Önemli Bir Burun Bozukluğu: Dudak Yarığı Burnu

Cleft Lip Nose (CLN)

Dudak yarığı nasıl bir bozukluktur?

Dudak yarığı (bilimsel adı ile cleft lip) her toplumda belli sıklıkta görülen bir doğuştan bozukluktur. Günümüzde dudak yarıkları başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Ancak birçok doğuştan bozuklukta görüldüğü gibi dudak yarığı da yalnız üst dudağı ilgilendirmez. Ayni zamanda üst dişleri ve burun ucunu da ilgilendirir. Başlangıçta burundaki bozukluklar tam olarak farkedilemeyebilir. Bunun en önemli nedeni burun gelişmesinin adolesandan sonra 16-18 yaşlarında tamamlanmasıdır. Bu yüzden başlangıçta yani onarım yapıldıktan sonra mükemmel gibi görünen bir üst dudak ve burun çocuk büyüdükçe farklı bir şekle dönüşerek uygun olmayan bir görüntü oluşturabilir.

Yukarıdaki resimlerde üst dudak sağ tarafında mevcut dudak yarığı izlenmektedir. Onarım sonrası burunda belirgin bir şekil bozukluğu mevcut değildir.

Dudak yarığı burnu (CLN) nasıl bir bozukluktur?

Bu yazıda dudak yarıkları ve onların tedavisinden bahsetmeyeceğiz. Ama hemen hemen her dudak yarıklı çocuk erişkin yaşa geldiğinde dudak tedavileri zamanında yapılmış olsa bile çok ciddi bir burun sorunu ile karşılaşır. Bunun nedeni üst dudak, üst dişlerin ortadaki kısmı ve burun kıkırdağının dişlere yakın kısımlarının döllenmiş yumurtanın ileri dönemlerinde ortaya çıkan birbirine yakın bölgelerden gelişmesidir. Üst dudak ve burun 3 ayrı tabakanın birbirine yapışması ile oluşur. Ortada üst kesici dişler ile dudağın tam orta kısmı yanlarda ise köpek dişleri ve daha sonraki dişler ile üst dudağın yan kısımları bulunur. Yapışma bozukluğunun sağda veya solda olmasına bağlı olarak burnun sağ veya sol yarımında burun deliği ve kanatları civarında tipik bir görüntü ortaya çıkar. Bütün dudak yarıklılarda ayni görüntü ortaya çıktığı için buna “Dudak Yarığı Burnu” veya tıbbi adı ile CLN (cleft lip nose) adı verilir. Bu daha çok estetik bir sorun yaratır ama yüzün tam ortasında ve saklanamaz durumda olduğu için ciddi psikolojik problemlere yol açabilir. Dudak yarığı burnunda yarık tedavisi yapılan tarafta burun deliği daha yayvan ve geniştir. Burun deliğinin üst kısmındaki deri diğer tarafa göre daha aşağıdadır ve bu taraftaki kıkırdak hem daha aşağıda yerleşmiştir hem de kıvrımı yetersizdir. Yarık taraftaki burun deliği normal tarafa göre daha basık görünür.

Yukarıdaki resimde bebekken sağ dudak yarığı onarılmış bir erişkini görmektesiniz. Burundaki belirgin dudak yarığı burnu (CLN) deformitesini izlemektesiniz.

CLN (dudak yarığı burnu) tedavisi nasıl yapılır?

Sıradan bir burun estetiği ameliyatında genellikle burun yapıları normal yerlerindedir ancak şekil istenildiği gibi değildir. Bu nedenle traşlamalar veya küçük değişiklikler ile iyi bir sonuç elde edilebilir. Buna karşılık dudak yarığı burnu düzeltilmesi için iki tarafta bulunan farklı şekildeki ve yerleşimdeki kıkırdakların birbirine eşit konum ve şekle getirilmesi ayrıca burun ucu derisindeki fazlalığın da giderilmesi gerekir. Bu işlem estetik bir burun ameliyatından çok rekonstrüktif yani yeniden oluşturma ameliyatıdır. Bu bozukluğun düzeltilmesi için rekonstrüktif cerrahinin prensiplerinin çok iyi bilinmesi ve usta kişilerin yanında kazanılmış bir deneyim gerekmektedir.

CLN tedavisinin yaşı

Dudak yarığı onarımı yapılır iken burun yapılarına da bazı müdahalelerde bulunularak ileride dudak yarığı burnu deformitesinin çıkmasının engellenmesi için çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Buradaki zorluk kıkırdak yapıların gelişmesinin daha ileri yaşlarda ortaya çıkmasıdır. Bu gelişme ortaya çıkmadan nasıl bir bozukluk olacağı bilinemez ancak tahmin edilebilir. Tahmine dayalı olarak yapılacak bir düzeltme ileride istenilen sonucu vermeyebilir. Kimi cerrahlar çocuk 6-8 yaşlarında iken bir düzeltme ameliyatı yapılmasını önerirler. Ancak bu yaşlarda yapılan ameliyat ne kadar iyi bir düzelme sağlarsa sağlasın ileri yaşlarda büyüme ile birlikte yeniden görüntü bozuklukları oluşabilmektedir. Bu nedenle pek çok cerrah CLN (cleft lip nose – yarık dudak burnu) onarımını büyüme tamamlandıktan sonra yapmayı tercih etmektedir. Ayrıca gelişme tamamlandıktan sonra eğer gerek var ise (ki genellikle vardır) CLN ile birlikte burun estetiği ameliyatı da ayni anda yapılabilir.

