabilir misiniz?

Hayır. Egzersizler yalnız memelerin altındaki kasların gelişmesini sağlar. Memeleri dik tutan altındaki kas değil göğüs derisine olan bağlantılarıdır. Bu bağlantılar gevşek veya deri bol ise altıdaki kasın ne kadar gelişmiş olduğunun hiç önemi yoktur. Ayni şekilde meme altındaki kaslar erimeye gitse bile eğer memenin deri bağlantıları sağlam ise sarkma görülmez.

Güneşlenmenin memelere bir etkisi olur mu?

Evet olur. Ama bu etki olumsuz yöndedir. Göğüs duvarı ve meme derisi güneşin ultraviyole dediğimiz ışınlarına maruz kaldığında yıpranmakta ve esnekliğini kaybetmektedir. Gevşemiş deri memelerin sarkmasına yol açar.

Sigara içmenin memelere bir etkisi olur mu?

Evet olur. Sigara meme derisini yıpratır. Esnekliğini bozar ve gevşetir. Bu da memelerin sarkmasına yol açar.

Yaşlanınca memeler sarkar mı?

Evet. Yaşlanma meme dokusu ve deri arasındaki sabitleyici iplikleri gevşetir. Ayrıca göğüs derisi de gevşer. Bunların her ikiside memelerin sarkmasına yol açar. Ancak küçük memeleri olan ve kilosu fazla olmayanlarda bu sarkma daha az olur.

Özetleyecek olursak yaşlanma ile her memede az veya çok bir sarkma olacaktır. Aşırı kilolularda ve büyük memeleri olanlarda sarkma daha fazla görülür. Egzersiz veya sütyen ile memelerin sarkması önlenemez. Emzirmek memeler için yararlıdır. Sigara ve güneş memelerin sarkmasına yol açar.

Peki sarkmış memelerin tedavisi var mı? Evet var. Kliniğimizde sarkıklık derecesine göre çeşitli yöntemler ile meme dikleştirme ameliyatları yapmaktayız.

İlgili bağlantılar

Göğüs (Meme) Estetiği

Aşırı şişmanlık ve estetik

Aşırı kilolu olma tıp dilinde obezite, halk arasında ise şişmanlık olarak bilinir. Genellikle ağırlığınız boyunuzun santim kısmından fazla değilse normal kiloda sayılırsınız. Örnek verirsek 175 sm boyundaki bir kişi 75 kiloya kadar  normal ağırlıkta kabul edilir. Bilimsel olarak boy ve ağırlık arasında bir oran olması gerekir. Bu oran BMI olarak bilinir.  Vücut kütle göstergesi (veya indeksi) diye adlandırılır. İnternette “BMI calculator” olarak arama yaparsanız çok sayıda sitede boy ve kilonuza göre bu hesabın kolayca yapılabildiğini görürsünüz. Örnek verecek olursak 175 cm boyunda ve 75 kg ağırlığındaki bir kişinin BMI değeri 24,5 dir.

Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) na göre BMI değeri 24,9 a kadar olan kişiler nomal kilolu, 25 veya daha fazla değeri olan kişiler ise fazla kiloludur. Fazla kilolu olmak obez olmak anlamına gelmez. Ancak BMI değeri 30 veya daha yukarısında ise böyle kişiler obez olarak tanımlanır. Örnek vermek gerekirse 175 cm boyundaki bir kişi 76 kg a kadar normal iken 77 kg da fazla kilolu olmaya başlamakta ve 92 kiloya geldiğinde obez kabul edilmektedir.

Obezlik kendi içinde üç dereceye ayrılır. Birinci derece obezlik BMI 30 da başlar. İkinci derece obezlik BMI 35 de başlar. BMI 40 veya üzerine üçüncü derece obez denilir. Gene örnek verecek olursak 175 cm boyundaki bir kişi 92 kilo ise birinci derece obez, 108 kiloya geldiğinde ikinci derece obez ve 123 kiloya çıktığında ise üçüncü derece obez kabul edilmektedir. BMI değeri yükseldikçe şişmanlığın zararlı etkileri de artmaktadır.