Dudak yarığı burnu tedavisi hangi bölüm tarafından yapılır?

Dudak yarıklı kişilerin toplumda huzurlu bir yaşama kavuşmaları için yalnız üst dudaklarındaki yarığın kapatılması yetmez. Dişler çıkmaya başladığı andan itibaren bunların düzgün gelişmelerinin sağlanması, çene kemiklerindeki düzensizliklerin giderilmesi gerekir. Bu işlem diş hekimliğinin bir dalı olan ortodonti bölümünce yapılır ve yıllarca sürer. Erişkin yaşa gelen hastaların da düzeltici bir burun ameliyatı olmaları estetik açıdan kaçınılmazdır. Normal burun estetiğinden daha zor olan ve daha fazla ustalık isteyen dudak yarığı burnu ameliyatı yalnızca diplomalı ve deneyimli “Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi” uzmanları tarafından yapıldığında başarılı sonuçlar alınır.


Sosyal medyadaki paylaşımlarımızı izlemek için aşağıdaki logolardan uygun gördüklerinize tıklayabilirsiniz:


Fraksiyonel Lazer (Fraxel) Nedir?

Lazer teknolojisi 1950 lerin başlarından beri bilinmesine karşın ilk tıbbi kullanımı 1962 yılınd başlamış ve daha sonra hızlı bir şekilde ilerlemiştir. 1964 te retina hastalıkları için argon lazer kullanılmaya başlamıştır. Ayni yıllarda karbon dioksit (CO2) ve Nd:YAG laserleri cerrahi operasyonlarda kullanılmaya başlanmıştır. Bu lazerler sürekli ışın vermekte, deri ve dokuları bıçak gibi kesebilmekte ve bu işi dokuları buharlaştırarak yaptığı için kanama olmamaktaydı. Ancak kalan iz açısından lazer ile yapılan ameliyatlar daha iyi sonuç vermediğinden lazerin bıçak yerine kullanılması uzun sürmedi.

   

Buna karşılık karbondioksit (CO2) lazerleri derinin yüzeyel olarak soyulması amacı ile uzun yıllar kullanıldı. Burada amaç derinin yüzeyel tabakasını tahrip ederek alttan  daha taze ve düzgün deri çıkmasını sağlamak idi. Deneyimli ellerde bu tedavi iyi sonuç verse bile sürekli gelen lazer ışını ciddi yaralar yaparak istenmeyen izlerin oluşmasına neden olabiliyordu.

1990 lardan itibaren lazer ışınını sürekli vermekten ziyade tek tek atışlar halinde ve aralıklı olarak veren cihazlar geliştirildi. Fraksiyonel lazerler de saniyenin küçük parçalarında birbirinden farklı noktalara tek tek noktacıklar halinde atış yapabilen lazerlerdir. Bu tek tek noktalar birbirlerinden ayrı olduklarından aralarında sağlam doku bulunmaktadır. Aralardaki sağlam doku sayesinde iyileşme çok daha çabuk ve sorunsuz olmaktadır. Bunların bazıları kullandıkları dalga boyu sayesinde derinin dış kısımlarına fazla zarar vermeden deri altı yapıları ısıtabilecek özelliktedir. Bu sayede deride görünen bir yara olmaksızın derindeki kollajen ve pigment (deri rengini veren boya) hücrelerinde ısı etkisi ile değişiklikler yapabilmektedirler.

Fraksiyonel lazerler yara yapmaksızın deride sıkılaşma yapabilirler. Bunu kollajen iplerini sıkılaştırarak yaparlar. Ayrıca yara izi yani skar dokusu içindeki kollajenin yapısını değiştirerek bu izlerin hafiflemesini sağlayabilirler. Ayni etki ile pigment hücrelerini tahrip ederek derideki renk değişikliklerini düzeltebilirler.

Ancak lazerlerin dokulardaki etkisi dalga boyuna göre değişir. Her bir dalga boyunun farklı bir etkisi vardır. Kliniğimizde kullandığımız ikili fraksiyonel lazer (Fraxel Dual) ayni makine içinde iki farklı lazer ışını hazırlayıp gönderebilmektedir. 1550ve 1927 nm dalga boyundaki iki farklı lazer ışını sayesinde yüz ve diğer bölgelerin derisinde istediğimiz işlemi makine değiştirmeden kolayca yapabilmekteyiz.

 

Fraksiyonel lazerlerin en büyük avantajları deride yara yapmadıkları için hastaların tedaviden hemen sonra günlük yaşamlarını normal olarak sürdürebilmeleridir. Buna karşılık etkileri zarar vermeyecek ve yara yapmayacak düzeyde olduğu için tedavinin 2 ile 4 hafta arasında tekrarlanması gerekebilmektedir.


Sosyal medyadaki paylaşımlarımızı izlemek için aşağıdaki logolardan uygun gördüklerinize tıklayabilirsiniz:


Silikon Meme Protezleri Memeleri Dikleştirir mi?

Küçük memelerin büyütülmesi en sık silikon meme protezleri ile yapılır ve iyi uygulandığında çok başarılı sonuçlar verir. Ancak küçük memelerin ayni zamanda sarkık olması da sık rastlanan bir durumdur. Özellikle emzirme sonrası bazı annelerde memeler içleri boşalmış gibi yumuşar ve sarkar. Böyle durumlarda memelerin silikon protez ile büyütülmesi sarkmayı çok az düzeyde düzeltebilir ve sonuçta daha büyük ama hala sarkık memeler ortaya çıkar. Memelerin dik olması büyüklükten tamamen farklı bir durumdur. Sarkık meme tabiri daha çok meme başının normal yerinden daha aşağıda yani karına yakın konumda olmasıdır. Pek çok kadında memelerin alt kısmında hafif bir kıvrım olması normaldir. Ancak bu kıvrım derinleşecek şekilde memenin kendisi aşağı doğru kayar ise bu duruma sarkık meme adı verilir. Tıp dilinme meme sarkmasına “meme pitozu” sarkık memelere ise “pitotik meme” adı verilir. Tıp dilinde çocuğun süt emdiği meme çıkıntısına meme başı (nipple) adı verilir. Meme başının etrafını çevreleyen daire şeklindeki esmer alana ise ” areola” adı verilir. Eğer meme başı memenin alt kenarındaki kıvrıntı yerinin daha aşağısında yer alıyor ise buna sarkık meme adı verilir.

  

Sarkık meme ister normal büyükte, ister küçük, isterse de büyük olsun farklı bir şekilde düzeltilmelidir. Sarkık memede sorun meme başı üzerindeki derinin çeşitli nedenler ile genişlemesi ve sarkmasıdır. Meme dokusu üzerindeki deriye güçlü doku iplikçikleri ile yapışmıştır ve bu sayede dik durur. Yumuşak kıvamda olan meme dokusunun aşağı sarkmadan öne doğru çıkıntılı olması mümkün değildir. Zamanla meme ve deri arasındaki bağların kopması veya derinin gevşeyip uzaması ile hem deri hem de buna bağlı olan meme dokusu aşağı sarkar. Memeyi deriye bağlayan en güçlü yapılardan biri de areola ve meme başıdır. Areola ve meme başının aşağı doğru kayması daima meme sarkması ile birlikte olur. O zaman şunu söyleyebiliriz: Meme başını yukarı taşırsak meme dokusu da yukarı kalkar ve bu da dikleşme sağlar. Gerçekte de bütün meme dikleştirme ameliyatlarında meme başı daha yukarı düzeylere taşınmaktadır.

Silikon meme protezi ile yapılan büyütme ameliyatları meme başının yukarı kalmasını sağlamaz biraz öne doğru çıkıntılılığını arttırır. Bu da meme biraz dikleşmiş izlenimi verir o kadar. Düşük memelerde silikon protez ile büyütme yapılırken mutlaka yanında meme dikleştirme operasyonu da yapmak gereklidir. Ayrıca aşırı büyük protezlerin ağırlık nedeni ile er veya geç memelerde sarkıklık yapacağı da unutulmamalıdır.

Özetle sarkık memenin tedavisi mutlaka meme başının yeri değiştirilerek yapılır ve büyütme meme sarkıklığını gidermez.


Sosyal medyadaki paylaşımlarımızı izlemek için aşağıdaki logolardan uygun gördüklerinize tıklayabilirsiniz:


Estetik Cerrahide Sınır Var mı?

Estetik Plastik Cerrahi uzmanları genellikle hastalardan gelen istekleri değerlendirip uygun gördükleri takdirde bunları yerine getirerek mesleklerini yürütürler. Burada önemli olan bir nokta hastaların isteklerinin ne kadar gerçekçi olduğudur. Elinde bir medya meşhurunun fotoğrafı ile gelerek “burnumun böyle olmasını istiyorum” şeklindeki istekler ile zaman zaman karşılaşmaktayız. Deneyimli cerrahlar genellikle bu tür isteklere kuşku ile yaklaşırlar. Modalar ve şöhretler sürekli olarak değişir ama insanların “ben”liği o kadar kolay değişmez. Geçici hevesler ile yapılan vücut değişiklikleri ileride çok ciddi sorunlara yol açacak pişmanlıklar yaratabilir.

Medyada ayakta kalabilmenin bir yolu da sürekli gündemde olmak yani reklamdır. Daha önce sizlere bu sitede “Barbie Bebek” görüntüsü kazanmak için çok sayıda ameliyat olan Ukrayna’lı model Valeria Lukyanova ile medyatik adı Pixee Fox olan başka bir modelin kendisini çizgi film kahramanı Jessica Rabbit’e benzetmek için geçirdiği ameliyatları anlatan yazılar yazmıştım. Her iki medya yıldızı da bu çabaları ile uzun süre meraklıların ilgisine üzerlerinde topladı ancak son görüntülerinin kendi doğal görüntülerinden daha güzel olup olmadığı hep tartışmalı kaldı ve genel kanı daha olumsuz bir görünüm kazandıkları yolunda idi.