Biz estetik cerrahlar şişmanlara belli bir düzeyde yardımcı olabilmekteyiz. Büyük memeleri küçülterek, şişman ve sarkmış karnı toparlayarak ve fazla yağları alarak vücut görüntüsünü daha hoş bir hale getirebiliyoruz. Ancak bu ameliyatların hiçbiri aşırı yüksek BMI değerlerini normale getiremez. Başka bir deyişle çok şişmanlar estetik ameliyatlar ile normal kilolara gerileyemezler.

Şişmanlığın en iyi tedavisi diyet ve düzenli egzersiz ile fazla kilolardan kurtulmaktır. Gerçek hayatta bunu herkes başaramamaktadır. Şişmanlık tedavisi için sindirim sisteminde değişiklikler yapan çeşitli ameliyatlar vardır. Bu ameliyatlar çok etkili bir biçimde zayıflama sağlar fakat estetiğin dışında genel cerrahiyi ilgilendiren ameliyatlardır.

Şişmanlıktan normal hale dönüş sağlık üzerinde çok olumlu etki yapar ancak vücut görüntüsünü bozabilir. İleri derecede kilo vermiş kişilerde deride ve vücut parçalarında sarkmalar ortaya çıkar. Bu sarkmaların derecesi verilen kilo miktarı ile orantılı olarak artar.

Burada bir konuyu yanlış anlamamak gerekir. Vücudum bozulmasın diye fazla kilo vermeyin demiyoruz. Normal düzeylere (yani BMI 25 veya altına) gelene kadar zayıflamak gereklidir. Söylemek istediğimiz fazla kilolar zayıfladıktan sonra bile estetik sorunlara yol açtığı için mümkünse baştan kilonuzu çok arttırmamak için önlem almanızdır. Eğer kilonuz kontrolsuz bir şekilde artıyor ise daha ikinci derece obez iken mide küçültme veya daraltma operasyonlarını düşünmeye başlamalısınız.

Aşırı kilolardan kurtulan herkese ihtiyacı var ise sarkma ameliyatları yapılır. Ancak ciddi merkezlerde yapılan çalışmalar 45 kilo veya daha fazla zayıflamış kişilerin estetik ameliyatlarının sorunlu olmaya başladığını göstermiştir. Bu nedenle size önerimiz normal kilonuzun 40 veya daha fazlası üzerine çıkmadan gerekli önlemleri (diyet veya mide ameliyatları) alarak zayıflayın. Bu durumda sarkmaları düzeltmek için yapılacak estetik ameliyatlar daha güvenli olacaktır.

Günümüzün en ciddi hastalığı olan şişmanlık sağlığımızı ve güzelliğimizi tehdit etmektedir.


//

Bir gecelik göğüs estetiği

Geçici Meme Büyütme

Bazı önemli günlerde dolgun göğüsler ile dikkat çekmek kadınlara ilgi çekici gelir. Gerçekte memeleri dolgun olmadığı halde dolgunmuş gibi göstermenin çeşitli yolları vardır. Özel giysiler silikon destekler vs. Ancak iddialı derecede dekolte giyecekseniz veya göğüsleriniz açık olacaksa işiniz zor.

Memeleri küçük olan kadınlara estetik cerrahi meme büyütme ameliyatları ile yardımcı olmaktadır. Her ne kadar bazı maddeler ile ameliyatsız olarak memelerin büyütülebileceği öne sürülmekte ise de günümüzde bütün dünyada kullanılan en yaygın metod silikon meme protezleri ile göğüs büyütmedir.