Son zamanlarda ayni senaryo bu kez İran’lı bir manken ile tekrar gündeme gelmekte. Tahran’da yaşayan Sahar Tabar 1998 doğumlu bir ergen kız. Hollywood yıldızı Angelina Jolie hayranı. En büyük arzusu ona benzemek. Kendisine ait olan Instagram sayfasında arzusunu gerçekleştirmek için yaptıklarını anlatarak bir anda meşhur oldu. Birkaç ay içinde 40 kg a kadar zayıfladığını ve 50 kez bıçak altına yattığını belirtti. Kısa sürede Instagram’da yarım milyon takipçisi oldu. Gerçekte kaç ameliyat geçirdiğini ve son halinin nasıl olduğunu pek bilen yok. Bunun nedeni de yayınladığı üzerinde oynanmış resimlerde kendisini bir zombi’ye benzetmesi. Sahar Tabar’ın nereye varmak istediğini anlamak zor ama ister istemez insanın aklına bu ameliyatları kim veya kimlerin yaptığı geliyor.

        

Biz estetik-plastik cerrahlar bu şekildeki istekleri nasıl karşılamalıyız? Benim anlayışıma göre bir kişi görüntüsünü sırf başka birine benzetmek için değiştirmek istiyor ise bu sağlıklı bir istek değildir ve kabul edilmemelidir. Çünkü bir insanın estetik ameliyatlar ile tıpatıp başka birine benzemesi ancak filmlerde görünen bir fantazidir ve en azından günümüzde mümkün değildir. Çeşitli ameliyatlardan sonra bu arzusuna ulaşamayan kişinin sonunda karşılaşacağı durum derin bir hayal kırıklığı pişmanlık ve ağır ruhsal sorunlar olacaktır. Ayrıca bu durumun büyük bir ihtimalle geriye dönüşü de mümkün olmayacaktır.

Estetik ameliyatlar günümüzde çok sık yapılan ve hastaları mutlu eden ameliyatlardır. Ancak sonuçtan hem hasta hem de doktorun birlikte memnun olmaları için hastaların ne istedikleri konusunda gerçekçi fikirlere sahip olmaları, doktorların da bunun mümkün olup olmadığını açık bir şekilde hastalarına anlatmaları şarttır. Vücuduna uygun büyüklükte ve güzel göğüsleri olan birine sırf istedi diye yakışmayacak büyüklükte dev memeler yapmak benim hekimlik anlayışıma göre uygun değildir. Ayni şekilde kendi burnunu beğendiği halde sırf arkadaşı veya nişanlısının zorlaması ile burun ameliyatı olmaya getirilen hastaları da ameliyat etmemekteyim. Çünkü ameliyat sonrası diğer şahıs(lar) memnun olsa bile hastanın ömür boyu sürecek bir mutsuzluğa girme olasılığı büyüktür.

Günümüzde estetik-plastik cerrahi yapamayacağı şey yokmuşcasına hızla ilerlemektedir. Ancak bu izlenim doğru değildir. Estetik-Plastik Cerrahi’nin de sınırları vardır ve bu sınırları cerrahın inandığı etik kurallar belirler.

Anasayfamıza ulaşmak için burayı tıklayınız.


Sosyal medyadaki paylaşımlarımızı izlemek için aşağıdaki logolardan uygun gördüklerinize tıklayabilirsiniz:


Dudak Estetiğinde Bilmeniz Gerekenler

Güzel dudak nasıl olmalı?

Her ne kadar güzellik görene göre değişiklik gösteren bir kavram olsa da özellikle kadın dudağının en belirgin özelliği tıp dilinde “vermilyon” adı verilen pembe kısmın belirgin ve görünür olmasıdır. Dudağın geniş bir kısmı normal yüz derisi ile ayni yapıda olmasına karşın ruj sürülen pembe kısmı ağız içini döşeyen örtü ile ayni yapıdadır. Ağız ve dudağın iç kısmını kaplayan yapıya tıpta “mukoza” adı verilir. Vermilyon ile dudak derisinin birleştiği kısım ise açık renkli bir şerit halinde ince bir çizgi oluşturur. Üst dudak görüntü olarak alt dudaktan daha farklıdır ve yüz güzelliğinde üst dudağın rolü daha fazladır. Üst dudağın tam ortasında burun tabanından aşağıya doğru inen ve sütunu andıran iki adet deri kabartıları mevcuttur. Bu kabartıların dudağın pembe kısmına dokunduğu noktalarda vermilyon kenarı yukarı doğru çıkıntı yapar ve tam orta kısımda vermilyon aşağı doğru girintilidir. Bu görüntü bir okun atıldığı yayı andırır. Cinsel yönden çekicilik verdiğinden dudağın bu kısmına “Aşk Yayı”, “Eros Yayı” veya “Cupid’s Bow” adı verilir. Bu anlatılanları aşağıdaki şemada izleyebilirsiniz:

Bir dudağın güzel görünebilmesi için üst dudaktaki pembe alanın (vermilyon) belirgin yani hafif çıkıntılı olması ancak alt dudak bembe alanının yüksekliğinin üst dudak pembe alanından biraz daha fazla olması beklenir. Burun kökü ve üst dudak arasındaki iki deri sütunu belirgin olmalıdır. Üst dudaktaki “Aşk Yayı” veya “Eros Yayı” belirgin olmalıdır. Ayrıca burun direğinin tabanı ile üst dudak pembe kısmı (vermilyon) arasındaki mesafenin de çok uzun olmaması gerekir. Bu mesafe kadınlarda ortalama 1,5 cm civarındadır. Gülümseme veya dişlerin gösterilmesi durumunda üst dişlerin tüm uzunluğu ile görünmesi beklenir.

Anatomik olarak tüm bu yapılar istenilen sınırlarda olsa bile güzellik yüzün yalnızca bir kısmı ile sınırlı değildir. Çünkü göz ve beyin güzelliği algılarken farkında olmadığımız bir mekanizma ile yüzün tamamını oluşturan yapılar arasında bir oranlama yapmakta ve sonunda güzel olup olmadığına karar vermektedir.

Dudak Estetiği İçin Başvuru Nedenleri

Dudaklar için estetik açıdan sık olarak yapılan şikayetleri şöyle özetleyebiliriz:

  • Üst dudağım çok uzun
  • Dudaklarım ince
  • Dudaklarım aşırı dolgun
  • Gülerken dişlerim görünmüyor.
  • Gülerken diş etlerim görünüyor.
  • Dudaklarımda çizgilenmeler var

Bu başlıkları ve tedavilerini tek tek inceleyelim:

Üst Dudak Uzunluğu

En önemli nedeni yaşlılıktır. Ancak kalıtımsal veya yapısal olarak gençlerde de görülebilir. Gülümseme sırasında dişlerin az bir kısmı görünür. Genellikle ruj sürülen bölge (vermilyon) yüksekliği kısadır ve dolgunluğu yetersiz olabilir. Değişik tedavi yöntemleri vardır:

  • Üst dudak derisinden izi burun tabanında kalacak şekilde eliptik bir deri çıkartılır. Gülümseme sırasında üst dişlerin görünen kısmı artabilir. Kalıcı bir sonuç verir ancak beğenilmediği takdirde geriye döndürülmesi zordur. Bu işlemden sonra kalacak iz miktarı önceden tahmin edilemez.
  • Üst dudak iplikle asılarak kısaltılır. Üst dudağın kısalması yanında vermilyon dolgunlaşır ve yüksekliği artar. Gülerken üst düşlerin daha fazla kısmının görünmesi sağlanır. İz bırakmayan bir yöntemdir ancak kalıcılığı kişiden kişiye değişir. Beğenilmediği takdirde askı ipi alınarak eski hale dönüş yapılabilir.
  • Üst dudak pembe kısmı (vermilyonu) dudak derisinin üzerine doğru ilerletilir. Bu yöntemde dudağın uzunluğunda az bir değişiklik olmasına karşın dudağın pembe kısmı (ruj sürülen kısmı) yükseldiği için dudak derisi kısalır ve bakanlara daha kısa ve dolgun dudak izlenimi verir. Gülerken üst dişlerin görüntüsü hafif artabilir veya değişmeden kalır. Bu işlemde de kesme, deri çıkartma ve dikiş atma işlemleri yapıldığı için kalacak iz miktarı önceden tam olarak bilinemez. Beğenilmediği takdirde geriye döndürülmesi zordur.
İnce Dudak

Bu şikayet genellikle vermilyonun (ruj sürülen pembe kısım) yüksekliğinin kısa ve dolgunluğunun az olduğu kişilerce yapılır. Burada dudak hatlarının tam belirgin olmaması etkilidir. Burun kökü ve üst dudak arasındaki sütunların silik olmasına sıkça rastlanır. Genellikle üst dudak uzunluğu normaldir. Tedavi yöntemleri:

  • Dolgu enjeksiyonu ile dudak kalınlaştırma: Çeşitli dolgu maddeleri kullanılarak dudakların vermilyon (ruj sürülen) kısımları dolgunlaştırılabilir. Usta ellerde başarılı sonuç alınır. Ancak dolgu maddelerinin kalıcılığı sınırlıdır. Pek çoğu bir yıldan önce tamamen erir ve şekil eski haline döner. Piyasada kalıcı dolgular bulunmasına rağmen bunların kullanılması önerilmez. Çünkü sorun çıkardıkları takdirde iyileştirme çok zordur. Deneyimsiz ellerde yapıldığında “ördek dudak” görüntüsü ortaya çıkabilir. Ayrıca fazla yapıldığında üst dudak uzar ve gülümsemede dişler daha az görünür.
  • Yağ dokusu ile dudak kalınlaştırma: Sık olarak uygulanan bir yöntemdir. Ancak kalıcı sonuç alabilmek için birkaç kez tekrarlanması gerekebilir.
  • Hazır protezler yerleştirerek dudak kalınlaştırma: Dolgu gibidir ancak sıvı değil şekilli maddelerdir ve dudak içine yerleştirilmeleri için küçük bir kesi yapılması gereklidir. Bazıları dokunmakla hissedilebilir ve uzun dönem sonuçları önceden kestirilemez.
  • Vermilyon ilerletilmesi: Uzun dudakların tedavisinde anlatıldığı gibi yapılır. Ruj sürülen kısım genişlediği için dudak dolgunlaşmış izlenimi verir.
Aşırı Dolgun Dudaklar