Silikon protez ile meme büyütme masraflı bir işlemdir ve ameliyat gerektirir. Hastalar genellikle ameliyat öncesi silikonlu memelerinin nasıl görüneceğini ısrarlı olarak doktorlarına sorarlar. Bunun yanıtı kolay değildir. Bazı doktorlar hastalarına ameliyat sonrası görüntülerinin nasıl olacağını anlatmak için meme içine serum fizyolojik (tuzlu su serumu) enjekte ederek sanki protez ameliyatı olmuş gibi sonucu görmelerini sağlamışlardır. Nisbeten kolay ve tehlikesiz olan bu metod sayesinde hastalar ideal meme büyüklüğünü daha kolay belirleyebilmişlerdir. Memelerin içine verilen serum fizyolojik yaklaşık 24 saat sonra vücut tarafından emilmekte ve memeler eski haline geri dönmektedir.

Meme protezi ile büyütme ameliyatı öncesi bu işlemi yaptıran bazı hastalar protez ameliyatı olmaktan vazgeçmiş ve bazı önemli günlerde randevularından hemen önce doktorlarına başvurarak memelerinin serum fizyolojik ile büyütülmesini istemişlerdir.

Özellikle Amerika’da bu şekilde bir günlük meme büyütme istekleri giderek artmaktadır. Kadınlar romantik bir akşam öncesi, sosyal bir aktiviteye katılmadan önce veya kendileri için önemli günlerden hemen önce daha çekici ve etkileyici görünmek için bir günlük bu değişikliği istemektedirler.

Sinderella masalında olduğu gibi belli bir süre sonra geçici etki sona ermekte ve tekrar gerçeklere dönülmektedir. Ancak bir günün beyliği beyliktir diyen kadınlar bu metodu akıllarının bir kenarına yerleştirsinler.

Şunu hatırlatmakta fayda var. Geçici çözümler ve göz boyamalar ile vakit geçirmektense küçük memeler için kalıcı bir çözüm aramanız sizi daha mutlu edecektir.

(function(i,s,o,g,r,a,m){i[‘GoogleAnalyticsObject’]=r;i[r]=i[r]||function(){
(i[r].q=i[r].q||[]).push(arguments)},i[r].l=1*new Date();a=s.createElement(o),
m=s.getElementsByTagName(o)[0];a.async=1;a.src=g;m.parentNode.insertBefore(a,m)
})(window,document,’script’,’//www.google-analytics.com/analytics.js’,’ga’);

ga(‘create’, ‘UA-44005840-4’, ‘auto’);
ga(‘send’, ‘pageview’);

Meme Protezleri Vücutta Ne Kadar Kalabilir?

Meme Protezleri Ömür Boyu Kalır mı?

Silikon meme protezi ile göğüs büyütme ameliyatı yaptıranların çok merak ettikleri konu bu protezlerin vücutta ne kadar kalabildikleridir.

Protez üreticileri bu ürünleri geliştirirken ömür boyu vücutta kalmalarını sağlamayı amaçlamışlardır. İlk silikon protez 1963 yılında piyasaya sürülmüştür ve bunları kullanan pek çok kişi protezleri ile ilgili bir sorun yaşamadan ömürlerini tamamlamıştır. Günümüzde üretilen protezler ilk öncülerine göre çok daha saf ve güvenilir yapıdadırlar ve sorun çıkartmadan ömür boyu kullanılma olasılıkları daha yüksektir.

Ancak ne kadar güvenli olurlarsa olsunlar silikon meme protezleri vücut için yabancı maddelerdir ve nadir de olsa zamanla sorun çıkartabilirler.

Silikon protezlerin muhtemel sorunları

Kapsül (sertleşme)