Yapısal olabilir. Özellikle erkeklerde kadınsı bir görüntü yaratabildiğinden rahatsız edici olabilir. Kadınlarda ise en önemli nedeni hatalı yapılan dudak kalınlaştırma işlemleridir. Tedavisinde:

  • Üst ve/veya alt dudaklarda vermilyon ve altındaki adalelerden elips şeklinde dokular çıkartılarak dudaklar inceltilir. Kesiler dikildikten sonra kalacak izin ağız kapalı iken görünmeyecek kadar arkada olmasına özen gösterilmelidir. Usta ellerde güzel ve kalıcı sonuçlar verir. Kalan iz miktarı kişiden kişiye değişir ama arkada olduğu zaman belirgin iz bile kalsa sorun yaratmaz.
Gülerken Üst Dişler Yeterince Görünmüyor

Genellikle uzun dudaklı kişilerde görünür. Nedeni yaşlılık olduğu gibi yapısal da olabilir. Tedavisi “Uzun Dudaklar” da anlatıldığı gibidir.

Gülerken Diş Etlerinin Görünmesi

Pek istenmeyen bir durumdur. Daha çok gençlerde görünür ve nedeni yapısaldır. Tedavisi:

  • Botulinum toksini ile üst dudağı yukarı kaldıran kaslar zayıflatılır. Etkili bir yöndemdir ancak etkisi geçici olduğu için belli aralar ile tedavinin yenilenmesi gerekir.
  • Cerrahi yöntem ile üst dudağı yüze bağlayan kasların yapışma yerleri serbestleştirilerek biraz daha aşağıdan yapışmaları sağlanır. Bu yöntem üst dudağı biraz uzatır.
Dudaklarda Çizgiler

Genellikle yaşlanma ile birlikte görünür ve artar. Tedavisi yüzdeki kırışıklıkların giderilmesi gibidir.

  • Derinin soyulması: Çeşitli yöntemleri vardır. Kimyasal maddeler, zımpara veya lazer cihazları kullanılabilir. Belli ölçüde etkilidir. Ancak uygun olmayan ellerde iyileşme sorunları ve iz olabilir.
  • Çizgilere dolgu yapılması: Çizgiler içine hazır dolgu maddeleri enjekte edilebileceği gibi kişinin kendi yağ dokusu da enjekte edilebilir. Hazır dolguların verilmesi kolaydır ancak etkileri geçicidir. Yağ dokusu ise birkaç seans gerektirebilir ancak kalıcılığı çok daha fazladır.

Sonuç

Dudak estetiği tek bir işlem değil görüntüye göre farklı tedavi yöntemleri ile gerçekleştirilen bir estetik girişimdir. Özellikle kadınlar için dudak hem güzellik hem de seks sembolüdür ve başarılı bir dudak estetiği çok etkili ve olumlu değişiklikler kazandırır.


Sosyal medyadaki paylaşımlarımızı izlemek için aşağıdaki logolardan uygun gördüklerinize tıklayabilirsiniz:


Derinin ameliyatsız sıkılaştırılması

Son yıllarda ışık ve elektro magnetik dalgalar kullanılarak deride görünen bir yara oluşturmadan tazelenme, sıkılaştırma ve canlı görünüm sağlanabilmektedir. Güzellik merkezimizde kullandığımız Fraxel cihazı ile derideki bir lekenin tedavisini sizlerle paylaşıyoruz.


Sosyal medyadaki paylaşımlarımızı izlemek için aşağıdaki logolardan uygun gördüklerinize tıklayabilirsiniz:


Saç teli ile dikiş atılması

İnsan vücudundaki bütün yapıların kendine göre çok önemli görevleri ve özellikleri vardır. Estetik Plastik Cerrahi ameliyatlarında dolgu maddesi olarak kişinin kendi yağının kullanılması çok sık yapılan bir uygulamadır.

Saç telinin sütür (dikiş) materyeli olarak kullanılması çok eskilere dayanır. Ancak ticari olarak mevcut sütür maddelerinin bolluğu ve kullanım kolaylığı saça olan ilginin kaybolmasına yol açmıştır.

Son yıllarda özellikle yüz yaralarının saç teli ile dikilerek kapatılması yeniden gündeme gelmeye başlamıştır. Bazı hekimler kişinin kendi saçı ile dikilen yaraların daha az iz bırakarak iyileştiği yönünde yayınlar yapmaktadırlar.