Bazı durumlarda bünye yerleştirilen protezi istenmeyen bir cisim olarak algılar ve onu vücudun diğer kısımlarından ayırmak ve hapsetmek ister. Bunu gerçekleştirmek için protezin etrafında koza gibi bir duvar örmeye başlar. Bu duvarı kollajen denilen iplikler ile örer. Tıp dilinde kapsül adı verilen duvar fibröz doku (nedbe dokusundaki madde) ile inşa edilir. Kapsül ince ve yumuşak ise fark edilmez ve sorun çıkartmaz. Ancak kapsül bazı durumlarda kalınlaşıp büzüşmeye ve daralmaya başlayabilir. Bu durumda içine aldığı protezi sıkıştırmaya başlar. Etrafından sıkıştırılan silikon protezin şekli giderek bozulur. Kapsül sert olarak hissedilmeye başlar. Şekil bozukluğu dışarıdan da fark edilecek boyutlarda olabilir. Sertlik olan bölgeye dokunulduğunda ağrı olabilir. Günümüzde ileri teknoloji ile üretilen protezlerde kapsül gelişme oranı azalmaktadır.

Protezin kenarlarda fark edilmesi

Çok ince derili ve meme dokusu yetersiz kişilerde protezin kenarları deri altında kalır ve fark edilebilir. Özellikle yerçekimi etkisi ile ayakta iken protez kenarlarında oluşan kırışıklıklar gözle görülen şekil bozuklukları yapabilir.

Deride incelme

Çok ince derili ve meme dokusu çok az olan kişilerde silikon protezin bazı kısımları deriye yakın kalabilir. Protez itme etkisi ile üzerindeki deriyi zamanla inceltebilir. İncelmiş derinin altından silikon protezin reflesi gözlenebilir. İncelme devam ederse protez deriyi delerek görünür hale gelebilir.

Romatizma benzeri şikayetler

Çok nadir olarak meme protezi konulan hastalarda ateş, halsizlik, eklem ağrıları zayıflama gibi bulgular ortaya çıkabilmektedir.

Silikon protezin patlaması (yırtılma)

Bu durum genel olarak üretim hatalarından bazen de protezin etrafındaki kılıfın zamanla aşınıp delinmesinden kaynaklanır. Hiç şikayet vermeden kalabildiği gibi kapsül oluşmasına veya romatizmal belirtilere yol açabilir.

Ameliyatların genel komplikasyonları

Kan toplanması (hematom), sıvı toplanması (seroma), iltahap (enfeksiyon), aşırı ameliyat izi kalması (keloid) gibi her operasyonda olabilecek aksilikler meme protezi ameliyatı sonrası da gözlenebilir.

Bu aksiliklerin (komplikasyonların) hepsinin tedavileri yapılabilir ve normal koşullarda hiçbiri hayatı tehdit edecek ciddiyete ulaşmaz.

Meme protezleri ne zaman çıkartılır?

Bazı durumlarda meme protezlerini çıkatmak gerekebilir. Şöyle özetleyebiliriz:

Protezin romatizma benzeri şikayetlere yol açması

Nadir bir durumdur ancak geliştiği takdirde protezin çıkartılması gerekir. Daha çok kalitesiz ve yırtılmış protezlerde gözlenir.

Ciddi kapsül oluşumu

Hem şekil bozuklukluğu hem de ağrı yaptığı için hasta protezlerin çıkartılmasını ve yenisinin konulmamasını isteyebilir.

Hatalı protezler

Bugüne kadar çok az sayıda ticari marka meme protezi güvenlik açısından piyasadan toplatıldı ve uygulandığı hastalara bunları çıkarttırmaları önerildi.

Protezin deriyi delerek görünür hale gelmesi ve/veya enfekte olması

Dış ortam ile temas eden protez enfekte olmuş kabul edilir. Görünür iltahap olmasa bile çıkartılması uygundur. Delik bölge kapandıktan, varsa enfeksiyon ve yara tamamen iyileştikten sonra istenirse yeni protez konulabilir.

Aşırı kilo alma

Fazla kilo alma durumunda protezli meme normalden daha büyük hale gelebilir. Protezlerin çıkartılması hastaya daha normal bir göğüs görüntüsü kazandırır.

Hastanın kendi isteği

Bazı hastalar çeşitli sebepler ile protezlerinin çıkartılmasını talep edebilirler.

Özetleyecek olursak meme protezleri günümüzde göğüs büyütmenin en kolay ve güvenilir yoludur. Her ne kadar seyrek olarak sorun gözlenebilirse de modern protezler ömür boyu vücutta kalmaları için üretilmişlerdir ve bulgular bunu desteklemektedir. Güvenilir firmaların garantili protezlerini kullanmak tavsiye edilir.

Silikon Protez ile Meme Büyütme Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Göğüs Büyütme

Küçük memeler kadınlar için ciddi bir psikolojik sorundur. 1960 lı yıllardan başlayarak silikon meme protezleri piyasaya sürülmüş silikon meme protezleri küçük memelerin tedavisinde bir çığır açmıştır. Her ne kadar silikon sanayide çok kullanılan nispeten ucuz bir madde olmasına karşın insan vücudunda kullanılan silikonun son derece saf olması gerekir ve bu saflaştırma işlemi oldukça masraflıdır. İyi silikon protezler saflığı %100 e yakındır ve bu nedenle pahalıdır. Göğüse silikon takma fiyatlarını belirleyen en önemli faktör kullanılan protezin kalitesidir. Silikon protezlerin dış kılıfları kalın zar şeklindeki silikondan yapılır. Yüzeyler düzgün veya tırtıklı olabilir. Bu zarfın içinde ise değişik kıvamlarda silikon vardır. Genel olarak gel kıvamındadır ancak akıcılığı değişkenlik gösterebilir. Meme büyütme ameliyatının başında silikonu yerleştirmek için nereden girileceği belirlenmelidir.

Protezi meme içine yerleştirmek için kullanılan kesi ve yollar

Çeşitli şekil ve boyutlarda üretilen bu protezler meme içine yerleştirilirken farklı giriş yolları kullanılır.

Meme altı katlantısından yapılan bir kesi ile protezin yerleştirilmesi

Memenin altındaki katlantı (tıp dilinde submammary fold diye adlandırılır) üzerindeki ameliyat izleri ayakta dururken fazla dikkat çekmezler. Bazı cerrahlar buradan kesi yaparak meme içine protez yerleştirmeyi tercih ederler. Kalan iz bazı kişilerde farkedilmeyecek kadar ince olabildiği gibi kalın iz bırakmaya eğilimli kişilerde rahatsız edici belirginlikte de olabilir. Avantajlı tarafı kesinin uzunluğu arttırılarak istenilen büyüklükte protez meme içine yerleştirilebilir.

Meme başı çevresinden yapılan kesi ile protezin yerleştirilmesi:

Meme başı ve ucu koyu renkli daire şeklinde bir bölgedir. Tıp dilinde meme ucuna nipple, koyu renkli meme başı bölgesine de areola adı verilir. Meme başı derisi ile memenin açık renk derisinin birleşim yerine yapılan kesilerin izi iki ayrı rengin birleştiği noktada kaldığı için genel olarak farkedilmez. Bu kesi özel durumlar dışında areolanın alt yarımındaki kısma yapılır. Buradan dik olarak aşağı inilir ve göğüs duvarı üzerinde protezin yerleştirileceği boşluk hazırlanır. Bu kesinin avantajlı tarafı protezin yerleştirileceği boşluğun kolay hazırlanması ve ameliyat sonrası izin genel olarak farkedilmeyecek kadar ince olmasıdır. Dezavantajlı tarafı ise meme başı küçük olan kişilerde kesinin boyu da kısıtlı olacağından büyük protezlerde yetersiz kalabilmesidir.

Koltuk altından kesi yapılarak meme protezinin yerleştirilmesi:

Koltuk altının memeye yakın bölgesinde bir kıvrıntı vardır. Bu kıvrıntıdan girerek meme altında bir boşluk hazırlanabilir ve protez yerleştirilebilir. Avantajlı tarafı memenin hiç bir bölgesinde iz olmaması ve koltuk altı ön kısmındaki izin bazılarında çok ince kalması ve belirsiz olmasıdır. Dejavantajlı tarafı ise kesi ile protezin konulacağı bölge arasında nisbeten uzun bir mesafe olmasıdır. Ayrıca iz bırakmaya eğilimli kişilerde dekolte giysi ile kollar kaldırıldığında izin farkedilebilmesidir.

Göbek deliğinden girilerek memelere protez konulması:

Göbek deliğinin üst yarımına bir kesi yapılır ve buradan her iki memenin altına uzanan tüneller hazırlanır. Bu tüneller içinden çalışılarak meme altında protezlerin yerleştirileceği boşluklar hazırlanır. Daha sonra yalnızca silikon kılıfı olan içi boş protezler memeye yerleştirilir ve protezler bu boşlukların içinde şişirilir. Pratik bir yöndem değildir. Endoskopik aletlere (kapalı bölgelerde çalışmak için hazırlanan ışıklı ve kameralı cihazlar) ihtiyaç vardır. Yalnızca tuzlu su (salin) ile şişirilen protezler kullanılabilir. Herhangi bir sorun çıktığında (kanama gibi) göbekten müdahale etmek zordur.

Diğer yollar:

Eğer memede daha önceki bir ameliyata ait iz mevcut ise protez yerleştirmek için yeni bir kesi yerine bu eski iz de kullanılabilir. Meme büyütme ile birlikte meme dikleştirme ameliyatı da yapılacak ise protez dikleştirme ameliyatı kesisinden yerleştirilir. Ayrı bir kesiye gerek yoktur.

Silikon protezin göğüs duvarındaki yerleşim yeri

Protezler meme altında göğüs duvarının çeşitli katmanları arasına yerleştirilebilir. Protezin yerleştirildiği iki bölge vardır.

Meme dokusu altı, göğüs kası üzeri yerleşim:

Buna tıp dilinde subglandüler (meme bezi altı) yerleştirme denilir. Normalde memeler zaten göğüs kasının (pektoral kas) üzerindedir. Protez meme dokusunun altında ve göğüs kasının üzerinde bir boşluk hazırlanacak buraya yerleştirilir.

Göğüs kasının altına yerleşim:

Buna tıp dilinde submusculer (kas altı) yerleşim adı verilir. Göğüs duvarında meme dokusunun hemen altında pectoral kas dediğimiz bir adale vardır. Protez için planlanan boşluk bu kasın altında hazırlanır. Bu kasın genişliği protezin tamamını örtmeye yetmediği için genel olarak protezin üst yarımı kas altında, alt yarımı ise meme dokusu altında kalır.

Silikon protez için hazırlanan bu iki ayrı bölgenin kendine göre iyi ve olumsuz tarafları vardır. Meme altı kas üstü yerleşim daha anatomiktir ve meme şekli daha iyi belirlenir. Dezavantajı çok zayıf ve meme dokusu az kişilerde silikon protez kenarlarda katlantı yapabilir ve bu katlantı gözle görülebilir. Kas altı yerleşimde protezin katlantıları belli olmaz ancak bazı durumlarda adale kasıldığında protez yer değiştirebilir. Bu da tokalaşma veya diğer kol hareketlerinde memelerde istenmeyen yer değiştirme ve şekil bozuklukları ortaya çıkmasına yol açabilir.

Prof. Dr. Ege Özgentaş meme büyütme ameliyatlarında meme başı etrafından (periareoler) kesi yaparak protezi meme dokusu altına (subglanduler) yerleştirmeyi tercih etmektedir.

Aslında meme protezi ameliyatının başarılı olması hekimin deneyimine ve hastanın anatomik yapısına bağlı olarak değişir. Bir yöntemin diğerinden daha üstün olduğunu söylemek doğru olmaz. İyi ellerde hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın başarılı sonuçlar alınır. Buna karşılık deneyimsiz ellerde her metod ile başarısız sonuçlar ortaya çıkabilir. Hekiminizi seçerken ameliyatı hangi metodla yaptığından ziyade sonuçlarının başarılı olup olmadığını araştırmanızda yarar vardır.