Yaygın inanışın aksine kişinin kendi saçları vücut tarafından çok iyi kabul edilmektedir. Eskiden kafatasında yapılacak her ameliyatta saçlar mutlaka kazınır idi. Günümüzde bunun gereksiz olduğu kanıtlanmıştır. Biz estetik cerrahlar saç içerisinde yaptığımız her ameliyatı saçları traş etmeden gerçekleştirmekteyiz. Buradaki yaralar kapatılırken saçların bazılarının yara kenarları arasına sıkışması ve görünmeyen çok küçük saç parçalarının yara içine girmesi iyileşmede hiçbir sorun yaratmamaktadır. Bunu farkeden bazı araştırıcılar dolgu maddesi olarak kişinin kendi saçını bile kullanmışlardır.

Saçı bir dikiş materyeli olarak kullanmanın en önemli şartı kişinin yeterince uzun saçlarının olmasıdır. Bu da daha çok kadın hastalarda kullanım kolaylığı yaratmaktadır. Saç ile dikiş atmanın ikinci zorluğu ise bu saçın ucuna takılacak iğnenin çok küçük olması gerekliliğidir. Ticari olarak üretilen sütürlerde iplik çok ince bir iğnenin arkasına herhangi bir çıkıntı yapmayacak şekilde monte edilmekte ve bu şekilde iğnenin ince olması sağlanmaktadır. Kalın iğneler deldikleri yerde iz bırakma eğilimindedirler. Saçın takılacağı arkası delikli iğnelerin arkaları daima iğneden daha kalın oldukları için estetik dikişte kullanılmaya uygun değillerdir. Ancak araştırıcılar bu zorluğu saç telini çok ince bir insülin iğnesinin içinden geçirerek çözmüşlerdir.

Biz de dudak küçültmesi yaptığımız bir hastamızda dikiş olarak kendi saç telini kullandık ve dudakta hassas bir kapanma sağladık. Çok kısa süre içinde saç deli ile diktiğimiz alt dudaktaki izin farkedilemeyecek kadar az olduğunu saptadık.

Üst dudak ince bir estetik dikiş ile kaptıldı. Alt dudak ise saç ile dikilecek.
Saç teli ile alt dudak dikiliyor.
Alt dudağın dikişleri tamamlandı.
İyileşme tamamlandığında alt dudakta zor farkedilen bir dikiş izi gözleniyor..

Saç telinin dikiş olarak kullanılmasının en büyük avantajı maliyetinin sıfıra yakın olmasıdır. Ayrıca vücut tarafından yabancı cisim olarak algılanma olasılığı diğer bütün ticari sütürlerden daha düşüktür. Bir diğer avantajı yaygın kullanılan bütün sütürlerden daha ince olmasıdır. Dezavantajı ise yalnız saçı yeterli uzunlukta olan kişilerde kullanılabilmesidir.


Sosyal medyadaki paylaşımlarımızı izlemek için aşağıdaki logolardan uygun gördüklerinize tıklayabilirsiniz:


Ameliyatsız Estetik Kliniği M-Onep


Sosyal medyadaki paylaşımlarımızı izlemek için aşağıdaki logolardan uygun gördüklerinize tıklayabilirsiniz:


Sosyal Medyada Estetik Cerrahi Tanıtımı

Sağlık insan ve toplum hayatında çok önemli bir yer tutar. Bütün devletler bireylerini sağlıklı tutabilmek için çaba harcarlar. Hemen hemen dünyanın bütün ülkelerinde acil olayların tedavisi ücretsizdir. Çünkü yaşama hakkı parası olsun olmasın her birey için ayni ölçüde geçerlidir. Bu gerçek gözönüne alındığında sağlık hizmetlerini ticari bir olay olarak görmemek gerekir. Zaten bir çok ülkede devlet tarafından halka ücretsiz sağlık hizmeti verilmektedir.

Sağlık hizmetleri son derece masraflıdır. Zengin ülkeler bile bu hizmeti verirken zorlanmakta ve bazı kısıtlamalar getirmek zorunda kalmaktadırlar. Bu kısıtlamaların başında “estetik” işlemler gelmektedir. Genel olarak estetik ameliyatların sağlık için gerekli olmayan işlemler olduğu ve ücretlerinin devlet tarafından ödenmemesi gerektiği fikri kabul görmektedir.

Güzellik kavramı sağlık kavramından farklı algılandığı için bu konu ile devletlerden çok ticari kuruluşlar ilgilenmiştir. Günümüzde estetik ve güzellik (yanlış da olsa) ayni kavramlar olarak algılanmaktadır. Bunun sonucu olarak da estetik ameliyatlar genel olarak sağlık hizmeti olarak değil de bir güzelleştirme hizmeti olarak değerlendirilmektedir. Güzelleştirme hizmetleri ticari bir kavramdır ve bu konudaki yatırımlar hızla artmaktadır.

Son 30 yıl öncesine kadar tıp doktorları arasında “estetik uzmanı” denilen bir kavram mevcut değildi. Bu konu ile “Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi” uzmanları ilgilenirdi. Ancak günümüzde insanları hedef alan “estetik” denilen bir kavram oluşmuştur. Doktor olmayanlar kendilerini “estetikçi” olarak, doktor olanlar kendilerini “estetik uzmanı” olarak, cerrah olanlar ise kendilerini “estetik cerrah” olarak tanımlamaya başlamışlardır. Bu kavramların geçerliliği ayrı bir tartışma konusudur ve sitemizde ilgili yerlerde bahsedilmişlerdir. (1)

Estetiğin sağlığı ilgilendirmediği anlayışı bu hizmetleri tamamen ticari hale getirmiştir. Ticaretin en önemli kuralı ürünlerin tanıtımı yani reklamdır. Her türlü kozmetik ürün reklamlarına hepimiz alışığız.  Ancak Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında göre tıp alanında doktorlar için reklam kesinlikle yasaktır.

Tıbbi merkezler olmayan estetik ve güzellik merkezleri serbestçe reklamlarını yaparken doktorlar kendi tanıtımlarını yapmak için çağa uymak zorunda kalmışlardır. En yaygın tanıtım ve reklam aracı olan sosyal medya artık doktorların da gözdesi olmuştur.

Ticari açıdan bakarsak bir müşterinin alacağı mal ve hizmeti önceden incelemek istemesi normaldir. Bunu sağlamak için de ticaret erbabı mağazalarında veya medyada ürünlerinin tanıtımını yaparlar.

Estetik ameliyatlarda durum farklı. Estetik plastik cerrahi uzmanları ihtisas yapmış hekimlerdir ve kendilerine ameliyat için başvuranlar da “hasta” konumundadırlar. Bu hekimler ne kadar başarılı ameliyatlar yaptıklarını ilan edemezler çünkü bu kanunen yasaktır. Ayrıca yaptıkları ameliyatların sonuçlarını da ilan edemezler çünkü bu hasta haklarına ve kişisel yaşamın gizliliği kuralına aykırıdır.

Ticari açıdan bakarsak müşteri durumunda olan estetik hastalarının (veya adaylarının) alacakları mal veya hizmetin nasıl bir şey olduğunu (yani kendilerinde uygulanacak olan işlemin olası sonuçlarını) önceden incelemek istemeleri çok doğaldır. Bu hizmeti veren veya satan ticaret erbabının da (yani estetik plastik cerrahların) yeteneklerini göstermesi gerekmektedir. Doktorlara reklam yapma hakkı verilmemekle birlikte mesleki yönden tanıtım yapmalarına bir kısıtlama getirilmemiştir. Bir doktor kim olduğunu, nerede çalıştığını, hangi konular ile ilgilendiğini ilan edebilir. Çeşitli hastalıklar hakkında bilgilendirme yapabilir. Ancak hiçbir şekilde hastaları ile ilgili özel bilgiler veremez. Yani yaptığı ameliyatların sonuçlarını gösteren resimler yayınlayamaz. İşte burada bir sorun ortaya çıkmaktadır. Estetik cerrahi görselliğe dayanır. Tedavi öncesi ve sonrası resimler gösterilmediği zaman sonuçlar hakkında fikir yürütmek zordur.

Instagram, facebook ve internet web sayfaları reklam için çok uygun ortamlardır ve hekimler de günümüzde bu ortamı reklam yasaklarını delmek için sık olarak kullanmaktadırlar.  Örnek verirsek sosyal medya ortamında tanımadığiniz bir kişinin kendisini tedavi ettiğini öne sürdüğü doktoruna övgüler yağdırmasının önünde yasal bir engel yoktur. Bu kişinin övgülerini gerçekten mi yoksa bir menfaat karşılığı mı yaptığını ayırt etmek zordur. Ayrıca bazı web sayfalarında yasal olmamasına karşın çeşitli ameliyatların öncesi ve sonrası resimleri de gösterilmektedir. Burada önemli bir nokta da bu resimlerin orijinal resimler mi yoksa bilgisayar programları ile rötüşlenmiş resimler mi olduklarını ayırt edebilmektedir. Çünkü günümüz teknolojileri her türlü görüntü üzerinde çok başarılı değişiklikler yapabilmektedir. Buna bağlı olarak da elektronik ortamda hayali bazı sonuçları göstermek hiç zor olmamaktadır. (2)

Bütün bu anlatılanlar ışığında hastalarımıza önerilerimiz ameliyat olmak istedikleri doktor hakkında bilgi sahibi olmak isterken dikkatli olmalarıdır. Hekiminizin eğitimini kendi alanındaki hizmet süresini, çalıştığı kurum veya kurumların prestijini araştırmakta yarar vardır. Ayrıca hekimin gerçekten tedavi ettiği hastalarının görüşleri de oldukça değerlidir. Hiç tanımadığınız bir hekime yalnızca sosyal medyada çok dikkat çekici paylaşımlarda bulunduğu için güvenmek doğru olmaz.

1) Estetikçi Ne Demektir?

2) Web sitelerinde öncesi ve sonrası resimler gösterilmeli mi? 


Sosyal medyadaki paylaşımlarımızı izlemek için aşağıdaki logolardan uygun gördüklerinize tıklayabilirsiniz:


Huzur içinde dinlenmek


Sosyal medyadaki paylaşımlarımızı izlemek için aşağıdaki logolardan uygun gördüklerinize tıklayabilirsiniz: